VI

50 9 0
                                    

Taehyung ile son konuşmasının üzerinden henüz bir kaç saat geçmişti ki o hala hücreden dışarıya adımını atmamıştı. Midesinin sırtına yapıştığını hissettiği an sabah hiç bir şey yemediği aklına geldi.

Hücreden çıkıp yanıp sönen floresan lambaların aydınlattığı koridoru geçti ve merdivenlerden çıkıp seslerin geldiği yemekhanenin kapısını ittirerek açtı. 

Bu sefer topluluk bir masanın etrafında ağızlarından tükürükler saçarak bir şeyler konuşuyorlardı. Yemek olup olmadığına bakmak için mutfak kısmına geçti. Kalan köri söslu erişteden biraz alıp topluluğun yanındaki masaya oturdu.

Yemeğini yemeye başlamıştı ki yalpalayarak gelen Hoseok yanındaki sandalyeye sertçe oturdu.

''Neler oluyor Ho-''

''O-o''

''Kim?''

''Taehyung.''

''Ne yaptı?'' Bakışlarını yan masaya çevirdi ve mahkumların arasından gözüken, masanın üzerindeki poşetlere baktı. Sandalyesinden kalkıp kalabalığın arasına karıştı ve sandalyede oturan siyah saçlının başına dikildi.

''Oh,Jungkook.'' Elindeki poşeti ona uzattı. ''İstemez misin?''

Poşeti aldı ve cebine tıkıştırdı.

''Taehyng. Sen cidden manyaksın. Kaldır şunları.''

''Nedenmiş o?''

''Sen beni almak için buraya geldin. Birileriyle uyuşturucu alışverişi yapıp eğlenmeye değil. Şimdi işlerine başlasan iyi edersin koca adam.''

Kalabalık çoktan dağılmıştı. Taehyung'da masanın üzerindeki tüm poşetleri toplayıp çebine doldurdu. Hücrelerin bulunduğu yere yürüdü.



DruGWhere stories live. Discover now