Odaya girip yatağına oturdu. Taehyung odada değildi. Ayağıyla yerde ritim tutarken düşünüyordu.
Odaya bitişik olan banyonun kapısının açılmasıyla gözlerini oraya çevirdi.
''Hassiktir.''
Beline sardığı havlu ve elinde kıyafetlerle karşısında yarı çıplak bir Taehyung vardı.
Islak saçlarından damlayan sular nemli karın kaslarının arasından süzülüyordu. Parlak esmer teni gözler önündeydi ve belindeki havlu düştü düşecekti. Büyüğünün bakışlarını üzerinde hissediyordu ama yere çevirdiği bakışlarını çekmedi.
''Ne oldu Jungkook?
''Havlun düşecek.''
''Bir şey olmaz. Sonuçta aynısı sende de var.''
Küçüğünün yanına gelip parmaklarını çenesine koydu ve yukarıya doğru baskı yapıp başını ona çevirmesini sağladı.
Kalbinin ağzında attığını hissediyordu. Siyah saçlıdan gelen eşsiz kıkırtı sayesinde kahverengi gözleri daha da büyüdü.
''Tam bir aptala benziyorsun Jeon. Far görmüş tavşan gibi.''
Kendi yatağının yanına geçip havlusunu çıkardı. Gözlerini karşısındaki kaslı, ince bedenden ayıramıyordu.
''Jungkook bakmamana gerek yok dedim ama gözünü dikip bakman beni tuhaf hissettiriyor.''
Hızlıca yataktan kalktı ve Taehyung'un kahkahalarını umursamadan odadan çıktı.
'Lanet olsun Jeon. Kendine hakim olmalıydın.'
''Bir şey mi oldu Jungkook? Nefes nefesesin.''
Adeta 360 derece döndü ve burun buruna geldiği Woo Jin'e gülümsedi.
''Ne olabilir ki yani? Özlemişimdir heyecanlanmışımdır ondandır yani yoksa neden olsun ya?''
''Taehyung ile ilgili bir sorun mu var yoksa?''
Duyduğu isimle içi tedirginlikle doldu ve alt dudağını kemirmeye başladı.