Bölüm içerisinde verilen fotoğraflar, üyeleri bilseniz bile hikayede ki karizmasını/tipini anlamanız için. Aynı şeyleri düşünelim diye...
Uzun zamanın ardından okula gidiyordum. Onu görmeyeli bir hafta oluyordu. Geçen ki seximizin ardından hiç kalmadan gitmişti. Olsun.
Üzerimi güzelce süsledim içime tanga takımı giyindim. Her şeye hazır olmak için. Kim bilir belki okulda da bir şeyler olur.
İstemsizce 32 diş gülüp evden çıktım. Okula giderken ilk defa aklım fesat şeylerdeydi. Onun aletindeydi mesela. Aklıma ipek gibi yumuşacık saçları geldi, onları ellemek mükemmeldi.
Saçımla oynarken buldum kendimi. Kafamı kaldırıp baktığımda çoktan okula gelmiştim. Şuraya araba ile geldiğim gün vardı. Vay be.
Okula doğru yürüdüm, "Ben en son ne yaşadım?" Diye düşündüm. Ben. Bunu sesli mi söyledim? Ah!
Sınıfa girdiğim de çantamı yanıma koyup, ellerimi önümde birleştirdim. Yakın zamanda sınavlar başlayacaktı ve ben çok konu kaçırmıştım. Yığılmış konular arasında yüzmeye hazırım artık. Ama pazartesi başlarım.
Sanırım...
İçeri profesör girdiğinde dikkatimi bir araya toplayıp onu izlemeye başladım. Konuya direk girdi. Bir yandan yazarken bir yandan siliyordu. Ona yetişmek cidden zordu. Hiç kimse de itiraz etmiyordu. Çoğunlukla inek öğrenci sürüsünün içindeydim. İç çekip yazdıklarını ışık hızı ile defterime not olarak geçiriyordum.
O kadar kastım ki kendimi bir anda , "Pof!" Dedim. Profesör arkasını dönüp baktı, kim olduğunu çözmeye çalıştı, bulamayınca işine devam etti. Bir an benim olduğumu anlayacak diye korkmuştum.
Yanımda ki sandalyeye biri oturduğunda kafamı çevirip baktım. Bana baktı, sonra kapşonlu ceketinin kapşonunu kafasından çıkardı. Gözlerim hâlâ üzerindeydi. Dolgun dudakları dikkatimden kaçmıyordu. Konuşmak için ağzımı araladığımda işaret parmağını dudağının üzerine koyup susamam için işaret etti.
Ders bitimine kadar susmuştum. Ama profesör sınıftan çıkınca hızla ona doğru döndüm, hatta o kadar hızlı döndüm ki havaya savrulan saçlarım suratına çarptı, "Merhaba!" Dedim nefes nefese. Gören beni koşuyormuşum da nefes nefese kalmış sanacaktı.
"Gri Na?" Dedi. Tek kaşımı kaldırıp, "Evet, Kim Gri Na." Dedim gülümseyerek. Başıyla onayladı, önüne döndü. Yaklaşıp kafamı yüzüne yanaştırdım, "Ya sen?" Dedim. Kafasını bana doğru çevirdiğinde az daha öpüşüyorduk.
Yutkunup uzaklaştım, "Jimin."dedi.
Gülümsedim, "Sevindim."dedim. Ardından eşyalarımı toparlayıp yerimden kalktım. Yavaş adımlarla sınıftan çıktım. Koridoru inceleyerek yürüyordum. Omuzumda bir el hissetiğim de arkamı döndüm, Jimin gülümsüyordu, "İşin var mı?" Dedi. Olumsuz anlamda kafamı iki yana salladım. "Seni bizim ekip ile tanıştırmak istiyorum." Dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DADDY'S MİLK | SNAEKR
FanfictionDuşakabine girdiğimizde; sakin ve olgunca su sıcaklığını ayarlamaya başladı. Onu inceliyordum, "Altın şapkalı Jungkook."dedim. Sonunda suyu ayarladığında, fıskiyeden su tepemizden, tırnağımıza akıtıyordu. "O ne demek?"dedi. Koyu kahverengi gözleri ü...