Onun gelmesini beklemek cidden zordu. Regl dönemindeki bir ergen gibi duygusallaşmıştım. Cidden onu istemiyorum ama başka kimsem kalmadı. Şu lanet üniversiteyi bitirip bir an önce ölmek istiyorum. Ya da üniversiteyi bitirmeyi neden bekleyeyim ki. Hayat gerçekten kısa. Insan arkadaş edilse de edilmese de acı çekiyor. Nasıl 1 dakikada bu kadar çok değiştim. Lütfen bana kızmayın. Şimdi Bay Jeon'u mu bekleyeyim, yoksa Cennete mi gideyim? Belki annemgille karşılaşırım.
Hani insanlar aşk filmlerinde anne ve babalarını tersler ya... Keşke yanımda olsalar bile yeter. Lütfen beni anlayabilecek biri hayatıma girsin. Buna ihtiyacım var.
Yerimden kalkıp evin içinde biraz yürüdüm, kendimi boş kolilerin olduğu odada buldum. Hep bu odayı gelecekteki çocuğum için ayırdığım düşünürdüm. Bir çocuğum olsa keşke.
Bir.
Çocuk.
Evet, evet belki de bir çocuk benim yoldaşım olabilir, bir çocuğum olabilir, Bay Jeon... Ondan bir çocuk yapsam ne olur ki? Kapı çaldığında bütün dikkatim dağıldı ve kendimi oturma odasında buldum. "Geliyorum!" diye bağırarak kapıya doğru gittim. Bu o biliyorum o giften sonra gelmemesi zaten imkansızdı.
Kapıyı direkt açtım. Karşımda duruyordu. Bana bakakaldı. "Ne bakıyorsun?" Dedim. Baktığı şey saçımdı, "Ne yaptın?" Dedi, endişeyle. Güldüm ve onu içeri çektim, "Saçlarımı keserek intahar etmeye çalıştım."dedim biraz kahkaha karışık gülerek. Gözlerimi ovuşturarak ona tekrar baktım, ciddiydi, "Şakası bile kötü?"dedi.
"Evet, evet öyle."dedim onu geçiştirmek için. Sonra vucuduma baktı, "Ah. Bir an korkmuştum. Benim kediciğim sert bir kız oldu diye."dedi. "Sert olmam lazım. Neresi tatlı?"dedim. Tekrar üzerime baktım. Sonra tekrar ona bakıp yanaklarımı şişirdim, "Of. Sexy olmalıyım."dedim. Beni belimden yakalayıp kendine çekti. Dudaklarını çeneme bastırıp, kafasını hafifçe kaldırıp göz göze gelmemizi sağladı. Çok yakın.
"Saçların... Sexy olmuş, minik bebeğim."dedi. Gülümsedim. Sonra yaklaşıp dudağımı dudağına bastırdım, bir elimi omzuna, diğer elimi aletinin üzerine koyup biraz tereddüt ederek sıktım. Dudaklarımızı ayırdı, "Hâlâ ilkin gibi heycanlısın."dedi. Kafamı salladım. Sonra elinden tutup onu misafir odasına götürdüm. Neden buraya getirdim? Çünkü burada her zaman bana sexi hatırlatıyor, ne sexi bilmiyorum. Ama bir şeyler hatılatıyor. Belki de yapbozun parçasını burada tamamlayacağım. Kim bilir.
Odaya girdiğimizde, yutkundum. Onu yatağa oturttum, "Sana dans edeceğim."dedim. İki kaşını da hayretle kaldırıp bana baktı, "Yap bakalım."dedi. Sonra soyunup yatağa uzandı, sırtını yatak başlığına dayadı, aletini biraz çekiştirdi, "Bu ufaklığı hareketlendirirsen, bugün seni çok mutlu ederim."dedi. Sonra arkamı döndüm, soyundum, "Bak."dedim sakince.
Amacım kalçalarımda ki morluklardı. Bugün olan bir çok şeyin sebebi de o morluklardı, "Ah. Bebeğim. Bu seni daha da sexy yapıyor." Dedi. Onunla dertleşmek istiyorum. Ama sevişmek de istiyorum.
Ardından kendimi odakladım ve ona arkam dönük bir şekilde dans etmeye başladım. Daha şimdiden yorulmuştum ve ne yaptığımı bilmiyordum. Bu biraz, beni pişman etmişti. Sonra ona yaklaştım ve üzerine oturacak gibi yapıp kalçalarımı aletine sürtüp sürtüp, daireler çizmeye başladım.
Ona baktığımda hâlâ kalkmamıştı. Büyük bir üzüntü ile tekrar arkamı döndüm. Bu sefer kalçalarımı sallayıp kafamı hafifçe geriye attım, sanki ilişkide gibi bir inilti bıraktım. Saçımı düzelterek arkama baktığımda esnediğini gördüm. Kaşlarımı çattım ve ona doğru yaklaştım, üzerine çıktım, sonra eğilip aletini emmeye başladım. Buna karşı koyamayacağını biliyordum. Dilim ile aletinin başını okşadım.
Büyük bir nefes bıraktı, sonra beni yukarıya çekip dudaklarımu öpmeye başladı. Öpmesine karşılık verirken gülümsedim. Sonra dudaklarımı ayırdım. Gözlerinin içine bakarken beni yatağa yatırdı. Ama her şey ağır çekimde gibiydi. Bana baktığı her an...
Dudağının değmediği yerler bile cayır cayır yanıyordu, "Beni huzura kavuştur."dedim. Boynuma kafasını gömdü, emmeye başladı. Bu çok hoştu. Kafasını biraz daha bastırdım. Emmeyi bırakıp dili ile boynumdan karnıma kadar yol izledi. Sonra yukarı tekrar çıkıp göğüslerim etrafında daireler çizdi. Hızlı, büyük elleriyle, göğüslerimi avuçladı ve sıkmaya başladı.
Dudaklarımı birbirine bastırıp inliyordum. Sonra bacaklarım arasına yerleşti. Bacaklarım titriyordu. Aletini çekiştirmeye başladı. Yüzüme bakmaktan bir saniye kendini alamıyordu. Bu güzeldi. En azından bir kaç dakikalığına sevildiğimi hissetim.
Aletini kızlığımdan içeri yolladı. Bu çok... Acıttı, "Ah!" Tırnaklarımı sırtına yerleştirip çizmeye başladım. Bu onun için, 'Canım acıyor. Ama devam et.' demekti.
Aletini sallayarak, daireler çizerek hareket ettirdi. Sonra tamamen içime soktu, "Yavaşh! Olmak çok zor."dedi. Girişi ile vuruşları aynı sertlikte, hiç hız kaybetmeden, hatta hız kaybetmek yerine daha da hızlanarak artıyordu. Aleti de sanki daha da kalınlaşıyordu. Bacaklarımı beline doladım. Ve onun hareket etmesini bekledim.
Bunu ondan ben istemiştim. Bu çok... Güzeldi. Tıpkı bir sipariş gibi her seferinde bunu isteyeceğim. Bu, "Ihm!"dedim. Yatak cidden çok sert gıcırdıyordu.
Bir eli kalçalarımı sabit tutmaya çalışıyordu. Aynı zamanda sıkıyordu. Her sıkışında kalçalarımı biraz daha yukarı kaldırıyordum. Böylelikle, aleti içimden az biel çıksa bile, 'Cuk.' diye oturuyordu.
Diğer eli göğüslerimi sıkıyordu, bu en az bir, "Ihm!" Konsantre olamıyorum! Bu... Çok... Güzel...
Ellerimi yüzüne yerleştirip biraz, istemeden, sıktım, "Jungkook!"dedim, söyler söylemez dudaklarım arasından fırlayan büyük inilti, kendini sexe verse bile dikkatini çekmeye yetecek seviyedeydi.
Bana baktı, "İsmimle değil!" Diyerek çıkıştı. Nasıl bu kadar, "Mh!", Zevkin ortasında kızabiliyor?
"Ah!" Acımıştı. Cidde-. "Ah! Evet, orası babacık!"dedim. G noktamı bulması zor olmuştu ve bu sefer şimdiye kadar olanlardan en zevklisiydi. Aynı yere, aynı hızla, hiç şekil değişmeden vuruyordu. Zevkle inlemem için...
"Ihm! Ba-! Ba!Cık!"her söylemeye çalıştığımda G noktama vuruyordu, bu da derin nefes kesilmelerine sebep oluyordu. Yüzünde ki tanıdık gülümseme her şeyi belli ediyordu. İçimden çıktı, sonra kızlığıma eğilip öptü, ardından bacaklarım arasından sızan sıvıya baktım. Boşalmıştım.
Ona baktığımda mükemmel 8'lik kasları beni öldürüyordu. Ama aleti hala şişikti, "Ağzını aç!"dedi. Tereddüt ederek ağzımı açtım, "Babacık seni besleyecek."dedi. Tek kaşımı kaldırdığımda yüzüme düşen sıvılar ile gözlerimş otomatik olarak kapadım.
Ağzımın içine girenleri tükürmeye yeltendiğimde, "Yut!"dedi. Bu midemi bulandırmıştı, ama onun için, en azından tadına bakmak adına yuttum. Bu... İğrenç. Galiba.
Yanıma yattı, "Bir sonraki bölümde, mutfak fantazisi!"dedi. Yorgun olduğum için yarım yamalak güldüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DADDY'S MİLK | SNAEKR
FanfictionDuşakabine girdiğimizde; sakin ve olgunca su sıcaklığını ayarlamaya başladı. Onu inceliyordum, "Altın şapkalı Jungkook."dedim. Sonunda suyu ayarladığında, fıskiyeden su tepemizden, tırnağımıza akıtıyordu. "O ne demek?"dedi. Koyu kahverengi gözleri ü...