BÖLÜM 6

11.8K 230 120
                                    

Tanrım. Tanrım. Lütfen beni duy.

Gülümsedim , "Ne zaman canın isterse öyle mi olacak?" Dedim yerimden kalkıp, "Karıcığın yok mu?" Dedim. Sessiz olmam için işaret etti, " 'Karım yok.' demedim mi sana?" Dedi. Ellerimi önümde birleştirip konuştum, "Hayır." Dedim.

Fermuarını indirdi, "Karım filan yok."dedi. Elimi elinin üzerine koydum, "Yapma."dedim. Fermuarını hızlıca yukarı çektiğinde, "İyi o zaman." Dedi. Yanından ilerleyip kapıyı açtım ve çıktım. Hiç etrafımı kontrol etmemiştim. Çok cesurca.

Saatime baktım. Sonra göz devirip çoktan dersin başladığını fark ettim. Sınıfın kapısının önünde durup, kapı kulpunu tuttum. Derin bir nefes alıp korkuyla arkama döndüm. Arkamda beliren Taehyung'a baktım, "Ödümü kopardın." Dedim. Tek kaşını kaldırdı. Sonra ," Bu profesör çoktan yok yazmıştır, hem de gözünden düşersin."dedi. Sanki uzmanmış gibi konuşuyordu, "Başka ne yapabilirim ki?" Dedim. Ardından bileğimi tutup yürümeye başladı, "Kişisel algılama." Dedi.

Bileğimi tutmasını mı kastediyor?

"Bir önemi yok."dedim. Beraber ilerlerken o lanet lavabo kapısının önünden geçiyorduk. Sonra kapı açıldı. Kafamı değil de bakışımı oraya çevirdim. İçeriden çıkan Bay Jeon'du. Bileklerini düzeltirken kafasını kaldırıp bir bana bir Taehyung'a baktı. Ama bakakaldı, çünkü çok hızlıca önünden geçtik. Biraz paniklemiştim. İçimi pişmanlık duygusu kapladı.

Okul bahçesine indiğimizde Jimin ile Hoseok konuşuyordu. Jimin, "Ne demek gelmiyor?!" Diyip sinirlenirken Hoseok bana baktı ,"Boşver gitsin." Dedi. Yanlarına geldiğimde , "Nasılsınız?" Dedim. Hoseok yüzüne hemen sahte bir gülümseme yerleştirdi, "Tabi ki çoook iyiyim!", Dedi. Gülümsedim. Jimin'e baktım, "Jimin?" Dedim. "Efendim." Dedi. Sonra bir şey demedim.

Minik efendiler yürümeye başladığında arkalarına takılıp yürümeye başladım. Ama tıpkı bir çocuk gibiydim. Neden böyle davranıyorum, bilmiyorum. Ara sıra yürürken sekiyordum. Bazen, biraz ileriye doğru yürüyüp sonra Taehyung'a bakıp sırıtıyordum. Ciddiyetini bozmayan Taehyung sonunda elini kafama koydu. Ve aramızda ki boy farkını anladım.

Kafamı sabitledi, "Jimin, biz bunu evcil hayvan olarak mı yanımıza aldık?" Dedi. Hoseok hemen gülerken, Jimin cebinden araba anahtarı çıkarttı ve karşımızda ki arabanın kilidini açtı, "Sayılır." Dedi.

Kaşlarımı çatıp , Taehyung'un ellerinden kurtulmaya çalıştım. Ama sadece saçlarım dağılıyordu. Derin bir nefes alıp hızlıca verdim, "Evcil hayvan mı? Bir cins ver de tam olsun!" Dedim. Taehyung ön koltuğa geçti, Jimin şoför kapısını açtı. Hoseok çoktan arkaya bindi. Jimin durdu, " Fennek tilkisi." Dedi sakince. Sonra arabaya bindi, ben de tepinerek Hoseok'un yanına bindim. "Çöl tilkisi dedi!" Dedim. Hoseok güldü. Zaten hep yapıyor. Sonra , "Nereye?" Dedi. Ben de öne doğru eğildim, "Nereye?" Dedim Hoseok'u taklit ederek.

Arabayı yavaşça sürüyordu, "Yoon-Gi'yi almaya."dedi. Taehyung elini Jimin'in omzuna koydu, "Hadi ama." Dedi.

Ne? Yoksa? Jimin ve Yoon-Gi? Bunlar gay mi?

İçimde ki düşünceler kulağımı çınlatıyordu. Jimin bana baktı, "Gri Na. Öyle bir şey yok." Dedi. İç sesimi mi duyuyor? Dur küfür edeyim duyacak mı?

Bok kafalı Jungkook!

Baktım, baktım, baktım. Dikiz aynadan baktı, "Cidden bir şey yok." Dedi. Haa. Bu olayın içinden gay olmalarını çıkartacağımı anlamış sadece. Haaa.

Sonunda bir evin önünde durduğumuzda herkes arabadan indi. En son ben indim. Jimin arka bagajdan biraz içki çıkarttı. Sonra eve doğru yürümeye başladı. Diğerleri de yürüdü. En arkadan gelen Hoseok'a yanaştım, "Yoon-Gi'nin evi mi?" Dedim fısıltıyla. "Eveet!" Dedi fısıltıyla. Yüksek bir fısıltı.

Gülümseyerek yürüdüm. Jimin kapıya vurduğunda biraz bekledik. Taehyung vurdu. Kapı açılmadı. Ben yaklaşıp zile bastım. Hepsi dönüp bana , 'Ne yapıyon aq' der gibi baktı. Biraz korkup gülümsedim sonra kafamı sallayarak arkaya doğru çekildim.

Kapı açıldı. Yoon-Gi yarı çıplaktı, Jimin hemen içeri daldı, "Siz bekleyin."dedi. Ben Hoseok'a döndüm, "Şey..." Dedim. Taehyung, bana baktı, "Hayır. Öyle değil." Dedi.

Aman be! Kabul etseniz ne olacak sanki!

Jimin kapıyı açıp geçmemiz için işaret etti. Hepsi girdi, ben girmedim, Jimin bana baktı, "Neden girmiyorsun?" Dedi. İç çekip gelmesi için işaret ettim. Geldi, biraz uzaklaştık, "Jimin, beni kimse istemiyor, ben kötü hissediyorum." Dedim. Jimin elini omzuma koydu, "Bak Gri Na. Seni olduğun gibi kabul etmeleri seni tamamen benimsemeleri tabi ki zaman alacak. Seni benimsedikleri zaman sen istesen de seni bırakmazlar." Deyip güldü. Ben de tebessüm ettim, "Ya biraz zaman isteyeceksin. Ya da kendini bizim gibi yapacaksın. Ama kişiliğini hiç bozma bence." Dedi. Ben de kafamla onayladım. Sonra içeri girdik.

Vay be!

İçeri cidden çok güzeldi-, havalı. Ağzım iki metre açık kaldı. Sonra ağzımı kapadım. Bana içeri girmem için işaret etti. Salona girdim. Hepsi oturup konuşuyordu. Ben gelince sustular. Ben de yaklaştım. İşaret parmağım ile bahçeye çıkan kapıyı gösterdim, "Biraz bahçeye baksam iyi olacak." Dedim. Ve tuhaf hareketim ile bahçeye çıktım. Bahçe güzeldi. Havuz vardı. Aklıma havuz da sexin gelmesi çok mu anormal?

Şezlonglardan birine yanaşıp oturdum. Sonra suya baktım, arkamdan gelen Jimin sesi, "Fennek!" Arkama baktım, "Efendim." Dedim. Ayağa kalktım. Jimin yaklaştı, elini kafama koydu. Boyum kısaydı biliyorum. "Ne kadar uysalsın böyle?" Dedi.

Neden kızlığım karıncalanıyor?

Arkadan Taehyung geldi, "Hava güzel gibi. Akşam burada mı partilesek?" Dedi. Jimin, "Fennek tilkisi, ne yapalım?" Dedi. Ben de, "O zamana kadar kalmam. Bana bakma." Dedim. Hoseok ve Yoon-Gi de geldi. Hoseok, "Sadece biz varız, rahat ol." Dedi. Sonra düşündüm, "Kalmalı mıyım?" Dedim Yoon-Gi'ye bakarak. İç çekti, "Tabi ki kal. Hep erkek göre göre erkek yurduna döndü burası." Dedi.

Sonra hep bir ağızdan gülmeye başladık. Gülerken herkesi inceliyordum. Taehyung onu ilk defa gülerken görüyordum. Bu anı unutmamam gerek. Yoon-Gi ise beni istemediğini ilk defa belli etmiyordu. Jimin desen zaten gülerken kısılan gözleri yüzünden şu an pek çok şeyi kaçırıyordu. Hoseok da o kadar sahte gülmüştü ki gerçek gülüşünü bile kaybetmişti resmen.

Fennek tilkisi medyada olan tilki.

Çoktan akşam olmuştu. Herkes bir şeyler yapıyordu. Taehyung minderleri bahçenin çimenli yerine götürüp daire şeklinde yerleştiriyordu. Hoseok içkileri ve bardakları getiriyordu. Jimin ve Yoon-Gi yoktu yine ortalıkta.

Sonunda yerlerimize oturduğumuzda öylece bakıştık, sonra Hoseok ,"Önce şişe bitene kadar içelim. Şişe bitince 'Doğruluk mu, Cesaret mi?' oynayalım" dedi. Hep bir ağızdan mırıldandık.

Sonra bardaklar dolduruldu. Herkes yavaş yavaş içiyordu. Benim bünye pek dayanıklı değildi. Umarım bana kötü şeyler söylemezler....

DADDY'S MİLK  | SNAEKRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin