Gri Na'nın ağzından:
Halsiz, güçsüz, kararsız yalnız hissediyorum. Jimin dediğimi anlamamış gibi bakıyordu, "Uzak olsun, dedin. Bunun için mi?" Dedi. Bakışları yere, elleri kalçalarının oradaydı. Yerimde doğrulduğumda bana yaklaştı, "Jungkook ile barışır mısın?"dedim. Üzüldüğünü belli edecek hareketler yaptı, "Lütfen..." Dedim. Sonra aklıma bu ikisinin de abisi geldi. "Hem... En büyük abiniz de barışır. Yoon-Gi izin veriyor. Neden hâlâ-"dediğimde bana sarıldı.
Ellerimi sırtına koyup sıvazladım. "Sen... Onu seviyorsun... Peki... Neden gitmeye çalışıyorsun, kal işte."dedi. "Çıkışımı yapalım. Başka yerde düşünürüz."dedim. İtiraz etti ama onu kulak arkası ettim. Telefonu alıp Taehyung'u aradım. "Ah. Ben iyiyim. Senden bir şey isteyecektim..... Ah. Evet. Sadece. Yoon-Gi'ye üzgün olduğumu söyle.... Ah. Evet. Anlıyorum.... Peki. Görüşürüz."diyip telefonu kapadım.
Jimin minik bir sırt çantası ile geldi. "Üzerini değiş."dedi. Kafamla onayladım. Yerimden kalkıp yürümeye yeltendim. Ama ayağım. Kısmen yoktu. Düşmemek için direnmeme rağmen sonunda Jimin'den yardım aldım. Beni lavaboya bıraktığıda, orada denk geldiğim hemşire yardımı ile üzerimi giyindim.
Dışarı çıktığımda, "Aklımda bir şeyler var."dedim. Sonra üzüntüm vucudumu sararken, derin bir nefes aldım, tavanda ki lambaya göz diktim. "Abinin yanına gidelim mi?" Dedim. Şimdilik bu iyiydi. Aklımdan geçen şey. Bir süre Jungkook'tan uzak durup benim kıymetimi anlaması veya beni hayatından çıkarması. En azından bu ikileme bir son vermesi. Bu sırada en azından beni hayatından çıkarır diye, yalnız kalmasın diye onu abisi ve kardeşi ile barıştırmak. Böylelikle yalnızlığı bir süre azalacak.
Jimin, "Bak. Jin öyle biri değil." Dedi. Beni düşmemem için belimden sıkıca kavradı. Sonra saçımdan öptü, "İyi, güzel düşünüyorsun. Ama Amerika'da."dedi. Yüzümde gülümseme oluştu. Beraber arabasına doğru ilerliyorduk. Arabasına beni yerleştirdi. Bir süre arabaya binene kadar yalnız kaldım. Aklımın bir köşesinde yanan lamba bana güzel fikir geliştirdi, "Belki..."dedim. Arabaya bindi. "Lütfen Amerika'ya gidelim. Eğer seni ve beni kabul etmezse. Geri döneriz. Söz veriyorum."dedim. İtiraz edecekken elini tuttum. "Biz? Gri Na. Ona Jungkook'un sevgilisi olduğunu söyleyeceksin değil mi? Çünkü benim sevdiğim var."dedi.
"Kim?" Dedim, istemsizce üzülerek. Sonra kafamı cam kenarına çevirdim, 'Neden üzülüyorum? Gereksiz. Mutlu olsun' diye düşünürken, "Taehyung." Dedi. Çene kemiğim yere düştüğünde mosmor olmuştum?! Ne? Yoon-Gi veya bir kız ismi bekliyordum. Gay olma ihtimali az gibi geliyordu. "Oha."diye ağzımdan kaçırdım. "Taehyung..."dedim. Sonra istemdışı onları yatakta hayal ettim. Bu hoşuma gitti.
Arabayı sürmeye başladı, "Peki. Jin'e gidelim. Ama kabul etmezse ısrar etmek yok."dedi. Sevindim. Ama çene kemiğim o kadar açılmıştı ki tepkimi gösteremiyordum.düşüncelerime dalarken yola bakıyordum, kenarda duran ağaçları hızlıca geçiyorduk. Gözüm bir ağaca takıldığında gözümün önünden kaybolana kadar ona bakıyordum. ''Im, Jimin. Taehyung ile sevgili misiniz?'' dedim parmaklarımı cama koyarken. ''Oh. Evet.'' dedi. Az önce ki, ilk duyduğuma göre mutlu olmuştum. Birbirleri için yaptıkları veya yapacakları tatlı ve romantik şeyleri düşündüm. Tekrar mutlu oldum. İçimde olan, az biraz Jimin umudu ortadan kalkmıştı.
Yurtdışına çıkmak için gereken bir ton şey vardı. Mesela kimliğim. Pasaport, mesela. Kıyafetim de yoktu. Okul desen zaten, atılma sınırına geldim. Jimin, ''Okulu dondurmalısın bence, çoğu şeyi kaçırdın.'' dedi. Benim eşyalarımı almak için 'emanetçi' dedikleri yere geldik. Adam, küçük bir garaja bizi bıraktı. İçeride ki eşyalarıma baktım. Koşarak gördüğüm ilk şeye sarıldım. Bu annem ve babamın boya fırçasıydı. Çok az eşyamın olduğunu fark ettim. Sonuçta merdiveni, duvarları çürütecek şekilde yangın olmuş. Eşyaların kurtulması saçma olurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DADDY'S MİLK | SNAEKR
FanfictionDuşakabine girdiğimizde; sakin ve olgunca su sıcaklığını ayarlamaya başladı. Onu inceliyordum, "Altın şapkalı Jungkook."dedim. Sonunda suyu ayarladığında, fıskiyeden su tepemizden, tırnağımıza akıtıyordu. "O ne demek?"dedi. Koyu kahverengi gözleri ü...