9

532 62 31
                                    

"Bak, ondan gerçekten bu şekilde bahsetmek istemiyorum. Çünkü hala bunun doğru olmadığını umuyorum. Ama... İnsanların 'sosyopat' diye adlandırdıkları şey. Sanırım Antisosyal kişilik bozukluğu demek kulağa daha iyi geliyor"

Ne?

"Ama bunu sana anlattığımdan ona bahsetme" diye devam etti konuşmasına "Bunları seninle paylaşmamın çok büyük bir risk olduğunu biliyorum. Ama yine de sana anlatıyorum, çünkü onunla nasıl iletişim kurabileceğimi artık gerçekten bilmiyorum. Ve sen bunun bir yolunu bulmuşsun gibi görünüyor"

ARIA'NIN AĞZINDAN

"Sosyopat mı?" Ağzımdan kaçırdığım derin bir nefes eşliğinde fısıldadım.

Des'in cevabı ise sessizliğinde ve bakışlarında gizliydi. Bunun tam olarak ne anlama geldiğini bilmiyor olsam bile kesinlikle iyi bir şey olmadığını biliyordum. Harry ile ilgili görünenden daha derin bir şeyler olduğunu, bir sırrı olduğunu tahmin etsem bile beklediğim şey asla bu değildi.

"Öyle bakma" Des endişe ile konuşmuştu. Açıkcası nasıl baktığımdan emin değildim. Korkmuş? Tedirgin? Şaşırmış? Buradan hızla kaçıp gitmeyi dileyen?

"Ben-" ne diyebileceğimi bilmediğim için sessizliğimi kısa bir süre için sürdürdüm "O bunu biliyor mu?"

"Harry?" Des merakla baktı "Evet, elbette biliyor. Ama kabul etmiyor, ona göre tam bir saçmalıkmış"

"Peki ya ne olacak?" diye sordum, bir sosyopatın nasıl bir şey olduğunu veya ne kadar tehlikeli olduğunu bilmiyordum. Onlara ne yapılması gerektiğini, nasıl tedavi edileceğini ve Harry'nin tedavi için neler yaptığını merak ediyordum.

"Hiçbir şey"

"Peki ya tedavi?"

"Bir tedavisi yok" dedi, duymaktan korktuğum cevap tam olarak buydu "Aslına bakarsan antisosyal kişilik bozukluğu tam olarak bir hastalık değil, bir nezleyi tedavi eder gibi tedavi edemezsin. Tıpkı adında da olduğu gibi bir kişilik bozukluğu"

"Bir çözümü yok mu?"

"Manchester'daki doktoru ilaç vermişti ama ona doğrudan bir faydası yoktu. Yalnızca daha kontrol altında tutabilmeyi sağlıyor"

Bununla ilgili ne düşünmem ne yapmam gerektiğini gerçekten bilmiyordum. Hatta Des'in bunları bana neden söylediğini bile bilmiyordum, sonuç olarak beni tanımıyordu. Nasıl güvenebilirdi ki?

"Ben" diyerek cümleye başladım "Bunu bana neden anlatıyorsunuz?"

Benimle doğrudan göz teması kurmuyor, yere bakıyordu. "Senden böyle bir şey istemek çok fazla olabilir biliyorum. Ama onunla iletişim kurmak gerçekten çok zor, başaramıyorum. Ama anladığım kadarıyla seninle vakit geçirmeyi seviyor"

"Tanıştığımızdan beri birkaç kere birlikte takılmıştık" dedim "Ayrıca dün gece bize yemeğe geldi. Babamla birlikte Manchester-Liverpool maçını izlediler"

"İşte tam olarak bundan bahsediyorum, biz çok uzunca süredir birlikte bir maç bile izlemiyoruz"

Des'in gözlerindeki endişeyi görmek çok zor değildi, oğlu için tedirgin olduğunu hissedebiliyordum. Ama benden yüzleşmemi istediği şeyin tam olarak ne olduğunu hala anlayabildiğim söylenemezdi. Harry tehlikeli miydi? Onunla başa çıkmayı başarabilir miydim? Daha önemlisi, Rose'un ölümü ile Harry'nin bu rahatsızlığı tam olarak nasıl bir bağlantı içindeydi? Çünkü arada bir bağlantı olduğuna artık emindim.

En önemli sorum ise, sosyopat olmak tam olarak nasıl bir şeydi?

Konuşmamız kapıdan gelen anahtar sesi ile bölündü, gelen Harry olmalıydı ki Des hızlıca oturduğu bar taburesinden kalkarak arkasındaki kettle'a ilerledi.

Murder SquadHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin