16

587 91 103
                                    


Dedektifin Ağzından

Karşımda oturan Carla önüne az önce koymuş olduğumuz sıcak çayına bile dokunmamıştı. Son derece hareketsizdi; bakışları yerden kalkmıyor, bacakları bir an için bile olsun hareket etmiyordu. Onu yarım saat önce buraya getirdiğimiz zaman oturduğu pozisyonu asla bozmamıştı. Yaptığı tek hareket sol eli ile sağ bileğini sürekli olarak tırmalamasıydı. Öyle ki bileğinde tırnaklarının izi çıkmış ve yer yer kan oturmuştu. Verdiğimiz sakinleştiricinin etkisi ile ağlamıyordu da. Ailesinden birini aramak isteyip istemediğini sorduğum zaman bile bunu duymamış gibi yapmayı tercih etmişti, belki de gerçekten duymamıştı. Kim bilir? Aklında çok derin düşünceler olduğunu tahmin edebiliyordum. Çok kısa bir süre önce o elleri sevgilisinin cansız bedenini kucaklamak zorunda kalmıştı.

Onu buraya getirmeden önce olay yerinde bulduğumuz, üzerinde kan izi olan maskeyi göstermiştim. O an yaşadığı şaşkınlığı görmemek imkansız gibi bir şeydi. Ambulans görevlisinin yalnızca dakikalar önce yapmış olduğu sakinleştirici iğneye rağmen dehşete düşmüş bir halde "hayır hayır, ciddi olamazsınız!" diye sayıklıyordu. Ona sakinleşmesi için verdiğim kısa sürenin ardından maskenin sahibini bildiğini itiraf etmişti. Son dakikalarda onu yalnız bıraktığı konusunda sıkça yakındığı arkadaşı Aria'ya aitti.

Anlatabileceği daha fazla şey olduğunu gördüğüm zaman onu merkeze getirmenin en mantıklısı olduğuna karar vermiştim. Böylelikle merakla olayları izleyen kalabalığın baskısından da onu kurtarabilecektim.

Bahsettiği arkadaşı Aria ise o kalabalığın arasında değildi. Telefonlarına cevap vermiyordu. Onu alması amacıyla Carla'dan öğrendiğimiz ev adresine bir ekip göndermiş olmama rağmen Aria evinde de değildi. Hatta babasının söylediğine göre partinin ardından eve asla uğramamıştı bile.

Kızı en son nerede gördüğünü sordum. Bahsettiği ve yine kalabalığın arasında bulunmayan kuzeni Harry ile birlikte gördüğü cevabını vermişti. Söylediğine göre bu maskeyi Aria'ya alan da Harry'nin ta kendisiydi. Sonrasında ise bir ekibi doğruca Harry'nin evine göndermiştim. Tanrı biliyor ya onu orada bulmayı asla ummuyor olmama rağmen Jack aramış ve çocuğu aldıklarını söylemişti.

"Kuzenin evindeymiş" dedim sakince "Şimdi buraya doğru geliyorlar"

Bu cümle karşısında dakikalardır yerden kaldırmadığı gözlerini hızla gözlerimin içine dikti. "Peki Aria?"

"Onu evinde bulamamışlar, babası eve asla uğramadığını söylüyormuş"

Gözlerini hızla kapatan Carla kesik bir nefes aldı "Lanet olsun!"

Ondaki bu endişeli haller dikkatimi çekmişti. Gözlerimiz tekrar buluştuğu sırada oturuşunu düzeltmek için bir hamle yaptığını fark ettim. Kendini öne doğru çıkarmaya çalışmış ama vazgeçerek tekrar arkasına yaslanmıştı. Söylemek istediği bir şey olduğuna emindim. Bir şeyi paylaşmak istiyor ama vazgeçiyordu.

"Harry buraya gelmeden önce benimle paylaşmak istediğin bir şeyler var mı?" diyerek ona yardımcı olmayı denedim.

Dudaklarını birbirine sıkıca bastırırken gözlerini kapattı ve başını olumsuz anlamda salladı. Yaklaşık 20 yıldır bu mesleği yapan biri olarak açıkça söyleyebilirdim ki bu reddedişi bile büyük bir tereddüt barındırıyordu. Ama üstüne gitmemin ona bir faydası olmayacağını çok iyi bildiğim için biraz zaman vermeye karar verdim.

"Bunu hiç yapmamalıydım" diye mırıldandı

"Neyi?" duraksadım "Neyi yapmamalıydın?"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 02, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Murder SquadHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin