KyungSoo gözüne yönelen güneşten rahatsız olduğu için garsona kapatmasını rica etmişti. Sesini duyamasamda dudaklarının hareketleri beni tekrar başka alemlere uğurlamıştı.
Yine her zaman yaptığı gibi beni izleme işine başlamıştı. Bundan nasıl hoşlandığımı hiç bir kelime ile telaffuz edemezdim. Bu yüzden o beni izlerken ben dışarıyı izledim.
Elbet bende onu izlemek,incelemek, keşfetmek isterdim ama yapamazdım. O harikulade gözlerini bana dikerken bunu yapamazdım. Özgüven eksikliğim sayesinde hayatıma bir kez daha eksi puan eklemiştim.
Kahvem ılıdığı için artık içebilirdim. Kafamı solmuş yapraklardan çekip kahveme döndüm. Kulbundan tutup dudaklarıma yönlendirirken maalesef bakışlarımız buluşmuştu. Tam karşıma oturması çok caniceydi!
Beni nefessiz izlediği kesinlikle buradan bariz bir şekilde belli oluyordu. Keyifle gülümsemek istesem de hiç bir zaman o kadar lakayit biri olamamıştım. Ben her zaman saygılı ve terbiyeli bir birey idim.
O'nu umursamamaya özen göstererek kahvemden bir yudum aldım ve yuttum. O ise adem elmamın hareketiyle gözlerini kocaman açtı ve hemen toparlandı. Çünkü O'na olan bakışlarım üzerinde bir delik oluşturabilecek kadar yoğundu.
Gözlerime artık hükmedemiyor, söz geçiremiyordum.
Dudaklarına yerleşen ve gittikce büyüyen gülümseme bana bir hediye idi değil mi? Süt beyaz dişlerini çevreleyen pembe dudakları zihnimi delip geçmişti.
Düşünemiyordum. Nefes almak ne zaman bu kadar zor olmuştu?
Halimden memnun olmuş olacak ki daha da kocaman gülümsedi ve yerinden kalktı.
Hayır,hayır! Bana yaklaşma mükemmellik abidesi!
Beni dinlemiyordu! Daha da yaklaştı ve bu sefer cidden tam karşıma yerleşti!
Rüyada mıyım? Çünkü hayal edilmesi bile güç bir zaman dilimi yaşıyorum şuan..
Benim şaşkın ve nefessiz halimi zevkle izliyordu. Ellerini çenesinin altına sabitledi ve bir bebeğin saf bakışlarıyla beni daha da yakından inceledi. Ben ise sadece bakıyordum. Kalbim bedenimi terk edecek gibi atarken ne yapabilirdim ki?
"Yakından bakınca cidden farklısın.."
Sesinin tınısı ile başım dönmeye ve midem bulanmaya başlamıştı. Hamile miydim yoksa bedenimi bu derece de etkileyen sesin sahibi bir büyücü falan mıydı?
Koca gözlerine daha ne kadar derin bakabilirsem o kadar baktım. Beni neden baştan çıkarıyorsun Kyungsoo?
Zorlukla konuştum.
"Beni tanımıyorsun değil mi?"
Nedense onunla samimi konuşma gereği duymuştum.
Yüzünden sıcak bir esinti geçip gitti. Gözlerini tekrar bana dikip öylece baktı. Kalbim ve beynim artık sistem dışıydı.
"Tek bir eşi daha olmayan insanlar her zaman ilgimi çekmiştir. Sen bu dalda birincisin."
Hafızam küçük bir "kilik" sesi ile kilitlenmişti. O güzel sesiyle, bana bu cümleleri sarf etmesi ne kadar da masum bir duyguydu böyle..
Bir anda garip bir huzur, bir sarmaşık gibi saran taşkın, arsız bir mutluluk duydum bu durumdan. Sanki kırk yıldır tanışıyorduk, sanki insanın onun yanında canı hiç sıkılmazdı ve sanki onun yanında insana bir şey olmazdı..
"Huzur veriyorsun.."
Dudaklarım benim iznim dışında fısıldadı. Kyungsoo ise samimi bir gülümseme göndererek tekrar benliğimi ellerinin arasına aldı.
"Yarım. Olmaya ne dersin?"
"Yarım? Anlayamıyorum.."
"Yarım. Benim bir diğer yarım. Bana hükemedebilecek tek yanım, sana sahip olabilecek diğer yanın."
"Beni tanımıyorsun. Nasıl bu kadar rahatsın?"
"Ben insanları konuşarak değil izleyerek tanıma taraftarıyım. Ve inan seni herkesden daha iyi tanıyorum."
"Bu-bu saçma.."
"Şaşırınca gözlerini kaçırıyor ve binlerce kez kırpıyorsun. Sevinince alt dudağını ısırıp kocaman gülümsüyorsun. Alt dudağını ısırmanın nedeni acaba bahşettiğin güzel gülümsemenin ön gösterimi mi? Yazmayı seviyorsun. Fazla tedbirli birisin. Aynı zaman da terbiyeli ve saygılı da. İşinde en iyisisin ve inanıyorum ki günün birinde harika bir baba olacaksın."
Sözlerim boğazımda düğümlenmişti. Bu adam, beni büyülemekten başka bir şey bilmiyor muydu? Yanaklarıma hücum etmekten zevk duyan kırmızık tekrar yerini aldı. Bense utancımdan dolayı ellerimle oynamaya başlamıştım.
Yine o ilahi ses..
"Ve utandığında narin ellerinle ilgileniyorsun. Oysa ki ilgiye ihtiyaç duyan kişi tam da karşında.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
i need you// kaisoo
Fanfiction"Birlikte üşüyeceğimiz bir kış sabahında görüşmek üzere."