Yeol'un bizi getirdiği yer, içime kuşku filizleri serpmişti. Hayatımda daha önce hiç bara gitmediğim doğruydu ama burası cidden bana uygun değildi. Etrafta kendini kaybetmiş insanların kaynadığı bir yer..Sınırlarımı zorluyordu.
Soo minik elleriyle koluma bir koala gibi dolandı ve bana teklemelenmiş puppy bakışlarıyla resmen yalvarıyordu. Onu parçalayarak yemek istiyordum!
"Burada dikilecek misiniz? Hadi!"
Yeol'un bir kez daha mutlu anımızı lekelemesine izin vermiş bulunuyorduk. Dikilmek gayet güzel bir fikirdi.
Soo kırık sesiyle mırıldandı kulağıma doğru.
"Bu gece eğlenmeliyiz Bay Çikolatalı Puding!"
İliklerime kadar titrerken beni çekiştirmesine izin verdim. Bu adam uyuşturucu etkisi bırakıyordu bende. Her hareketi bağımlılık yaratıyordu..
BaekYeol çiftinin arkasından paytak adımlarla ilerliyorduk. Burayı kesinlikle sevmemiştim.
Uzun dar koridorda en fazla iki kişi yanyana yürüyebiliyordu. Duvarlarda dalgaları oymalar kırmızın en ateşli tonuna ev sahipliği etmişti. Tavanda ki loş mor ışıklandırma etrafa tuhaf bir hava katıyordu. İçeriden çıkan üç cidden fazla çıplak bayan bize doğru-aslında çıkış kapısına doğru- ilerlerken ürkmüştüm. Kızıl saçlı olan solumdan geçerken elini elime garip bir ahenkle sürttü. Şaşkınlığımdan dolayı arkamı dönüp giden kıza baktım. O da arkasını dönerek bana arsızca gülümsedi. İçimde anlamlandıramadığım duygular canlanırken yanımda olduğunu unuttuğum sevgilim kolumda ki tutuşunu sıklaştırdı.
"Fazla ilgini çekmediler mi Jongin?"
Bakışlarımı bebeğime yönelttim. Suratında ki hayal kırıklığı elle tutulur biçimdeydi. Onun yanında bunu yaptığım için kendime lanet ettim.
"Özür dilerim Soo. Birden elime-"
"Her neyse."
Beni umursamadan önde ki çifte yetişti. Bense yaptığım mallığın ceremesini çekmeye başlamıştım bile.
###
"Yah! Channie! Niye bizi böyle bir yere getirdin Tanrı aşkına?"
"Eve gitmek istiyorum."
"Oh. Bu güzel.."
Sessiz fısıltım tüm gürültüyü bir çırpıda yok etmişti. Ben ise bunu takmayarak karşımda ki cam fanusun içinde dans eden güzelliğe bakıyordum. Vücudu öyle uyumlu hareket ediyordu ki gözlerimi ayıramıyordum. Bir anda omzumdan birinin beni çekiştirdiğini fark ettim. Gözlerimi zorlukla kadından ayırıp arkamı döndüm.
Yeollie bana sinirli bir şekilde bakıyordu. Beni şuracıkta yakacak gibiydi gözlerinde ki alev.
"Ne oldu dostum?"
Öfkeyle soludu ve sağa kaydı.
Tanrım! Soo ağlıyordu! Hıçkırıkları öyle içtendi ki kendime binlerce kez yine lanet ettim!
"Jongin. Buraya içip sohbet etmeye geldik. Soo'yu ne kadar kırdığının farkında mısın?"
"Be-ben aptalım. Yemin ederim ki dünyada ki en büyük aptalım Chanyeol.."
Onu ittirip hızla Soo'yu Baek'in omzundan çekip sarıldım.
"Bebeğim..Affet beni..Özür dilerim yarım.."
Güzel ellerini belime sararak kafasını göğsüme dayadı. Şuan ağlamıyor olsa bu durumdan büyük bir haz duyardım fakat..Kalbim dökülüyormuş gibi hissediyordum. Biriciğimi, diğer yarımı bu hale getirdiğim için kendimden ölesiye nefret ediyordum.
Daha çok bastırdım kendime bebeğimi. Onu içime sokup sonsuza dek oraya hapsetmek istiyordum. Kimsenin ona bakmasını istemiyordum. Sadece benim olmasını isti..Ama ben bir kadını ağzımın suyu akarak izlemiştim! Buna hakkım yoktu! Soo'yu hak edemeyen kahrolası pisliğin tekiydim!
"Soo..Bunu yaptığıma inanamıyorum.."
Kafasını göğsüme bir kedi misali sürterek minik burnunu çekti. Onu nasıl da seviyordum. En ufak zerresine kadar hayrandım Soo'ya. Bütünüyle.
"Jo-jongin. Beni se-seviyor musun?"
Onu bu konu da nasıl ikileme düşürmüştüm? Yok edilmeliydim.
"Elbette! İnsan bir diğer yarısı olmadan yaşayamaz Soo. Sen benim kayıp parçamsın. Seni daha yeni bulmuşken bir daha kaybetmeyi göze alamam yarım. Seni her şeyden çok seviyo-"
Dudaklarıma kapanan ıslak ve dolgun dudaklar sözlerimi kesti.
Yüreğim kan ağlarken o yara bandım olmuştu. Nefesim kesilirken oksijenim, korktuğumda gün ışığım, ağladığımda desteğim, güldüğümde mutluluk kaynağımdı bu minik adam. Adeta hatalarımı örten ipek bir kumaştı. Onu kıranın ben olmama rağmen şimdi beni rahatlatan,teselli eden tarafımdı...
Tatlı buselerimize karışan tuzlu bir tat..İki mutlulukla kıvrılan dudak..
Son kullanma tarihi geçmiş kalbime yeni bir umuttu Soo. Benim dünyamın içi, tamamen bu mükemmel adam ile doluydu..
*Bar temalı bir bölüm olmasına rağmen yine romantikliğin dibine vurduğun için affedin. Ama kendimi tutamıyorum bir türlü. T.T Birde ağlamaklı kısımları cidden ağlayarak yazdım. Tabi bunda dinlediğim şarkının büyük bir etkisi var. Media'da.Sevgiler.*-*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
i need you// kaisoo
Fanfiction"Birlikte üşüyeceğimiz bir kış sabahında görüşmek üzere."