İMKANSIZ AŞK 👩‍❤️‍👨

Bölüm 8

Ceyda'yla birlikte odama çıktık ve konuşmaya başladık. Biraz hatta baya bir sohbet ettikten sonra, ben Ceyda'ya  kendi pijamamdan verdim. Ceyda'yla benim bedenim hemen hemen aynıydı. Onun için de kendi kıyafetimden vermem için bir sakınca yoktu. Sonra beraber yattık ve uyuduk.

Sabah uyandığımda Ceyda yanımda yoktu. Ve saat 9'du. Pazar günü olduğu için 9'a kadar uyumuştum. Ama Ceyda nereye gitmişti. Banyoda da yoktu. Aşağı indim ve mutfağa baktım. Veee Ceyda mutfaktaymış. Anneme kahvaltı hazırlamakta yardım ediyormuş. Ceyda beni görünce

"Aaa Güzel. Günaydın. Şeyy yaaa, ben senin kıyafetlerinden birini giydim ama kusura bakma yaaa."

"Günaydın canım. Hiç önemli değil. İyi ki giymişsin."

"Teşekkür ederim. Canım benim 😘"

"Günaydın kızım. Gel. Biz kahvaltıyı hazırladık."

diyince annem, ben de oturdum masaya. Babam da bahçeden kalkıp geldi masaya. 4'ümüz kahvaltı yaptık. Pazar günü olduğu için, e haliyle babamın da tatiliydi.

Kahvaltıyı yaptıktan sonra Ceyda'yla ben dışarı çıktık. Sarp ve Orçun'u da çağırınca, bizim her zaman ki cafeye gittik. Oturduk bir şeyler içtik. Ama sonra o cafeye Cenk'te geldi. Yanında Serkan abi ve bir arkadaşıyla beraber. O arkadaşını daha önce hiç görmedim. Biz hepimiz şaşırdık. Serkan abi bizi görünce, "aaaa siz de mi buradaydınız" dedi. Sarp'ta

"Evet abi. Biz de geldik buraya."

"Hmmm iyiii, biz de buraya gelelim dedik." Serkan abi tek tek, Sarp'tan sonra, Orçun'un ve Ceyda'nın halini falan sorduktan sonra, sıra bana gelmişti.

"Senden naber Güzel. Hiç sesin çıkmıyor."

"İyiyim Serkan abi. Sen nasıl sın?"

"Ben de iyiyim saol." dedikten sonra, hemen Sarp'ta "abi, isterseniz gelin bizimle oturun." diyince, ben öylece kalakalmıştım. Sonra da Sarp bize bakıp "sizce bir sakıncası yok dimi." dedi. Ben de

"Hayır yok. Tabiki otursunlar." diyebildim Serkan abiye ayıp olmasın diye.

Sonra da ordan kendilerine sandalye çekip oturdular yanımıza. Serkan abi o Cenk'in yanında hiç görmediğim arkadaşını tanıttı. Adı Gökhan'mış.

Cenk sürekli bana bakıp duruyordu. Ama gözüme takılan bir şey var ki, o da Gökhan'ın da sürekli Ceyda'ya bakması. Evet, Gökhan da sürekli Ceyda'ya bakıyordu. Ben farkettim bunu. Öyle hepimiz konuşurken birden benim telefonum çaldı.

Toprak arıyor... yazısını gördüğümde şaşırmıştım. Kendi kendime, şimdi beni niye arıyor olabilir kii diye düşüncelere dalmıştım. Ceyda'nın, "kim arıyor canım?" sorusuyla, düşüncelerimden kurtulup, telefonu açıp kulağıma dayadım.

"Aloo?"

"Alo, Güzel ne yapıyor sun?"

"Hiiiç arkadaşlarla beraber bir cafedeyiz."

"Hmmm hangi arkadaşlar??"

"İşte bizim okulda ki şu 4'lü grup. Ceyda, Sarp ve Orçun'la beraber."

"Öyle miii. Ben de bugün seninle bir şeyler yaparız diye düşünüpte aramıştım da."

"Hmm. Toprak çok isterdim ama, belki başka zamana"

"Peki o zaman, bu akşam üstü olsa olur muu?"

"Peki tamam. Bu akşam üstü olsun madem."

"Tamamdır. Sana mesaj atarım. Görüşürüz."

"Görüşürüz."

Ama ben telefonda Toprak ismini söylediğimde, Cenk'in siniri çok net belli oluyordu. Ama neden sinirlensin ki, anlamadım. Ortada sinirlenilecek hiç bir şey yokken üstelik. Ceyda da,

"Noldu, Toprak mı o?? Ne söyledi?"

"Akşam üstü bir şeyler yapalım mı dedi de. Ben de kabul ettim."

Cenk'in Ağzından

Cafeden içeri girdiğimizde yine şaşırdım. Çünkü yine Güzel'le karşılaştım. Yanımda Serkan ve Gökhan da vardı. Serkan'ın kardeşi Sarp'ın teklifiyle onların masasına oturduk. Biz ne güzel oturup sohbet ediyorduk ki, birden Güzel'in telefonu çaldı. Telefonla konuşurken Güzel, Toprak ismini söyledi. Ama kimdir ki bu Toprak. Güzel'in nesi oluyor. Zaten ben onun Toprak demesiyle benim şarteller atmıştı yine. Neden bilmiyorum. Ama ona ne zaman yakın olsam, ya da onunla ne zaman yan yana olsam sanki aramızda güçlü bir bağ varmış gibi hissediyorum. Neden böyle hissediyorum bilmiyorum.

Güzel'den Devam

✓✓✓✓✓✓✓✓✓✓

Akşam üstü saat 5 olduğunda, Toprak aradı. Ben de açtım.

"Alo Toprak"

"Alo Güzel nerde sin??"

"Evimin önündeyim."

"Tamam. ........... Cafe de buluşalım mı?"

"Oluur. Tamam geliyorum."

Dedim ve Toprak'ın söylediği cafeye gittim. Toprak çoktan gelmiş bile. Oturup yemek yedik beraber. Sonra da bir şeyler içtik. Ama yine o geldi. Cenk. Bu adam beni takip mi ediyor napıyor yaaa. Her gittiğim yerde karşıma çıkıyor.

Biz Toprak'la hem içeceklerimizi içiyorduk, hem de sohbet ediyorduk. Fakat Cenk sinirli bir şekilde sürekli bize bakıp duruyordu. Ama bunu farkeden sadece ben değildim tabiki. Toprak'ta farketmişti.

"Güzel, şu adam neden sürekli sana bakıyor??"

"Bilmiyorum ki. Neyse yaa, boşver sen onu. Neden bakıyorsa bakıyor." diye geçiştirmeye çalıştım.

Cenk'in Ağzından

Sabah Güzel'in o Toprak denen herife konuşması içime sinmedi. Bir türlü o konuşmayı unutamıyordum. Ve içimden bir ses benimde orda olmam gerektiğini söyledi. Ben de Güzel'in evinin önüne gittim ve onun Toprak'la buluşması için evden çıkmasını bekledim. Bir süre bekledikten sonra, Güzel evden çıkmıştı. Ben de onu gittiği yere kadar takip ettim. Hatta biraz bekledim dışarıda, sonra ben de içeri girdim. Güzel yine beni görünce şaşırdı. Bu kız da sürekli beni nerede görse şaşırıyordu. Ama artık hep böyle olacak. Beni gittiği her yer de görecek. Nedenini bilmiyorum ama biri beni Güzel'e doğru itiyor. Sanki ayaklarım kendiliğinden Güzel'e gidiyor. Ama neden böyle oluyor bilmiyorum.

Güzel'den Devam

Toprak'la biraz daha oturduktan sonra kalkmaya karar verdik. Hesabı da ödedikten sonra cafenin dışına çıktık. Ama birden yanıma Cenk geldi ve birden ben nolduğunu bile anlamadan elimi tutup beni zorla arabasına bindirdi. Toprak engellemeye çalıştı fakat işe yaramadı.

Toprak'ın Ağzından

Biz Güzel'le cafenin dışına doğru ilerlerken birden yanımıza o geldi. Cafede otururken sürekli Güzel'e bakan ve adını bilmediğim kişi. Ve bir anda Güzel'in elinden tuttuğu gibi onu götürdü benim yanımdan. Ben engel olmaya çalışsamda, engel olamadım. İşe yaramamıştı. O yine de Güzel'i götürmeyi başarmıştı. Ama o kim, ve Güzel'den ne istiyor. Neden onu zorla götürmeye kalktı. Neden... Bu sorularımın cevabını çok merak ediyorum. Umarım Güzel benim bu sorularımı cevapsız bırakmaz. Umarım. Onun için çok endişeleniyorum. Çoook...