Sabah yine her zamanki gibi saat 6 da alarmım çalınmasıyla kalktım. Elimi ve yüzümü de yıkadıktan sonra üstümü değiştirmek için dolabıma yöneldim. Ve bugün de kot dizleri yırtık bir pantolon üstüme de kot bir gömlek giydim ve lacivert converslerimi de giyip almam gerekenleri de aldıktan sonra aşağı mutfağa indim, kahvaltı yapmak için. Kahvaltımı da yaptıktan sonra annemi de öptükten sonra evden çıktım, babamı öpemedim çünkü o, iş nedeniyle erkenden yani benden önce çıkmış bile. Ama okuldan sonra da babamı görmeye gitmek istiyorum, görmeye gidecemde.
Daha erken olduğu için okula yürüyerek gitmeyi tercih ettim. Zaten üniversiteyle evimin arasında fazla yok. En fazla 15 ya da 20 dakika falan. Sonra okula ulaştım ve direct sınıfa girdim. Sınıfta bizim gruptan sadece Ceyda vardı, onun yanına gittim ve günaydın da dedikten sonra "Ceyda, Sarp ve Orçun neredeler, onları göremedim" diye sorunca Ceyda da "onlar kantindeler hadi gel biz de onların yanına gidelim" dedi. Ben de Ceyda'yı onaylayıp beraber kantine doğru yürüdük. Sarp ve Orçun'u da görür görmez yanlarına gittik ve oturduk.
***************
Biraz oturduktan sonra sınıfa geri döndük. Ama sınıfta biri vardı bi erkek ve onun etrafına bütün kızlar toplanmıştı. Ama ben de sonunda gördüm onu, çok yakışıklı ve çok karizmatik biriydi. Konuşmalardan duyduğuma göre bizim fakülteye yeni gelmiş, bugün. Ceyda da benimle aynı fikirde, yani onun yakışıklı olduğuna dair olan fikrim. Ceyda o çocuğu görür görmez ağzı açık kaldı ve ondan çok etkilendi ama çocuk etrafında olan hiç bir kıza değil de sadece bana bakıyordu. Ceyda da ordan bana "ayyy kızım daha ilk günden çocuğun etrafına o kadar kız toplandı ama o etrafında ki hiç bir kıza bakmadı, sadece sana baktı" diyince ben de, "Ceyda saçmalama etrafında olan o kadar kız varken çocuk bana bakacak değil herhalde" dedim.
Sonra çocuk bana doğru gelmeye başladı bana tam yaklaşınca merhaba diyip adını söyledi bana ve benim adımı da sordu. Ben de adımın Güzel olduğunu söyledim, onun adı da Toprak'mış. Sonra Toprak bana "doğru bakıp, tıpkı adını andırıyorsun, adın gibi güzelsin" diyince, ben de sadece ona gülümsemekle yetindim. Ders zili çalınca yerlerimize oturduk. Ben her zaman ki gibi Ceyda'yla, Sarp'ta Orçun'la oturdu. Biz hep böyle otururuz, bazen arada bir 4'ümüz arasında yer değiştirdiğimiz de olur ama genellikle böyle.
*********
Okul çıkışı olduğu zaman bizim grup beraber okulun bahçesine kadar gittik. Sonra Sarp "sizi eve kadar bırakayım mı" diye sorunca ben babamın yanına gideceğimi söyledim. Onun için de Sarp, Ceyda'yı bıraktı. Orçun'un da başka bir yerde işi olduğu için o da arabaya binmedi. 4'ümüz de ayrıldıktan sonra ben de yürümeye başladım ve arkamdan bana seslenen bir sesi duymamla hemen durdum ve arkama döndüm. Bana seslenenin Toprak olduğunu görür görmez o da zaten hemen yanıma kadar ulaştı ve beni bırakabileceğini söyledi ben de ona gerek olmadığını yürümek istediğimi söyledim. Bu ona özel bir şey değildi, ben gerçekten yürümek istiyordum çünkü. Zaten Sarp'ta bırakmak istedi ama ben ona da yürümek istediğimi söyledim. Sonra Toprak'ta benden telefon numaramı istedi. Ben aslında böyle konularda pek fazla güvenemiyorum kimseye ama nasıl olsa o da bizim sınıfta diye verdim numaramı. Hem o da benimle aynı sınıfta ve benimle aynı yaşta. Bana ne gibi bir kötülüğü olabilir kiii. Hem sınıfla derslerle ilgili sormam gereken bir şey olursa diye istedi benim numaramı, öyle söyledi yani.
Biraz yürüdükten sonra babamın şirketine ulaştım. Kapıdaki güvenlik görevlisi beni görür görmez "Güzel hanım hoşgeldiniz" diye karşıladı. Şirketteki çalışanlar, asistanlar ve sekreterler de öyle. Ben de onlara sadece gülümsedim ve asansöre kadar ilerledim. Babamın odasının olduğu kata kadar çıktım. Orda babamın sekreteri vardı ben de ona babamı sordum ama o babamın bir toplantıda olduğunu söyledi. Bitmesine fazla kalmadığını da söyledikten sonra "isterseniz siz Tayfun beyin odasına geçin ben de size bir şey ikram edeyim, ne içersiniz?" diyince ben de hemen kahve isteyip babamın odasına geçtim ve bekledim.
1 kaç dakika sonra kahvem geldiğinde ise teşekkür edip gönderdim. Kahvemi yudumlarken babam da geldi, odaya girmeden önce sekreteri benim geldiğimi söylemiş babam da buna çok sevinmiş. Babam da beni görünce hemen bana sarıldı. Sonra da bana benim hangi rüzgar attığını sordu ama şakadan. Ben de "şeyyy baba bu sabah benden erken çıkmışsın da ben de seni görmek istedim" dedim. Babam da "şaka yaptım tabii ki de istediğin zaman gelebilirsin buraya" diyince ben de hemen gülümsedim ve biliyorum dedim gülerek 😂
Biz babamla biraz oturduktan sonra ben artık gidiyim dedim. Babam da "aaa nereye oturuyorduk işte ne güzel" dedi. Ben de "daha sonra tekrar gelirim, hem seni de meşgul etmiyim" falan diyince babamı zar zor ikna etmeyi başardım ve babamı da öpüp çıktım hemen odadan, daha sonra da şirketten. Ama şirkettekilerin gözü benim üzerimdeydi. Eee neden olmasın ben koskoca Tayfun Soykan'ın kızı Güzel Soykan'ım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İMKANSIZ AŞK 👩❤️👨
Misterio / SuspensoBirbirlerine deli gibi aşık olan bir çift ve bu hikayenin sonunda öğrenilen acı bir gerçek. Bu acı gerçek bu güzel çifti nasıl etkileyecek, onları nasıl kararlar almaya zorlayacak, neler bekleyecek onları. Fakat bu gerçek öyle bir gerçek ki; onlar...