Bölüm 14

345 16 0
                                    

Bugünün dersleri de bitti. Ben Ceyda'yla birlikte okulun dışına doğru giderken birden Toprak geldi yanıma.

"Güzel seninle bir kaç dakika konuşabilir miyiz??"

"Ne söyleyecek sin??"

"Yalnız olursak daha iyi söyleyebilirim söyleyeceğimi."

Toprak öyle diyince Ceyda'da

"Eee o zaman kanka ben gidiyim. Sonra görüşürüz." Dedi.

Ceyda gittikten sonra, ben hemen Toprak'a döndüm ve onun konuşmasını bekledim. Konuşmaya başladı da

"Güzel, seni bu sabah okula yine onun bıraktığını gördüm de, sizin aranızda bir şey falan mı var. Söyler misin lütfen."

"Şeyyy aslındaaa. Bizim onunla aramızdaaa..."

Dedim ve Cenk geldi. Ve benim yanıma varır varmaz, sırf yanımda Toprak var diye, yani onu kıskandırmak için benim yanağımdan öptü. Toprak'ta gözlerini çok sinirli bir şekilde açtı. Sonra da Cenk Toprak'ın bana sorduğu soruyu duymuş olmalı ki, hemen Cenk atladı lafa

"Evet, bizim aramızda bir şey var ve ne olduğunu şimdi anlamış olmalısın herhalde."

Dedikten sonra, üstüne benim elimi tutup

"Hadi aşkım. Gidelim." Diye de ekledi. Ama o demin ne demişti bana. Aşkım mı demişti. Ayyy çok hoşuma gitti bana o kelimeyi söylemesi. Cenk'in arabasına bindik fakat Toprak hâlâ bize bakıyordu. Hem de sinirli bir şekilde. Cenk sürmeye başladığında konuştu

"O ne söyledi sana??"

"Bilmiyorum Cenk. İşte senin duyduğun kadar. Tam bana önemli ve özel bir şey söyleyeceğini söyledi ki sen geldin o sırada ve söylemedi."

"Özel ha, özel. Ben onun özel ne söyleyeceğini biliyorum da neyse. Sen de çok yüz verdin ona, sana böyle şeyler söyleyebileceğini sanıyor. Bir daha onunla konuşma. Onunla mesafeni koru yoksa ben koruyamayacağım onunla mesafemi. Anladın herhalde."

"Bir dakika yaaa, özel ne söyleyecekmiş o bana. Sen ne biliyor sun."

"Ben bir şey bilmiyorum. Sadece onun sana ne söyleyeceğini tahmin edebiliyorum o kadar."

"Neymiş o??"

"İşte sen o kadar tıpkı adın Güzel ve o kadar iyisin kii, sen bunu bile tahmin edemiyor sun bu iyilikle."

"Cenk ne söyleyecekmiş bana söyler misin lütfen artık."

"Ne olacak. Özel dediğine göre. Tabiki de sana aşık olduğunu söyleyecek."

Diyince ben de gülerek

"Bana aşık olduğunu mu söyleyecek. Güldürme beni Cenk. Yok öyle bir şey. Olamaz da."

"Bak işte o kadar temiz kalplisin ki, bunu bile farkedememişsin."

"Nasıl yani??"

"Güzel. O sana aşık. Bu o kadar çok belli oluyor ki."

"Hhhm. Cenk zaten bunu ben de anladım aslında ama, sakın ona bir şey falan yapayım deme lütfen. Tamam mı."

"Bak sen çok iyisin. Temiz kalplisin. Peki tamam. Sen ondan olabildiğince uzak dur yeter o bana."

Der demez araba durdu. Anladım evime gelmiştik. Ben tam arabadan inerken Cenk

"Senden hiç ayrılmak istemiyorum biliyor musun."

"Ben de."

"O zaman bir şeyler yapalım. Bir yerlere gidelim. Cafeye falan."

"İnan çok isterdim ama, şimdi eve gitmem gerekiyor. Ama yarın okuldan sonra söz olur. Tamam mı."

"Peki tamam. Söz verdin ama."

"Tamaaamm." Ben öyle dedikten sonra Cenk'te beni öptü dudağımdan. Ben de arabadan inip eve doğru başladım yürümeye. Eve girdiğimde karşımda annemle babamı gördüm. Bana bakıyorlardı fakat yüzleri çok kızgın ve çok sinirliydi ikisinin de.

"Anne, baba. Noldu size. Bana neden öyle bakıyor sunuz??"

Diye bir soru çıktı ağzımdan. Cenk'in beni öptüğünü görmüş olacaklar ki, Babam da bana

"Sen Cenk'in seni öpmesine nasıl izin verirsin haa. Hani sizin aranızda bir şey yoktu."

Dedi aşırı sinirli bir şekilde. Ben de titrek bir sesle

"Şeyy anne baba, biiiiizz. Yani b.ben" annem de

"Konuşsana kızım ne eveliyip geveliyorsun. Konuş hadi artık."

Annem öyle diyince, ben de

"Ya tamam yaaaa, evet daha bugün başladı bizim ilişkimiz. Ama siz onunla bana neden karşısınız kii. Anlamadım."

Benim öyle dediğime annem ve babam da kızdı. Hemen babam bir hışımla, bana sinirle

"Kızım sen.sen ne yaptığını sanıyorsun yaaa. Yaa başka birimi bulamadın. Aşık olacak bula bula öz abini mi buldun."

Ben babamın o söylediğinden sonra, ne diyeceğimi ya da ne yapacağımı bilemedim. Bir an rüya görüyorum sandım. Hatta bu olayın ve bu konuşmanın bir rüya olmasını istedim. Zaten böyle bir şey rüya olmaz. Olsa olsa kabus olur. Ama ben bir an bunun kâbus olmasını bile hiç istemediğim kadar çok istedim. Hem de çok. Ben babamın o söylediklerini idrak edemedim ve direct anne ve babama

"Neeeeeee??" Diye soruverdim. Annem de

"Doğru duydun işte." Dedikten sonra, babam da atladı lafa

"Evet kızım doğru duydun. Cenk aslında senin öz abinmiş. Biz de daha yeni öğrendik."

Benim başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Ama bu nasıl olabilirdi ki. İnanmıyorum yaaa. Hatta inanamıyorum. Bu nasıl olabilir. Ve işte hayat sana ummadığın yerden vurur darbesini. Hem babam kendi öz oğlunu bilmiyor mu ki, daha yeni öğrensin. Ben bu duyduklarım yüzünden birden yere düştüm. Sonrası zaten karanlık oldu.

Canan'ın Ağzından

Biz Tayfun'la birlikte balkondaydık. Birden gözümüzün önünde, yani evin önünde bir araba durdu. Camdan doğru belli oluyordu, arabanın içinde kimin ya da kimlerin olduğu. Arkadaşım Necla'nın oğlu Cenk ve benim kızım Güzel vardı. Ama gördüklerimizle biz şok olduk. Çünkü Cenk, Güzel'i dudağından öptü. Güzel de eve girince, biz ona Cenk'in onun öz abisi olduğunu söyleyince hemen yere düşüp bayılıverdi. Hiç böyle bir şey beklemiyordu yaa, ondan olsa gerek. Tayfun'da hemen onu kucağına aldı ve koltuğa yatırdı. Biz de Güzel'i ayıltmaya çalıştık.

İMKANSIZ AŞK 👩‍❤️‍👨Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin