Bölüm 10

416 20 1
                                    

Bugünün dersleri bitti ve zil çaldı. Ceyda, Sarp ve Orçun'la da konuştuktan sonra hepimiz dağıldık. Ben babamın şirketine gitmek için yürümeye başladım. Ama yürürken birinin beni takip ettiğini sezdim. Evet. Sanki biri beni takip ediyordu. Ben bu hisse daha fazla kapılarak sürekli arkama bakıp duruyordum fakat kimseyi göremiyordum. Bir an önce babamın yanına gitmek için can atıyordum resmen.

Bir süre yürüdükten sonra birden arkamdan bir el benim ağzımı kapattı. Ben kıvranıp durdum arkamdakinin kim olduğunu görmek için, ama göremiyordum. Sanki yüzünü göstermemek için o da çabalıyordu. Ve anında gözlerim kapanıverdi. Gerisi zaten karanlıktı.

✓✓✓✓✓✓✓

Gözlerimi açtığımda, kendimi ellerim ve ayaklarım bağlı bir şekilde karanlık bir yerde buldum. Ama nolduğunu, neler olduğunu anlamadım. Tanrım! Ben buraya nasıl gelmiştim ki ama. Beni buraya kim, hangi manyak getirmişti hiç bilmiyorum. Bildiğim tek bir şey var ki o da bir an önce buradan çıkmak istemem. Sürekli "siz kimsiniz? Beni neden buraya getirdiniz? Çıkarın beni buradan?" diye bas bas bağırıyordum ama yanıma gelen hiç kimse yoktu. Kimse gelmiyordu.

Bir süre bekledikten sonra kapı açıldı ve içeri biri girdi. Tam yanıma geldiği zaman yüzünü çok net görebiliyordum. Ama bu adam kimdi ki? Ben bu adamı ilk defa görüyorum. Daha önce böyle birini görmediğime kalıbımı basabilirim.

"Kimsiniz siz?? Ne istiyor sunuz benden??"

"Bizim senden istediğimiz hiç bir şey yok. Ama eğer baban bizim istediğimiz şeyi vermezse, işte o zaman senden de istediğimiz bir şeyler olabilir. Nede olsa senin gibi güzeli bulmak kolay olmuyor." dedi kahkahalar içinde gülerek. Ben o adamın bana ne yapmaya kalkacağını anlamıştım. Ve çok korktum tabi. Ama bunlar benim babamdan ne isteyecekler ki. Tabi doğru ya, ne istiyor olabilir. Tabiki de para. Sonuçta babam büyük bir şirketin sahibi. Sonra adam benim yanımda telefonunu çıkardı ve sanırım babamı arayacaktı. Adam telefonda aradığı kişiyle konuşmaya başladı.

"Tayfun bey, o güzeller güzeli kızın elimde. Eğer bana 3 milyon vermezsen, o güzel kızına olacaklardan ben sorumlu değilim." adam telefonu hoparlöre alıp öyle konuştu. Karşıda ki ses konuşunca ben hemen anladım, o sesin babama ait olduğunu. O ses babama aitti. Karşıdaki ses

"Kızımın sende olduğuna nasıl inanabilirim. Ya yalan söylüyorsan."

"İyi. Sen bilirsin. Sesini duy o zaman." dedikten sonra hemen telefonu bana yaklaştırdı ve benim konuşmamı bekledi. Ben de konuştum

"Alo, baba. Nolur baba, kurtar beni."

"Kızım." dediğini duydum telaşlı bir şekilde. Sonra da adam

"Eee, şimdi inandın mı kızının elimde olduğunu. Bak eğer istediğim para bana gelmezse, kızını kimsenin yüzüne bakamayacak duruma getiririm."  diyince hemen telefonu kapattı.

Tayfun'un Ağzından

Ben şirkette ki odamda işlerimle meşgulken telefonum çaldı ve açıp kulağıma dayadım. Ama karşı taraf, bana kızımın elinde olduğunu söyledi. Ben tabi Güzel'in sesini duymadan inanmak istemedim. Sesini duymak istediğimi söyleyince, Güzel'in sesini duymamla hemen irkildim yerimde. Güzel bana, baba kurtar beni, kurtar beni diye bağırıyordu. Ben çok korkmuştum. Bir de o manyak kızıma, benim Güzel'ime tecavüz etmekten bahsetti. Onun için bir an önce o istediği parayı vermem gerekiyor. Kızımı, benim Güzel'imi kurtaracam.

Güzel'den Devam

O adam dışarı çıktıktan bir süre sonra tekrar kapı açıldı. Ben o karanlıkta yine o giren kişiyi çok net göremiyordum. Ama bana tam yaklaştığında ise adamın yüzünü görebilmiştim. Ama.ama bu. Nasıl olur yaaa. Bu Cenk. Onu görünce hem çok sevinmiştim, hem de çok şaşırmıştım. Onun burada ne işi vardı ki. Beni nasıl bulmuştu. Cenk hemen arkama geçip beni çözmeye çalıştı. Ohh bee, bir an o adamla falan iş birliği yapıyor sandım. Cenk beni çözer çözmez bana

"Sen İyi misin?" diye sorar sormaz, ben hemen sarıldım Cenk'e. Cenk'te bana karşılık verdi. Sonra yavaşça ayrıldık birbirimizden. Cenk bana

"Güzel, iyisin dimi. Onlar sana bir şey yapmaya kalktılar mı? Bak eğer öyle bir şey varsa..." diyince, ben de

"Hayır. Bir şey yapmadılar. Ama sen nasıl."

"Merak etme, sana her şeyi anlatacağım. Ama önce buradan çıkalım, hadi." diyince biz de kapıya doğru yönelince, birden arkamızda o adamı, babamı arayan adamı görmemizle olduğumuz yerde durduk, çünkü o adam silahını bize doğrultmuştu. Sonrada

"Nereye gittiğinizi sanıyor sunuz bakalım. Daha benim bu güzellikle işim bitmedi." hemen, Cenk'te lafa atladı

"Sen kimsin? Ne istiyor sun bu kızdan?" dedi bir hışımla.

"Heeey, adamlarımı o hale getiren sen miydin??" diyince, ben öylece kalakalmıştım Cenk'e bakarak. Demek ki yanımda babamı arayan o adamdan başka, daha adamlar da varmış. Kaç kişiydi ki bunlar. Ben sadece 1 kişi var sanıyordum. Cenk onlara ne yapmış olabilir ki. Ama ne yaptıysa yaptı, iyi ki de yapmış. Evet Cenk onlara her ne yaptıysa iyiki de yapmış. Hemen adam da;

"Sakın hareket etmeyin, gelmeye kalkmayın. Olduğunuz yerde kalın. Yoksa vururum. Anladınız mı beni." diyince, Cenk'te benim için kendisini feda ediyormuşcasına benim önüme geçti. Sanki Güzel'i değil beni öldür dermiş gibi.

Ama ben daha ne olduğunu bile anlamadan Cenk, o adamı etkisiz hale getirmeyi başarmıştı. Ve onu çok kötü dövdü. Ayrıca döverken de, "kimsin lan sen. Ne istedin ondan. Ne istedin." diyip duruyordu. O adamı bir güzel benzettikten sonra, benim elimden tuttuğu gibi dışarı çıkardı. Ben dışarıda ki manzarayı gördüğümde ise, yine şaşırmıştım. Çünkü çok adam vardı. Cenk bunların hepsini nasıl dövmüş böyle.

Cenk'in Ağzından

Ben Güzel'in okulunun yakınlarındaydım. Bir restorantta iş yemeğindeydim. Ama birden içime kötü bir his gelmişti. Sonra iistemsizce acaba Güzel'in başına kötü bir şey mi geldi diye düşünmeye başladım. Bir yolunu bulup iş yemeğinin ortasında kalkıp dışarı çıktım. Ama bir de ne göreyim, karşımda Güzel'i zorla götürmeye çalışıyorlardı. Ben de eğer şimdi hemen onu onlardan almaya kalkarsam, Güzel'i tehlikeye atmaktan korktuğum için arabayla onları takip ettim. Araba bir yerde durduğunda ben de görünmeyecek bir yerde durdum ve beklemeye başladım. Ama bir süre bekledikten sonra Güzel'e dokunmaları korkusuyla daha fazla bekleyemedim ve arabadan indim, Güzel'i götürdükleri yere doğru ilerlemeye başladım. Fakat kapıda çok adam vardı, kesin bu kadar sayıda içeride de vardır diye düşünerekten kendimi hazırlamaya başladım.

Bir süre sonra onların yanına gittim ve o kapıdakilerin hepsini alt ettim. Hepsini etkisiz hale getirdim. Ve içeri girdim. Ama tahminim doğru çıktı. İçeride de vardı baya bir adam. Ama ben onları da etkisiz hale getirdikten sonra kapıyı açıp içeri girdim. Karşımda Güzel'i görür görmez çok mutlu olmuştum. Onu bulmuştum. Hemen onu çözmeye başladım. Ben Güzel'i çözer çözmez hemen bana sarıldı. Ben de ona karşılık verdim. Ama Güzel beni görür görmez çok şaşırmıştı. Ben onu da alıp tam ordan gidecektik ki, biz arkamızı döner dönmez bir adam çıkageldi silahla. Silahını da bize doğrultmayı da ihmal etmemişti. Ama ben bir süre sonra onu da etkisiz hale getirdikten sonra Güzel'i de alıp çıktık dışarı. Güzel kurtulduğumuza çok sevinmişti.

İMKANSIZ AŞK 👩‍❤️‍👨Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin