I

9.6K 584 1.3K
                                    

Yorgun.

Harry Styles, artık yorgundu. Son 10 günde yaşadıkları onu bitap düşürmüş, savaşmaya mecali kalmayacak hale getirmişti. Şimdi misafiri olduğu malikhanenin bahçesinde otururken hala ne yapacağını düşünüyor, kendisine akıl vereceğini umduğu ev sahibini bekliyordu.

Sehpada duran çay fincanını dikkatlice eline aldı ve sıcak olmasını umursamadan içti. Babası Bertand, sahip olduğu tek insan, sadece 10 gün önce vefat etmişti. Ama Harry doğru düzgün babası için üzülemiyordu bile. O ölürken oğluna büyük bir servet, ayrıca hatrı sayılır bir unvan bırakmıştı. Ama bunlar Harry'nin başına bela oluyordu.

Bertand'ın, önceki evliliğinden bir çocuğu daha vardı. George. Ve o şimdi babasının servetini almak istiyordu. Yıllarca babasının mektuplarını görmezden gelen, annesi ve üvey babasıyla mutlu bir hayat süren George, Bertand'ın parasını Harry'den almaya geliyordu. Ve büyük çocuk olduğu için, tüm mirasın 3'te 2'sini alabilirdi.

Lady Fiona Langdon, kabarık elbisesiyle hışırtı sesleri çıkarta çıkarta bahçeye geldiğinde Harry irkilerek ona döndü. "Üzgünüm, korkutmak istememiştim." dedi kadın. Harry ona ufak bir tebessümle karşılık verdi. Tereddütten kemirdiği dudakları yanıyordu, artık neredeyse kanamak üzereydi.

"Buldum Dük Hazretleri." dedi Fiona Langdon onun yanına otururken. "Babanızın servetini ve sizi o korkunç kardeşinizden korumanın yolunu buldum."

Harry oturduğu yerde sırtını dikleştirdi. "Nasıl?" diye sordu. Korsenin verdiği rahatsızlığı artık hissetmiyordu bile. Odaklandığı tek şey, Lady Fiona'ydı.

"Evleneceksiniz. Ama bir erkekle. Bir başkasının soyadını alacaksınız, servetinizin hak sahibi eşiniz olacak, böylece Kont George size kalan mirasa dokunamayacak bile."

Harry, duyduğu cümleyle tamamen dondu. "Lady Fiona, bunu yapamam. Sevmediğim biriyle nasıl evlenirim? Ya evlendiğim adam da mirasımın üstüne konmaya çalışırsa?"

O arka arkaya sorularını sıralarken Lady Fiona gülümsedi. "Bu evlilik sonsuza dek sürmek zorunda değil, Dük Hazretleri. Kont George mirası alamayacağını duyunca ülkesine geri dönecek. Belki siz de birkaç yıl sonra boşanırsınız."

İkisi de ülkenin evlilik hakkındaki katı tutumunu düşündü. "Evlenip boşanırsam, sosyeteden dışlanacağımı biliyorsun." dedi. Ama aslında zaten sosyetede yerini bulamamıştı. Utangaçlığı ve içine kapanık oluşu yüzünden, henüz sosyeteye adım atmamıştı. Şimdiye kadar onu hep Dük Bertand'ın oğlu diye bilirlerdi.

Tek başıma zaten Dük Harry olamayacağım, diye düşündü. Evlenmem gerekiyor. Bunun farkındayım.

Fakat sosyetenin yazılı olmayan kuralları düşünülürse, Harry'nin evlenmesi zordu. 22 yaşındaydı. Ve 23 yaşından itibaren evde kalmış sayılacaktı. Bir yıl içinde evlenmezse, zaten bir daha evlenmesi mümkün olmayacaktı.

"Kiminle evleneceğim peki? Kim beni kurtarmak için evlenir ki?" diye sordu sonunda düşüncelerinden sıyrılarak. Tanıdığı bekar erkek sayısı çok azdı. Onlar da evli kadınlarla düşüp kalkan, her an bir düelloda öldürebilecek insanlardı.

"Benim aklımda birisi var aslında." dedi Fiona Langdon. "Louis Tomlinson."

Louis Tomlinson. Louis. Tomlinson.

Kelimeler Harry'nin beyninde birer birer yankılandı. "Fiona..." dedi ama cümlesini bitiremedi. Şaşkınlıkla kırpıştırdığı gözleri, titreyen nefesi dolayısıyla Lady Fiona konuşmadı. Ona biraz düşünmesi için zaman tanıdı.

Louis Tomlinson bundan 6 sene önce, buraların gözde gençlerinden biriydi. Onun babası bir kont olduğu için, Harry ile birkaç kez davetlerde karşılaşmışlardı. Ama o zaman Louis 18, Harry 16 yaşındaydı. Neredeyse hiç konuşmamışlardı.

Harry'nin hatırladığı kadarıyla, bu yakışıklı gençle evlenmek isteyen bazı kızlar ve erkekler vardı. O da evlenmek istiyordu, sadece doğru zamanı bekliyordu. Babasından sonra Kont Louis Tomlinson olacaktı, evlenecekti, çalışacaktı...

Fakat bu dileği hiçbir zaman gerçekleşmedi. Babası öldüğü zaman, Louis'in üvey annesi Janette sosyeteye bir dedikodu, daha doğrusu bir iftira yaymıştı.

Louis Tomlinson aslında gayrimeşru bir çocuk!

Louis'nin annesi aslında doğum yaparken vefat etmişti. Ama yıllar sonra insanlar o kadını hatırlamıyordu. Herkes Louis'nin evlilik dışı bir birliktelikten doğan çocuk olduğu yalanına inandı.

Bunun iki sonucu vardı. Yasal ve sosyal. Yasal sonucu, Louis'nin mirastan men edilmesiydi. Babasının her şeyi, Louis'nin 6 yaşındaki üvey kardeşine kalmıştı. Tabi o daha çocuk olduğu için de Janette serveti devralmıştı.

Bir diğer sonucu ise sosyete tarafından dışlanmak oldu. Gayrimeşru çocuk, büyük skandaldı. Üstelik artık parasızdı. 'Kont' unvanını da alamamıştı. Onunla evlenmek isteyen herkes aniden ondan uzaklaştı. Davetlere katılması yasaklandı, görüldüğü her yerde tuhaf bakışlara maruz kaldı.

"Louis Tomlinson ile evlenirsem, insanların nasıl bir tepki vereceğini biliyor musun sen?" diye çıkıştı. Kadın önce ürkekçe ona baktı. Sonra, hala bu fikrin en mantıklısı olduğunu düşünüp kendini savunmaya karar verdi.

"Biliyorum Dük Hazretleri. Herkes çılgına dönecek. Uzun bir süre siz konuşulacaksınız. Ama bir düşünün, sosyeteye dahil olmanız için de bir fırsat bu. Ya siz ve Louis Tomlinson kimsenin önemsemediği asiller olmaya devam edeceksiniz, ya da herkes bu kadar çok konuşulan adamların yanında yer almak isteyecek."

"Louis bunu neden kabul etsin ki?" dedi Harry. Lady Fiona onun bu kadar çok sorusu ve tereddütü olmasını doğal karşılıyordu. O yüzden saygıda kusur etmeden cevaplamaya devam etti.

"Çünkü siz ona çocukluk hayallerini vereceksiniz. Evlilik. Soylulardan olmak. Çalışmak. Ve her şeyden önemlisi, tekrar sosyete dahil olup kendini açıklama fırsatı bulacak."

Artık Harry'nin kafasında çok daha fazla düşünce dolanıyordu. Olur mu? Bu mümkün mü? Onunla evlenmeli miyim?

Bunların hepsinin yerine "Peki ona güvenebilecek miyim?" diye sordu. Lady Fiona başını salladı. "Her şeyden önce, sizi Kont George'a karşı koruyacak. Mirasınızın hak sahibi olacak, evet. Ama siz evli olduğunuz sürece o parada sizin de hakkınız var. Siz ölmediğiniz sürece, o para hep sizin olarak kalacak"

Harry'nin sessiz kalması, bunu mantıklı bulup değerlendirdiği anlamına geliyor olmalıydı. Lady Fiona bundan yararlandı.

"Dük Hazretleri, cürretimi bağışlayın fakat tek başınıza babanızdan kalan her şeyi yönetebilecek misiniz? Kendisini yıllarca kont olmak için hazırlamış olan birinden yardım almak, sizi rahatlatmaz mıydı?"

Harry biraz daha düşünürse evlilikten ve sorumluluklardan korkarak bu teklifi reddedeceğini biliyordu. George'un buraya gelip Harry'nin her şeyini elinden almasına sadece bir hafta kalmıştı. Bir haftada bundan daha iyi bir kurtuluş yolu bulamazdı.

"Tamam ben kabul ediyorum." dedi aceleyle. "Ama onun nerede olduğunu bile bilmiyorum. Ona nasıl ulaşacağım? Buraya George'dan önce gelebilecek mi?"

Lady Fiona "O hala bu ülkede, Dük Hazretleri." dedi. "Ben ona ulaşır, teklifinizi iletirim. Siz de benden haber bekleyin."

DUKE OF LOVEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin