XIX

4.3K 417 889
                                    

Tomlinson Malikhanesinde uzun süre sonra ilk defa bebek ağlamaları yankılanıyordu. Lord Arthur Langdon ve eşi Lady Fiona kapıdan girdikleri anda Harry bebekleri görüp neşelenmiş, Louis de onun mutluluğuna gülümsemişti.

Lauren, bebekleri uyutmak için üst kata çıkartırken Louis ve Harry de misafirlerini salona aldılar. Emir verilmesine gerek kalmadan, Charles çay-kurabiye servisi yapmak üzere mutfağa koştu.

"Akşam yemeğini yemiş miydiniz? Dilerseniz yemek hazırlatabiliriz." diye önerdi Louis. Lord Langdon elini göğsüne koydu. "Yedik Dük Hazretleri, sağolun. Siz şimdi bize şu olayı anlatın, sizi kim zehirlemiş?"

Louis "Stephen." diye cevap verdi. Arthur Langdon onun kim olduğunu biliyordu, fakat Fiona Langdon bilmiyordu. Louis bunu Lady için daha kapsamlı anlatmaya karar verdi.

"Üvey annem Janette'i biliyorsunuz. Onunla babamın oğlu, Stephen Lindsey. Babam ölüp de Janette bana iftira atınca tüm Tomlinson mirası o zamanlar bir çocuk olan Stephen'a kalmıştı. Stephen, Tomlinson soyadı yerine annesinin soyadını, yani Lindsey'i kullandı, böylece mirasta Janette de hak sahibi olacaktı."

Lady Fiona hayretle oturduğu yerde doğruldu. "Aman Tanrım, yani Stephen sizin kardeşiniz mi? Sizi kardeşiniz mi zehirledi?"

Charles porselen çay fincanlarını dağıtırken Louis başını salladı. "Aramızda pek bir kardeşlik bağı oluşmamıştı zaten. Şimdi sadece on altı yaşında. Mirası annesinden yeni devralmış. Janette, onu benim geri döndüğümü ve mirası onun elinden alacağımı söyleyerek korkutmuş. Böylece Stephen beni zehirleyerek öldürmeye karar vermiş."

"O çocuğun tek başına buna cesaret etmesi mümkün değildi zaten." dedi Lord Langdon. "Peki Signora Odella'yı nasıl ikna etmiş?"

"Signora'nın annesi hastaymış, ona özel hekim tutulması karşılığında anlaşmışlar."

Fiona ve Arthur hayret içinde tekrar geçmiş olsun dileklerini iletirken Harry çayından bir yudum aldı. "Prenses Fortuna, durumu Kral Henry'ye ileteceğini söyledi. Ne de olsa Louis'nin kardeşi diye idam cezası almasını istemedik, zaten çocuk tamamen annesinin tesiri altında. On altı yaşında bunları planlaması, abisini öldürmek istemesi pek mümkün değil."

"Tüm bunlar korkunç..." dedi Lady Langdon. "Sizin evlenmeniz benim fikrimdi ve ortalığın biraz karışacağını biliyordum. Ama başınıza bunların geleceğini bilseydim..."

Harry elini Fiona'nın omzuna koyup gülümsedi. "Olanların hiçbiri sizin suçunuz değil. Biz size minnettarız."

"Siz idam cezası istemiyor olsanız da, Janette ve Stephen'dan kurtulmalısınız. Bir kez daha sizi öldürmeyi deneyebilirler."

Louis "Kralımızın en doğru kararı vereceğinden eminim." dedi ama sesi sonlara doğru kısıldı. Dışarıdan gelen seslerle odadaki herkes birbirine baktı. "Ne oluyor?"

Mutfakta olan tüm hizmetkarlar koşa koşa onların olduğu kata çıkmaya başladı. Hepsinin yüzlerinde aynı korku dolu ifade vardı. Öyle ki, Langdonlar da Tomlinsonlar da ayağa kalkmıştı.

"Dışarıda..." dedi Tom nefes nefese bir şekilde. "... ellerinde sopalarla ve meşalelerle buraya gelen adamlar var."

Louis hızlıca pencere kenarına geçti. "Hemen bir at arabası hazırlatın. Ya da at, bulun bir şeyler, çabuk!"

O bağırınca Tom ve Charles malikhanenin arka kapısından bahçeye çıkmak için koşuşturdular. Harry korkuyla dışarıya baktı. "Aman Tanrım!" diye bağırdı. 10-15 kişi görüyordu. Sert adımlarla yolun diğer ucundan bu tarafa yürüyor, malikhaneye hızla yaklaşıyorlardı.

DUKE OF LOVEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin