V

5.3K 534 1.1K
                                    

Ekim ayının ortasında, güzel hava bütün insanların sokaklara fırlamasına yol açtığından,  ilerledikleri taşlı yolda başka at arabaları da vardı. Harry, kollarını göğsünün üzerinde kavuşturmuş, gözlerini arabadan dışarıya dikmişti. At arabalarının sesleri insanların seslerine karışıyor, onun kulağına geliyordu.

Evliliklerini ilan ettikleri davetin üstünden 3 gün geçmişti. Lady Fiona'nın söylediğine göre, herkes deliler gibi bundan bahsediyordu. Şimdi onlar da davetin ardından ilk kez tekrar insan içine çıkacaklardı. Oranın en ünlü terzilerinden biri olan Signora Odella'ya gidip kendilerine kıyafet diktireceklerdi. Louis artık bir düktü, daha iyi giyinmesi gerekiyordu. Harry de sırf o kendini kötü hissetmesin diye kendine bir şeyler alacaktı.

Araba çarşı meydanına gelince yavaşladı ve sallana sallana durdu. Harry buraya en fazla iki veya üç kere gelmişti. Normalde alışverişle ilgili her şeyi Edrick hallederdi. Ve Harry sosyeteden kimseyle yakın olmadığı için, çarşıya veya davetlere gitmezdi.

İkisi birlikte arabadan indiğinde, Harry etrafta bir sürü insan olması sebebiyle Louis'nin koluna girdi. Çok fazla konuşmuyorlardı ama ne olursa olsun evlilerdi, bir şekilde birlikte yaşamaya alışmaları gerekiyordu.

Tezgâhların arasından geçerlerken Louis bir yandan da tezgahlara bakıyor, ayriyeten kıyafet diktirmek isterlerse ne tür kumaşlar alabileceklerini düşünüyordu. "Sana da birkaç gömlek diktirelim." dedi Harry'e. "Sarı mesela... Hep siyah giyiyorsun."

"Olur. Sen de pelerin diktirmelisin. Geçen gün o davette Kont Hamilton'ın pelerinini gördün mü? Onunki gibi, ama seninki daha uzun olmalı."

"Biz evliyiz ve Kont Hamilton'a mı bakıyordun sen? Hani sadakat yeminimiz vardı?"

"Ha-hayır. Sadece kıyafetlerine. Yani şey..."

Louis gülmeye başladı. "Şaka yaptım." dedi neşeyle. "Rahatlasana biraz, sabahtan beri gergin görünüyorsun zaten."

"George her an burada olabilir. İnsanlar hala bizim hakkımızda konuşuyor ve hatta, arabadan indiğimizden beri bu esnaflar bile bizi izliyor."

Louis alayla "Çünkü parlıyoruz ve çok yakışıklıyız." dedi. "Şu insanları kafana takmayı keser misin? Başka işleri yok onların, boş boş konuşurlar sadece."

Harry iç çekip biraz daha ona yaklaştı. Terzinin dükkânından içeri girerken daha da çok gergindi çünkü sosyetedeki kadınlardan ve erkeklerden bir çok isim buradaydı.

İkisi birden içeri girdiklerinde, tıpkı o davette olduğu gibi insanların sesi aniden kesildi ve herkes onlara baktı. Louis hala omuzları ve başı dik bir şekilde duruyordu. Harry de onun bu duruşundan cesaret aldı.

"Dük Tomlinson'lar! Ulu Tanrım, hoş geldiniz!" dedi Signora Odella onlara doğru yürürken. "Sizi burada görmek ne büyük şeref! Prenses Fortuna'nın davetinde yanınıza gelecektim ama fırsatım olmadı. Evliliğinizi kutlarım."

Louis hafifçe gülümsedi. "Teşekkürler Signora. Oldukça meşgul görünüyorsunuz. Bugün bizim için de vaktiniz var mı?

İçeri çok kalabalıktı ama kadın herkesin konuştuğu bu çifti kaçırmak istemedi. "Elbette var, Dük Hazretleri." deyip iki kişilik bir koltuğu işaret etti. "Oturun lütfen. Size en iyi kumaşlarımı getireceğim."

Onlarca kişinin bakışı arasında Louis eşini de alarak koltuğa geçti ve ikisi birden oturdu. Harry insanların bakışından kaçmak ister gibi iyice Louis'ye yaklaştı. Hala onun koluna girmiş haldeydi ve eve gidene kadar bırakmaya da niyeti yoktu.

"Avlarını izleyen kaplan gibiler, değil mi?" dedi Louis onun kulağına yaklaşarak. Harry başını salladı. "Sanki biz buradan gider gitmez arkamızdan tonlarca laf söyleyecekler gibi."

DUKE OF LOVEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin