VII

5K 525 897
                                    

Louis üzerine bordo frakını giyerken Harry de onun yanında, aynanın karşısında kendi gömleğinin yakasını düzeltiyordu. "Aşağıda büyük bir kalabalık var." dedi Louis. Ceket yakasının arkasına ulaşmaya çalışıyordu.

Harry onun arkasına geçti, yakasını düzeltti. "Evet, biliyorum. Ve çok gerginim, umarım her şey yolunda gider."

"Halledeceğiz, telaş etme."

İkisi aynı anda birbirine baktı ve gülümsedi. "İnelim o zaman."

Ahşap merdivenlerden inerken; Louis elini Harry'nin beline koydu ve onu kendisine çekti. Yeniledikleri salon oldukça ihtişamlı görünüyordu. Tanıdıkları ve tanımadıkları yüzlerce insan tarafından doldurulmuştu. Uşaklar ve hizmetçiler sağa sola koşuşuyor, herkese içecek götürmeye çalışıyorlardı. Çalgıcılar ise kendilerine gösterilen ilgiden memnun bir şekilde salonda yayılan müzikleriyle ilgileniyorlardı.

Harry'nin gördüğü kadarıyla; Lord ve Lady Langdon buradaydı. Onun dışında adı duyulmuş olan asilzadelerden Dük ve Düşes Robber'lar, Kont Ratherfield, Dük Chester, Vikont Prolve ve Markiz Diana vardı. Geri kalanlarını tam olarak isim isim bilmiyordu ama hepsi sosyetenin tam içinden kişilerdi.

İkisi aşağı inince müzisyenler tam da kendilerine emredildiği şekilde müziği kesti. Çoğunluğun yüzleri onlara döndü. İkisinin birbiriyle aynı olan siyah pantolonları, beyaz gömlekleri ve bordo frakları, insanların yüzünde büyük bir şaşkınlık ifadesine yol açtı. Harry çekingenliğinden dolayı onlara bakamadı, bu yüzden Louis'ye döndü. Louis ise özgüvenli, gururlu bir gülümsemeyle misafirlerini inceliyordu.

"Saygıdeğer dostlarımız, bildiğiniz üzere kısa bir süre önce evlendik. Şimdi bu mutlu günümüzde yanımızda olduğunuz için teşekkür ederiz. Hoşgeldiniz."

Louis susunca bir alkış koptu ve müzik kaldığı yerden devam etti. Harry onun hala bu insanlarla böyle konuşabilmesine çok şaşırıyordu. Kin tutmamıştı. Hala onların arasına karışmayı istiyordu.

"İstersen yanımdan ayrılabilirsin, etrafta gezinebilirsin Harry." dedi. Sonra kolunu uzattı. "Ya da yanımda kalabilirsin. Kendini rahat hisset. Eğer senin için her şey fazla gelirse, bana haber ver. Yukarı çıkarız, seni sakinleştiririm. Biraz dinlenirsin."

Harry onun koluna girmeyi tercih etti. "Beni yalnız bırakma Lou, hiç iyi hissetmiyorum." dedi. Bu kadar ilgi odağı olmaya alışık değildi. Soylulardandı ama önceden mütevazi bir hayatı vardı. Sosyeteye yeni yeni dahil oluyordu.

Louis gülümseyerek onunla birlikte yana geçti. "Kalabalığı sevmiyorsun, değil mi? Hiçbir davetten keyif almıyorsun sanki."

"Yani, öyle de denebilir. Sıkılıyorum işte ne bileyim." dedi Harry elini havada sallayarak. Louis onun karşısına geçti, reverans yaptı. "Peki, bu dansı bana lütfeder misiniz Dük Hazretleri?" diye sordu. "Çünkü canınızın sıkılmasını hiç istemem!"

Harry usulca başını salladı. Louis'nin kendisini tutup ortalara doğru çekiştirmesine, ellerini beline yerleştirmesine izin verdi. Onları gören müzisyenler, çaldıkları şeyi yarıda kesip vals müziğine çevirdiler. Böylece bir kez daha herkesin gözleri onlara döndü.

Aslında bu güzel bir histi. Harry kendisini gerçekten önemli bir insan gibi hissediyordu ama bunun temeli tamamen Louis'ye dayanıyordu. Louis rahat etmesi için her şeyi yapıyordu. Bu yüzden evlilik, Harry'nin gözüne güzel görünmeye başlıyordu. Sadece, Louis ile başka koşullar altında tanışsaydı ne olurdu, onu merak ediyordu.

Bir an sanki o buradaymış gibi gözleri George'u aradı. "Louis, ne kadar zaman geçti, George neden hala burada değil? Biz evlendiğimizde burada olması gerekiyordu, hala gelmemesi beni ürkütüyor."

DUKE OF LOVEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin