XV

5.6K 512 1K
                                    

Harry gözlerini açtığında yatakta yalnızdı ve bu bir süredir alışmış olduğu şeyin dışındaydı. Odanın perdeleri de tamamen kapalıydı fakat güneş ışıkları koyu renkli fon perdeyi bile delip geçmeyi başarıyorlardı. Gözlerini ovuşturarak doğruldu. Odanın içinde Louis'yi aradı ama göremedi.

"Lauren!" diye seslendi elinden geldiğince. Hizmetçinin gelmesini beklerken de tamamen yataktan çıktı. Saçlarını basitçe topuz yaptı. Gittikçe uzuyordu, bir an önce kestirse iyi olurdu çünkü uğraşamıyordu ama Louis uzun halini beğendiği için, kestiremiyordu da.

Odanın kapısı açıldı ve Lauren omzunda havlu, elinde bir tas bir de testi ile içeri girdi. "Günaydın Dük Hazretleri." dedi sevimlice. Harry ona basitçe gülümsedi, onun yardımıyla yüzünü yıkadı. Havluyla kurulanırken "Louis nerede?" diye sordu.

"Dük Tomlinson çalışma odasında. Kahvaltı bile yapmadan çalışmaya başladı, bir ara saraydan terzi gelip onun ölçülerini aldı ve Edrick de aylık giderlerin raporunu götürdü."

Aldığı haberlerle Harry şaşkınca ona baktı. Bir yandan da üzerindeki geceliği çıkartmaya başladı. "Bu kadar çok mu uyudum? Neden kaldırmadınız?"

"Dük Tomlinson sizi uyandırmamamızı emretti."

Hafifçe gülümsedi. Bu oldukça tatlı bir davranıştı. "Tamam teşekkürler. Kıyafetlerimi giymeme yardım et, sonra çıkabilirsin."

Lauren diğer sabahlarda da yaptığı gibi önce onun korsesini giydirip kurdelesini bağladı, sonra gömleğinin düğmelerini ilikledi. Anna evden gittiğinden beri ona çok fazla iş düşüyordu ama yine de Harry'nin eve yeni bir hizmetçi almaya niyeti yoktu.

Harry tamamen hazır olduğunu hissedince Lauren'a odayı toparlamasını ve sofrayı hazırlatmasını emrederek koridora çıktı. Bu kadar saat uyuyunca acıkmıştı tabi ki, ama Louis'yi almadan kahvaltıya inmeyecekti.

Geçerken gözü kendi odasına takıldı. Artık orada kalmıyordu, tüm eşyalarının toplanıp yeni yatak odasına getirilmesini istemeyi aklına not etti. Açıkçası Louis ile aynı odayı paylaşmak harika olacağa benziyordu, uyumadan önce ettikleri sohbetlerde Harry'nin gülmekten karnı ağrıyordu.

Çalışma odasının kapısını usulen tıklattı ama cevap beklemeden açıp başını içeri uzattı. Louis masaya yerleşmiş, yine önceden yaptığı gibi kağıtların arasında kaybolmuştu. Kaşları çatılmış halde hızlı hızlı bir şeyler yazarken duraksayıp başını kapıya çevirdi ve yüzü aniden yumuşadı. "Günaydın."

"Günaydın." Harry Louis'nin arkasına geçti, ellerini onun omzuna koyup masaya baktı. "Ne yapıyorsun bakalım?"

Louis başını kaldırıp ona gülümsedi. Yavaşça omzundaki iki eli tuttu, karnının hizasına indirdi. Böylece Harry'nin kendisine sarılmasını, başını omzuna koymasını sağladı. "Malikhanenin giderlerini hesapladık Edrick ile. Birkaç aylık bütçeyi ayarladım, ayrıca babanın çiftlik evi için de biraz para ayırdım. Tamamen restore edilmesini istiyorum, yeni eşyalar alıp döşenecek ve birkaç hizmetçi tutacağım. Seninle hafta sonları orada kalabiliriz, ikimiz için de çok güzel olur."

"Birlikte olalım da, nerede olduğumuz önemli değil." dedi Harry. Söylediği anda utanıp kızarmaya başladı ve koşarak uzaklaşmak istedi ama Louis onun ellerini daha sıkı tutarak yanağını öpünce olduğu yere çivilendi.

Harry'nin utandığını hissedince Louis'nin yüzündeki gülümseme genişledi. Onu daha fazla zor durumda bırakmamak için "Kahvaltını yaptın mı?" diye sordu.

"Hayır. Sen de hiçbir şey yememişsin, hadi gel, birlikte inelim aşağıya. Sonra da hiçbir şeye çalışma bana zaman ayır."

"Centilmenliğin iki kuralı vardır. Birincisi daima çalışmaya hazır olmak." dedi Louis. "İkincisi de mavi kıyafetleri ve topuz yapılmış güzel saçlarıyla senden kendisine vakit ayırmanı isteyen eşinin emrine amade olmak."

DUKE OF LOVEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin