III

5.2K 508 1.1K
                                    

Harry pelerininin ucuyla oynaya oynaya malikhanesinin bahçesinde dolanırken gözleri sürekli demir kapının ardındaydı. Her gergin olduğunda yaptığı gibi dudaklarını ısırıyor, saçlarını karıştırıyordu. Birazdan evlenecek bir insan için bu panik oldukça yerindeydi.

Bir sağa bir sola volta attığı sırada kendisine doğru gelen Louis'yi gördü. Louis demir kapıdan geçti, taşlarla döşenmiş yolda yürürken Harry ile göz göze geldi. Onu başıyla selamladı ve birkaç adımda yanına ulaştı.

"Malikhane güzel görünüyor." dedi konu açabilmek adına. Harry gergince gülümsedi. "Öyledir. Sana etrafı gezdirmemi ister misin?"

Louis başını salladı. Bunun hiç değilse aralarında bir iletişim sağlayacağını düşünüyordu. Direkt evlenmeye gitmektense önce biraz sohbet edip birbirlerine alışmaları güzel olurdu. Onunla birlikte geniş bahçede yürümeye başladı.

Harry ileriyi işaret ederek "Ahır orada." dedi. "9 tane atımız, iki tane at arabamız ve iki tane de seyis var. Seyisler Jordan ve Jack, ikiz kardeşler. Bu arada benim zaten şahsi atım var, bir tane de yeni gelen at vardı eğer kabul edersen onu da sana vermek istiyorum."

Louis onu ilgiyle dinlerken ahıra baktı. "Olur, tabi ki." diye cevap verdi. Harry'nin bu sırada kendisini eve doğru götürdüğünü anladı. Dışarıda görülecek başka bir şey yoktu.

İkisi büyük kapıdan içeri girdiğinde Louis'nin ilgisini çeken ilk şey devasa salon oldu. Eski tip mobilyalarla döşenmişti, kasvetli bir havası vardı ama yine de bir şekilde hoşuna gitmişti. Yukarı kata çıkan iki taraflı dönen merdivenlerin ve kolonların bakıma ihtiyacı vardı.

Harry aşağı kata inen merdivenlere yönelirken Louis onu takip etti. "Bu arada, eşyalarını getirmesi için birini gönderelim." diye önerdi Harry. "Kitaplıkta senin kitapların için yer ayırdım. Bugün bile yerleşebilirsin." Louis ona kısa bir baş sallamasıyla ve teşekkürle karşılık verdi. "Eşyalarım Langdon malikhanesinde." diye bilgilendirdi.

Merdivenlerin sonunda bir koridora ulaştılar. Birden fazla kapı olmasına rağmen, Harry hepsini es geçerek en sondaki büyük kapıyı açtı. Mutfak olduğu belli olan odadaki herkes onların içeri girmesiyle ayağa kalktı.

"Edrick, Dük Louis Tomlinson ile tanışın. Bundan sonra onun da emri altındasınız, kendisi benim eşim ve bu malikanenin de yeni sahibi."

Louis adının önüne gelen 'dük' unvanına istemsizce gülümserken bir yandan da hizmetlilerin yüzündeki şaşkın ifadeden rahatsızlık duydu. Kaşları hafif çatıldı. Harry onu rahatlatmak ister gibi elini onun koluna koydu.

"Edrick malikhanenin baş kahyasıdır. Mali her şeyi onunla konuşabilirsin. Charles ve Tom uşağımız, Anna ile Lauren hizmetçiler, Tyler ile Susan aşçılarımız, Steve de bahçıvan."

Hepsini aklında tutamayacak olsa da Louis tek tek onların yüzlerine baktı. Edrick'e dönerek "En kısa zamanda gelir giderlerle ilgili belgeleri görmek istiyorum." dedi. Sonra gözlerini Harry'e çevirdi.

Harry onun söyleyecek bir şeyi olmadığını fark edince "Tom, Dük Tomlinson'ın eşyaları buraya getirilecek. Arabalardan birini al yola çık, Lord Langdon'ın malikhanesinden getireceksin. Anna, eşyalar gelince yerleştirirsiniz. Charles sen de bize bir araba çıkarttır." dedi.

Hepsi kendisine verilen emri anlayınca Harry Louis'yi de alarak oradan çıktı. Koridoru ve merdivenleri geçip yeninden ana salona ulaştılar ama bu sefer yukarı doğru çıkıyorlardı.

"Bu katta iki tane büyük yatak odası var. Birini ben kullanıyorum, diğeri babamındı ve senin için temizlettim. Onun dışında 3 misafir odası, 2 çalışma odası var. Çalışma odalarından biri kütüphane olarak kullanılıyor. İçeride masa da var. Orayı rahatça kullanabilirsin. Diğerini ben atölye gibi kullanıyorum ama istediğin zaman onu da kullanabilirsin tabi ki. "

DUKE OF LOVEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin