Ooooh! Allam seni çok seviyom. Gurban olurum sana. Dur biraz da şurdan. Oh mis!
Allah marketlerin girişindeki klimayı ve buzdolabını icat edenlere ömür versin, eğer mortu çekmişse de rahmet eylesin. Ne diyeyim şimdi? O değil de adamlar 10 numara, 5 yıldız iş başarmışlar ha. Yıllardır vazgeçilmezimdir, yazın ortasında amaçsızca başımı buzdolabına sokmak ve market girişlerinde mal gibi durmak. Napayım olum? Sıcak. Maşallah, iki dakikada Çemberlitaş Hamamına dönüyor ortalık. Ben de tabii asfalta yapışmış dondurma misali salisede eriyorum.
Neyse, huzurlu ortamımdan kafamı çıkarmam lazım. Bu salaklar dondurma diye tutturunca, markete kadar gelmek zorunda kaldım. Şimdi de kellemi, dolabın içinde ateşte dönen kuzu misali çevirip duruyorum. Ehehe, yine çok çılgınım. O değil de, et reyonundaki emmi, gözlerini pörtletmiş bana bakıyor. Ne bakıyon olum? Tabii sen sabahtan beri girdin mis gibi klimalı ortama. Dışarısı Tartarus'un fragmanı. Nereden bilecen? Bunları hep, bizler gibi fakır sıradan insanlar yaşıyor. Belediyeee! Sana sesleniyom. Sokaklardaki bi boka yaramayan hatta çoğunlukla çalışmayan, çocukların içine girip amaçsızca annelerine seslenmelerini sağlayan telefon kulübelerini sök de, klimalı odacıklar koy. Yazın soğuk, kışın sıcak hava versin. İnsan çakmaları. Koltukta kıçınızı ısıtıyonuz, akşama kadar kalkmıyonuz. Biz de dışarda kışın dersane, yazın arkadaşlarla buluşma derken, boynu bükükleri oynuyoruz.
Tamam sakinim. Çilekli ve sade dondurmayı alıp, kasaya yöneldim. Tam sıraya girmiştim ki, önüme bir bücür girip bana dönerek dil çıkardı.
La olum, ben senin o dilini alır acı biber kamyonuna batırmaz mıyım? Gözlerinin içine karabiber dökmez miyim? -Yapmışlığım vardır, çocuk bi gün boyunca gözü kıpkırmızı gezmişti. İhihihi. Bu da böyle bi anımdır.- Gelinlik giy-
Ena, çocuk erkek. O zaman, damatlık giydirip 13 yerinden bıçaklayıp ormanın her bi köşesine ayrı bi parçanı dağıtmaz mıyım?
Çocuğu omzundan tuttuğum gibi arkama ittirip mutlu mutlu sıramı beklemeye devam edecektim ki, tüm markette eko yapan, belediye anonsu gücünde o sesi duydum.
"Anneaaaaaağğğğ! Yerimizi kaptılaaaaağğğğrrr!"
Heh, çok korktum. Gerizekalıya bak. Bi kadın arkamda belirince ona döndüm. Abo, o ne? Teyze sen neyle beslendin? Hormonlu sebze reyonuna falan mı düştün sen? Bi yerin hareket ederken, diğer tarafta deprem oluyo la. Sumo güreşçisi gibi. Aha sikcek beni. Vaay gençliğim.
Çocuk dudaklarını büzerek bayan sumonun eteğini çekiştirdi.
"Anne önce ben gelmiştim o beni ittirdi."
Bak bak velede bak. Ağlıyor lan. Ulan Berke, bu çocukların hepsi senin türünden olum. Küçükken de bana böyle yapmıştı o piç. Sonum anamın cezası sayesinde, tuvalet temizliğiydi. Kadın biliyo tabii nefret ettiğimi. Unutmam, unutturmam!
Bayan Sumo ağır hareketlerle bana gelmeye başladı. Eh, iş başa düştü. Hadi Deniz! Tabanlarına kuvvet.
Dondurmayı sımsıkı göğsüme bastırdığım gibi "Allah Allah Allah Allah!" diyerek marketin kapısından koşmaya başladım. Şimdi diyeceksiniz; Ulan amaçsız! Git dondurmayı bırak ne bileyim biraz bekle. Kusura bakmayın ama teyze de maşallahdı yani. Hem üstüme gelince, bi anlık refleksle oldu. Neyse ne be. Ena, o marketin güvenlikçileri mi vardı? Herfilere bak, benim o marketten aşırdığım keklerin haddi hesabı yok, bi dondurma için ne ekşınlar yaşıyorlar. Arkama bakmayı bırakıp, eve kadar depar atmaya başladım. Yanaklarım dalga dalga arkaya yayılıyo bile olabilirdi şu an.
Adamlarla aramı açmıştım. Yea dostum, işte bu! Şu an gözüme evin kapısı, kırmızı kuşak gibi gözükmeye başladı la. Tüm boğa güçleri aşkına!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAYAN SIÇTIM AKILLI
ComédieMerhaba. Adım Deniz. Üşengeç. Deli dolu. Başkalarına göre orjinal fikirleri olan, ama kendine göre pratik zeka ürünleri bulunan bir kızım. Lakabım, "sıçtım akıllı." Bunu ailem, hangi mantık çerçevesine sığdırarak bana takma ad olarak verdi bilemesem...