On bir yaşındaydık. Birlikte parka gitmiştik.
Jaemin bisikletiyle gelmişti ve bana bisiklet sürmeyi öğreteceğini söylemişti.
Siyah ile kahverengi arasında kalmış olan kendine özgü saç rengi, arkadan gelen ve yüzünü gölgeleyen güneşle bambaşka bir renk oluyor; yüzündeki geniş gülümsemesi ise karanlıkta kalmış yüzünü aydınlatıyordu.
O günü çok iyi hatırlıyorum. Tulum ve uzun kollu tişörtünü giymişti. Altında da beyaz spor ayakkabıları vardı. Onları senelerdir giyiyordu fakat hala yeni gibilerdi. Tek bir çamur izine bile rastlayamazdınız.
En özensiz hali bile çoğu kişinin özenli halinden daha iyidir Jaemin'in. Lisede bu kadar insanı kendisine çekmesine şaşmamalı.
Benim üzerimde ise uzun bir şort ve yarım kollu tişörtüm vardı. Saçlarımı o yaz ilk defa boyatmıştım. Soluk ve kahverengiye doğru bir sarıydı rengi.
Jaemin beni bisiklete bindirmişti, sonra da pedalları çevirmemi istemişti.
"Daha hızlı çevir Renjun! Ben tutuyorum seni!"
Ben pedalları çevirdikçe Jaemin de bisikletin gidonunu tutuyor ve beni bırakmamak için koşuyordu. Ona güveniyordum. Beni bırakmayacağına emindim.
Biz ilerledikçe rüzgar yüzümüzü okşuyordu. Gözümüze biraz güneş girse de umrumuzda değildi bu.
Sonra Jaemin birden gidonu bıraktı.
"Renjun, artık kendin gidebilirsin!"
Sonrasında ne olduğunu tahmin edebiliyorsunuzdur.
Her şey bir anda oldu. Ben panikledim, dengem bozuldu; sonra takla atarak düştüm. Bacağım çok acıyordu ve ben kanadığını hissedebiliyordum. Pedal boynuma girerken üzerine düştüğüm taşlı yol da yara almamı sağlıyordu. Birçok yerimde sıyrık ve morluklar oluşacaktı. Bundan emindim.
Jaemin'in gülen yüzü aniden solmuş ve bağırarak bana doğru koşmuştu. En azından kafamı çarpmamıştım. Bu da iyi bir şey sayılabilirdi.
O gün ilk defa sırtında taşımıştı beni. Önüme eğilip sırtına binmemi sağlamıştı ve çıplak bacaklarıma değen sıcak elleri, tüylerimin diken diken olmasına sebep olmuştu.
Eve kadar beni taşımıştı. Sırtı hiç ağrımıyor mu, merak etmiştim.
Travma sonrası stres bozukluğumun henüz başlamadığı günler, sanırım en huzurlu günlerimdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
❝you are something to me❞ ↬renjun&jaemin
Kısa Hikaye❝"Beni tanımıyorsun! Senin için hiçbir şey değilim ben!" Jaemin, Renjun'e doğru bir-iki adım ilerledi, aralarında bir santim kala durdu. Jaemin'in gözlerinin içi kıpkırmızıydı, ağlamamak için kendini zor tutuyor gibiydi. Kendisine doğru gelen adımla...