Yerim ağrıyan koluna rağmen hızla eski bina kapısını itti. Jungkook'un fısıltı gibi çıkan sesini dinledikten sonra kendini nasıl evden dışarı atmıştı bilmiyordu.
Kalbi olayı anladığından beri korkudan ağzında atıyordu. Jungkook'un gerçekten intihar edeceği aklının ucundan geçmezdi. Hep içinden "onda bu cesaret yok" diye geçiriyordu Yerim.
Fakat yapmıştı. Yapmaz, yapamaz dediği adam sırf söylediği sözler yüzünden canına kıymıştı.
Tanrım lütfen yapmamış olsun! Yanılmış olayım lütfen!
İçinden dualar ederken, bina merdivenlerini neredeyse uçarak çıkarak Jungkook'un kapısının önüne geldi.
"Jungkook! Jungkook! Lanet olsun! Kook! Tanrı aşkına yapmadım de! Ne olursun! Kook!"
Bağırarak kapıya vururken kapının çok dayanıksız olması gözüne çarptı Yerim'in.
Korkunun verdiği bir anlık güç ile geri çekilerek hızla kapıya bir omuz attığında kapı açıldı.Koşarak içeri giren genç kız karşılaştığı boş salonla hemen yandaki odaya girdi. Fakat görmek istediği bedenle karşılaşamayınca hızla diğer kapıya yöneldi.
"Jungk..ook"
Banyonun zemininde kanlar içinde uzanan genç oğlanı gördüğünde nefesi kesilen Yerim, hızla içeri girerek Jungkook'un yanına çöktü.
"Jungkook! Bunu nasıl yaparsın! Ne olursun aç gözlerini! Kook!"
Sesindeki korkuya ağladığından dolayı eklenen titreme ile genç oğlanın suratını kavrayan Yerim ne yapacağını bilemiyordu.
Karşısında ölü gibi yatan oğlanın ilk defa çok huzurlu göründüğü düşündü ama anında bu düşüncesinden vazgeçti. O ölmemeliydi! Ölemezdi!
Yerim hemen genç oğlanın yanından kalkarak banyo dolaplarını karıştırmaya başladı. Bu esnada da telefonunda bir numara çevirdi.
İstediği şeyi bulamayınca seri adımlarla içeriye yönelen Yerim, açılan telefon ile hızlı hızlı konuşmaya başladı. "Yardımın lazım! Kook.. Jungkook, intihar etti. Ne yapacağımı bilmiyorum. Çok kan kaybediyor. Hastaneye götüremem. Lütfen yardım et Jimin."
Genç kız çaresizce konuştuğunda bulduğu havlular ile Jungkook'un yanına dönerken umutla arkadaşından gelecek cevabı bekliyordu.
"Yerim.."
"Lütfen Jimin. O ölüyor... Lütfen.."
Ağlayarak Jungkook'un yanına çöktüğünde Jimin'e yalvardı. Telefondaki oğlanın içi parçalandı genç kızın titreyen sesi ile.
"Adres yolla ve ben gelene kadar kanamayı sar.. korkma Yerim geliyorum."
Yerim adresi vererek telefonu kapattı ve bir kenera fırlattı. Kan görmekten nefret ediyordu, normalde bakmazdı bile. Fakat şuan öyle bir şansı yoktu. JungKook ölüyordu!
Kanlanan havluyu alıp yerine ceketini koydu. Temiz havlu kalmamıştı, ki bu evde bu kadar havlu bulması bile bir mucizeydi. Eliyle ceketini bastırıyordu.
"Salaksın sen! Gerizekalı!" Gözyaşlarını hızla silerek ceketi ters düz etti. "Ölürsen peşinden geleceğimi biliyorsun değil mi?"
"Yerim?!" Arkadan duyduğu ses ile ayaklanan Yerim, kapıya doğru gitti. "Burda! Yalvarırım kurtar."
Jimin Yerim'i iterek banyoya girdi. Peşinden de Ted.
Ted neden burda bilmese de, umrunda değildi. Jimin JungKook'u oturur pozisyona getirerek, "Ted ayaklarından tut. Hastaneye gidiyoruz." dedi. Yerim her ne kadar engel olmak istesede, ölmesini istemiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
JungRi//Texting✓
FanfictionºBana hayat olmanı istiyorum prenses. Tekrardan yaşamama yardım eder misin?º [Başlangıç: 10.12.2018]