Jungkook, küçük uçak tuvaletinde sağa sola gidip gelirken derin nefesler alıyordu. Şayet, başarısız oluyordu çünkü, birilerinin mesajları sayesinde kalbi alışık olmadığı biçimde atmaya başlamıştı.
Tuvaletin kapısı yavaşça açıldığında olduğu yerde durdu ve yutkundu. İçeri giren küçük bedeni gördüğünde nefesi daralmaya başlarken heycanlanmamak için kendini tutuyordu. Ama pek işe yaramıyordu.
Yerim yavaşça tuvaletin kapısını kapadığında korkak ve utangaç gözler ile karşısında dikilen oğlana döndü.
Cesaretini toplamaya çalışıp, havadaki garip çekimi bölerek konuştu.
"Evet? Geldim?"
Jungkook kulaklarına ulaşan tatlı ses ile her duyduğunda olduğu gibi ısınırken, tüm heyecanına rağmen rahat tavırlarla hafifçe gülümsedi.
"Saçlarımla oynamak istemedin mi?"
Yerim duyduğu soru ile kırmızının en bilinmedik tonuna bürünürken ağzından geveledi. "Ya..ni... Burada dememiştim.. ama..."
Jungkook aldığı cevap ile yavaşça önünde şekilden şekile, renkten renge giren kıza doğru bir adım attı.
Genç kız daha ne olduğunu anlamadan kendini küçük lavabonun üzerinde buldu. Karşısındaki onu pür dikkat izleyen oğlana baktı, koca gözleri ile.
"N-ne yapıyorsun Jungkook!?"
Şaşkınlık ile kekelediğinde Jungkook gözlerini gram Yerim'in gözlerinden çekmeden genç kızın eline uzandı.
Tuttuğu küçük eli yavaşça saçlarına çıkardığında sakin bir şekilde konuştu.
"Oyna o zaman."
Yerim genç oğlanın yavaşça gözlerini kapatması ile şaşkınlığını üzerinden attı ve usulca parmaklarının arasındaki yumuşak saçları okşamaya başladı.
Diğer elini de kaldırıp Jungkook'un saçlarına daldıracağı esnada, genç oğlanın güçlü elleri tarafından engellendi.
Kaşlarını çatıp Jungkook'un kapalı gözlerine baktığında, oğlan gözlerini açmadan konuştu.
"Bende elini tutabilir miyim?"
Yerim yavaşça yutkunurken, göremeyeceğini bildiği halde kafa salladı. Şuan ki durumda anca bu kadar hareket etme gücü vardı.
Jungkook, genç kızın sessizliğini evet olarak kabul edip genç kızın bileğindeki elini aşağıya indirim avuçlarını birleştirdi.
İkisi de şuan ne yaptıklarını bilmiyordu. Sadece içlerinden geldiği gibi davranıyorlardı.
Jungkook, ona bir kalbinin olduğunu hissettiren kızın varlığını hep yanında istiyordu. Yerim ise yaralı ruhunu gördüğü bu adamın sonsuza kadar ilacı olmak.
Dakikalarca o pozisyonda durduktan sonra Yerim bakışlarını Jungkook'un suratına indirdi. Gördüğü şeyle kaşları çatılırken, genç oğlanı saçlarında hareket eden eli durdu.
"Jungkook...."
Fısıltı ile seslendiğinde Jungkook gözlerini açtı ve diğer damlalarında yavaşça akmasına izin verdi.
Yaşlı gözlerini Yerim'in endişe ile bakan siyahlarıyla birleştiridiğinde sadece kızın duyacağı şekilde konuştu. "Her yere seninle gelmeme izin verir misin? Beni yanında ister misin?"
Jungkook titreyen sesi ve peş peşe akan göz yaşları ile sorduğunda Yerim Jungkook'un tuttuğu elini elleri arasından çekip, genç oğlanın çehresine yerleştirdi.
Onun ağlamasını istemiyordu. O ağladıkça Yerim binbir parçaya bölünüp çoğalmak, onun kırık kanatlarını, yaralı ruhunu iyileştirmek istiyordu.
"Gelebilirsin Jungkook, her yere gelebilirsin benimle... Senden hiç bıkmam..."
Jungkook aynı onun gibi ağlamaya başlayan genç kızın, yanaklarında yaşlarını silmekte olan ellerini kavradığında tereddütle gözlerinin en derinlerine baktı.
"Sana sarılabilir miyim?"
Karşısında ona tedirginlikle bakan, yaralı çocuk ile gözlerindeki yaşlar çoğalırken hafifçe gülümsedi Yerim.
"Gel buraya..."
Genç oğlandan önce davranıp kollarını boynuna doladığında Jungkook'un da hemen ellerini beline sardığını hissetti.
Onlar için uzun gelen birkaç dakika sarıldılarında, uçak hafif sallandı. JungKook korkuyla birden geri çekilirken, Yerim hemen yanına gitti. "Korkma. Gel yerimize oturalım."
Yerim Jungkook'un elini tutarak tuvaletten çıkarttı. JungKook tepki vermeden ilerliyordu.
Koltukların önüne geldiklerinde Yerim kaşlarını çattı. JungKook'un oturduğu koltukta Joy'u beklemiyordu. Joy onları fark edince ikiliye döndü. "Ah, JungKook, yerini kapmış gibi oldum ama cam tarafından oturmak istiyordum." Yerim ona, O zaman benim koltuğuma otursaydın bakışı attı. Joy ise omuz silkerek elindeki dergiye geri döndü.
Yerim kendi koltuğuna otururken, Jungkook'u peşinden çekip yanındaki koltuğa oturttu. Korkusunu daha atlatamayan bedene bakıp, elini elinden çekti. Çantasından çıkardığı kulaklığı telefonuna takıp, bir ucunu kendine diğerini Jungkook'a taktı.
JungKook refleks olarak Yerim'e döndü. Yerim ise telefonundan bir müzik seçiyordu. Exo- Promise şarkısını seçip Jungkook'un gözlerine döndü. "Omzuna yatabilir miyim?"
JungKook taransa girmiş gibi kafasıyla onayladı. Yerim hafif gülerek kafasını Jungkook'a gömdü. "Korkma."
JungKook, rahat bir pozisyon almak için koluna giren Yerim'in elini kavradı. Sessizliğini korusa da, her şeyi hareketleri ile belli ediyordu.
Yerim elindeki elleri sıkarken söylendi. "Söz veriyorum, seni yanlız bırakmayacağım."
Promise ya ondan djbdjsbdjsbd çok tatlı değiller miii 😍
ŞİMDİ OKUDUĞUN
JungRi//Texting✓
FanfictionºBana hayat olmanı istiyorum prenses. Tekrardan yaşamama yardım eder misin?º [Başlangıç: 10.12.2018]