Bu sabah beni yatağımdan uyandıran şey telefonumun zil sesi olmuştu. Bu kesinlikle alışkın olduğum bir şey değildi... Tek gözüm kapalı, kesinlikle gerizekalı bir halde telefonuma uzandım, arayan Ashley di.
-Merhaba Adddd. Artık uyanmalısın bugün kesinlikle senin için çok önemliiii !!!
Ne saçmalıyordu bu kız yine. Sıradan bir okul günüydü işte. Karşımda benden cevap beklediğini belirten bir ses tonuyla;
-Öhhhmm. Orada mısın Bay Şaşkın.
-Buradayım Ashley. Neyden bahsediyorsun? Öyle değil mi ? dercesine sordum...Bugün sıradan bir okul günü işte?
-Bugün okuldan sonra John, KUZENİM JOHN (bunu sanırım beni iğnelercesine demişti.) un evinde bir parti veriliyor ve bütün okul gibi sende davetlisin şapşaaal.
Ne ben miii? Been... John un evindeki partiyemi davetliydim. İnanamıyorum... Sonunda şans yüzüme gülüyordu sanırım.
-Eee geliyor musun Adam ?
-Aslında... Gelemeye bilirim...
-Bunu okulda konuşacağız şimdi kapatmam lazım. Okula hazırlanacağım.
Tanrım neden böyle bir şey demiştim ki. Bu ne saçma bir şeydi. Gitmek için can attığım partiye gitmeyeceğimi söylemiştim. Buda neydi şimdi. Ben açıklayayım... Bu benim asosyelliğimin dışavurumuydu. Evet Evet kesinlikle bu benim asosyelliğimin dışarıvurumuydu. Saate baktım ve Tanrımmm yine mi okula geç kalacağım ? dedim ve hemen üzerime bir şeyler geçirip okula gitmek üzere evden çıktım. Bu bir çıkış değildi. Bu fırlamaktı...
Okulun kapısına girdiğimde uzunca bir aradan sonra Ashley tekrar beni kapıda bekliyordu. Yanına gelir gelmez tek kelime etmeden beni kolumdan tuttu ve kantine doğru yürümeye başladık. Kantine geldiğimizde bir masaya oturduk ve;
-Adam sen manyak olmalısın... Bütün okulun olacağı bir partiye gelmiyorum da ne demek ?
-Ş-şey Ashley aslında kendime güvenmiyorum. Uzun süredir dışarı çıkmadım ve bu beni endişelendiriyor.
-Tabikide geliyorsun Adam. En yakın arkadaşını kavalyesiz bırakmayı planlamıyorsun sanırım... Haa birde şunu ekleyeyim eğer o arkadaşını bu gece kavalyesiz bırakırsan bir daha yüzüne bakmayacak !
Bu sert çıkışından sonra çalan zil sesiyle masadan kalktı ve sınıfa doğru yol aldı. Ondan yaklaşık 2 dakika sonra bende sınıfa doğru yol aldım. Merdivenlerde gördüğüm kişi Stefan dı. Aslında ondan aşırı derecede utanıyordum. Ashley haricinde benim hakkımdaki tüm gerçeği bilen tek kişiydi. Ve ben bu çocuğa kesinlikle güvenmiyordum. İletişim Teknikleri dersi öğretmeni ile konuşuyordu. Bu bir konuşmadan çok tartışmaydı aslında. Göz ucuyla onlara kısa bir bakış atıp yoluma devam ettim. Sanırım Stefan bunu fark etmiş olacaktı ki sert bir ses tonuyla;
-Tamam peki. Alttan kalan dersinizi bu sene vereceğim. dedi. Ve arkamdan yürümeye başladı.
Hiç aldırış etmeden adımlarımı hızlandırdım ve sınıfa doğru adeta koşar adımlarla ilerledim. Bir anda kolumdan kavrayan güçlü bir el hissettim arkamda;
-Merhaba Adam.
-Merhaba Stefan.
-En son gördüğümde yatakta yatıyordun. Bu bir dalga geçme kesinlikle değildi fakat ben kuruntulu biri olduğu için hemen o yöne çektim. şuan iyi olmalısın?
-Evet o güne göre daha iyiyim. Ayrıca sanada bir teşekkür borcum var. Teşekkür ederim.
-Ne borcundan bahsediyorsun? Her neyse ben derse gitsem iyi olacak yoksa bu senede alttan bir ton ders bırakacağım... dedi ve kalın kahkahasını da yanımdan alarak uzaklaştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Eşcinsel...
Teen FictionAşk, nefret , kıskançlık ve hırs en güçlü duygulardır. Aşk ile nefret arasında ince bir çizgi vardır çünkü hiç bir insan aşkın o güçlü hissini kalbinde yaşamadan kimseye karşı nefret de besleyemez. Bu hikayemde size bu duyguları yaşatmaya çalışacağı...