'Kesinlikle bu gece daha eğlenceli bitecek....' Bu ses kulağımda ve beynimde yankılanırken tek yaptığım şey belimdeki o güçlü ellerle birlikte dans etmeye devam etmekti. İçkinin beynime verdiği uyuşmadan ve bedenime verdiği hissizlikten dolayı bu sesin kime ait olduğunu anlamamıştım. Tek yaptığım şey onun ritmine ayak uydurarak dans etmeye çalışmaktı. Bu kesinlikle çok ateşliydi. Daha önce yaşamadığım kadar ateşliydi... Kim olduğunu çok merak ediyordum. Yüzünü, vücut ölçülerini, gözlerini, herşeyini... Ama içinkinin bana aşıladığı mayhoşluk nedeniyle tek yaptığım dans etmeye devam etmekti. Bir ara gözlerim John u aradı, dans ettiği kızla birlikte olan John u!! Ama onu bulamadım... İçime garip bir merak doğmuştu... Bu merağım hala sürüyordu. Ta ki o güçlü kollar beni belimden sert bir şekilde kavrayıp kucağına alana kadar.
Tanrım bu kesinlikle çok romantikti. Kalbim yerinden fırlayacak gibi atıyordu. Şuan kalbimi ağzımda hissedebiliyordum. O derece. Kucağındayken kafamı kaldırıp karanlıkta parlayan o mavi gözlere baktım. O gözler... Ah bu gözler kesinlikle John un gözleriydi.... !! Bu gözler beni benden alan aşkımın gözleriydi. Daha sonra gözlerimi ondan kaçırmak istercesine etrafa baktım. Şaşkın gözler bizi izliyordu. Hiç biri umrumda değildi. Sonuçta artık aşkımın kollarındaydım. Bu bakışların arasında Ashley in o kocaman, şaşkın gözlerine ilişti gözlerim... Ashley ise hiç bir şey demeden arkasını döndü ve bahçeye çıktı.
John beni kucağına almış merdivenlerden yukarı çıkarırken gözlerim tekrar partiyi süzdü ve herkez eğlencesine devam ediyordu. Bir kişi hariç... Stefan... Evet Stefan hala bize bakıyordu. Bana... Gözlerinden alev fışkırıyordu adeta, bir şeytan gibiydi, bana her zaman iyilik dolu bakan o gözleri bir şeytan gibiydi, her an mızrağını çıkarıp kalbime saplayacak bir şeytan...
***************
John un odasına geldiğimizde beni yavaşça yatağa bıraktı ve tek bir hamlede üzerimdeki t-shirt ü sıyırdı. Hiç konuşmuyordu. Bende hiç konuşmuyordum. Ama benim konuşmamamın nedeni içkinin verdiği sarhoşluk ve suskunluktu. Peki John neden hiç konuşmuyordu? Bu benim ilk ilişkim olacaktı ve böyle olmasını hiç beklemiyordum. Fakat sevdiğim adamla yani Johnla olduğunu düşündükçe sadece onu istediğime inandırdım kendimi.
***************
Yavaşça üzerimdeki pantolonuma elini attı ve beni ondan kurtardı. Ardından kendi pantolonunu çıkarıp yanıma yaklaşmaya başladı. Yanıma geldiğinde gözlerimin içine baktı ve bir anda beni yatağına yatırdı. Dudaklarını bedenimin her tarafında hissedebiliyordum. Dudakları bedenimi turlarken hissettiğim duygu daha önce hissettiğim hiç bir duyguya benzemiyordu. Kesinlikle eşsiz bir duyguydu. Aşktan daha güçlü, ihtirastan daha kuvvetli... John un sıcaklığını vücumun üzerinde hissettikçe deliye dönüyordum. Onu daha çok istiyordum. Her öpücüğünde daha çok... Ona karşılık vermek istiyordum fakat ne yapacağım hakkında en ufak bir fikrim yoktu sadece ellerimi onun bedeninde gezdirmekle yetindim. Bu onun hoşuna gitmiş olacaktı ki yüzüme kısa bir bakış attı ve boynumu öpmeye başladı, gittikçe daha aşağılara inmeye devam ediyordu. Mavi gözlerinin bana verdiği o güven adeta bir okyanusmuşçasına karanlıkta parlarken beni benden alıyordu.
Ve sonunda oraya inmişti... Boxer ıma uzandı ve tek hamleyle üzerimden çıkardı. Çok utanıyordum. Karşısında çırıl çıplak kalmıştım. Sevdiğim adamın karşısında çırıl çıplaktım... Hiç bir şeyi saklamama gerek yoktu bütün gerçekliğimle karşısındaydım. Sadece utangaçlıktan, sevgiden, mutluluktan ve zevkten kararan gözlerimle ona bakıyordum. Oda karşımda çırıl çıplaktı. Ve bu beni benden alıyordu... Sadece onu izliyordum. Kendimi ona bırakmıştım. Tek bir hamlesiyle beni yatağın üzerinde yüz üstü çevirdi ve kulağımı okşayan o ses tonuyla;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Eşcinsel...
Teen FictionAşk, nefret , kıskançlık ve hırs en güçlü duygulardır. Aşk ile nefret arasında ince bir çizgi vardır çünkü hiç bir insan aşkın o güçlü hissini kalbinde yaşamadan kimseye karşı nefret de besleyemez. Bu hikayemde size bu duyguları yaşatmaya çalışacağı...