Çevir gözlerini içimden yana|
Sırrını saklayan mahzeninim ben |
Uzat umutlarını düşlerime dek|
Hiçbir şeyin değil hep seninim ben|
Bu yazgı bizlerin ortak ülkesi |
Hüznün sevincin ve güveninim ben•
Ahmet Akif Varlı
"İşte, telefon burada. Açın, inceleyin, dinleyin. Bakın bakalım kim deliymiş, kim haklı!"
Sesim fazlasıyla öfkeliydi. Polis memuru suratıma ters ters bakıp önüne koyduğum telefonu aldı ve yanında dikilen diğer bir polise uzattı. "Oğlum, alın inceleyin bakalım. Bahsedilen sesleri dinleyin. Şu olay çözülsün de rahat edelim."
"Acele ederseniz sevinirim! Her geçen zamanda kız zarar görüyor olabilir."
"Tamam beyefendi, sakin olun. Şimdi baktırıyoruz. Siz isterseniz bekleyin isterseniz gidin, daha sonra haber veririz."
"Bekleyeceğim." deyip boş bir yer buldum oturdum. İçimden Allah'a binlerce kez şükrediyordum. Sonunda onu bulabilecek, alabilecektim. Tutup çekebilecektim acıların koynundan.
Yaklaşık beş dakika beklemiştim ki telefonum çaldı. Cebimdeki telefonu çıkarıp ekrana baktığımda Esra'nın aradığını gördüm. Hemen açtım.
"Efendim Esra?"
"Ahmet Akif, benim aklıma bir yer geldi. Bir kaç kez Doğukanla beraber kafa dinlemek için merkeze uzak bir kır evine gitmiştik. Oraya götürmüş olabilir Dilruba'yı."
İstemsizce gülümsedim. Sonunda imtihanımız bitiyordu. Sonunda buluyordum onu!
"Bana yerini tarif eder misin Esra?"
"Tabiki..."
Esra'dan aldığım adresi az evvel konuştuğum polis memuruna verdim fakat adam sesleri henüz dinlemediklerini, dinledikten sonra uygun görülürse harekete geçilebileceğini söylüyordu. Bekleyemezdim. Daha fazla bekleyemezdim ben.
"Ben gidiyorum memur bey. Siz ister gelirsiniz , ister gelmezsiniz. Nasılsa dinleyince onu artık haklı bulup abisinin ellerine vermeyeceksiniz."
Adamın beklemem için ısrar etmesine aldırmadım. Her şeyi göze alabilirdim. Karakoldan hızla çıkıp arabayı park ettiğim yere gittim. Araba almıştım sonunda, iki hafta evvel.
Zihnimde dönüp duran adrese hızla sürdüm.
"Geliyorum, Dilruba. Geliyorum. Ne gideceğim artık ne de seni bırakacağım. Ne gitmene izin vereceğim ne de canının yanmasına. Tüm yaralarını itinayla saracağım. Göğsümü yuva yapacağım sana, kollarımı sığınak. Bakışlarım merhem olur belki. Kardeşin şifa olur. Bitti..."
Kayıtlardan*
•
Ses kaydı 43
Benim yaralarımı kimse sarmadı. Hep kendiliğinden iyileştiler. Üzerimde kuruyan kanları hep kendim temizledim. Elimin ulaşmadığı yerler kaynar suyun ateşiyle temizlendi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yırtık Ruh
Teen FictionSevdasına geç kalan ve geçmişinden kaçan bir genç adam vardı. Bir gün geriye döndüğünde hiçbir şeyi bıraktığı gibi bulamamıştı. Sevdiği kadın kayıptı. Onu bulmaya çalışırken hayatın ve kendi içindeki sırların da kapıları kendisine aralanıyordu. • 1...