Doğaüstü Oda Arkadaşlarım

Ölümlülerin Dünyasına Hoş geldin

"Her şey halloldu gibi görünüyor, üniversitemize hoş geldin Leah!" Hafif toplu ve otuzlarında olan kadın elindeki imzalanmış belgeleri Lea'ya uzattı.

"Öğrenci evi kampüsün kuzey yakasında kalıyor, büyük ve eski bir bina, görmemen imkansız. Sen dört kişi ile B yakasında kalacaksın."

"Her şey için çok teşekkürler." dedi Lea belgeleri çantasına sıkıştırırken. Ardından bavulunu çekiştirerek hızla kampüste gezinmeye başladı.

Yeni bir hayat, diye geçirdi içinden, normal olmak için bir şansım var.

Olipford Üniversitesi gerçekten büyük ve gösterişli bir üniversiteydi. Öğrenci evinin kuzey girişine yakın bir yerlerde olduğunu biliyordu fakat kuzeyin neresi olduğunu nasıl anlayacağını gösteren bir işaret yoktu.

Küçük bir sihirden bir şey olmaz, diye telkin etti kendini.

Parmağını havaya kaldırıp yavaşça bir daire çizmeye başladı, bir kaç saniye sonra rüzgar kuzey yönüne doğru eserek genç periye yol gösterdi. Hızlı adımlarla öğrenci evine giderken bu eski ve gösterişli binadan etkilenmemek elde değildi. Olipford sadece ortalamanın üstündeki öğrencilere kampüste yaşama fırsatı sunuyordu. Elbette Lea o kadar başarılı bir öğrenci değildi fakat ölümlüler dünyasına gelirken kendisi için hazırlanan sahte geçmişe göre lisede oldukça başarılı bir öğrenci olmuştu ve ortalaması hayli bir yüksekti.

B yakasına ulaştığında büyük bir ev gördü. Burası olmalı diye düşündü. Ahşap kapıya yaklaştı ve yanındaki küçük kutudan sarkan dört adet anahtar gördü.

"İlk gelen benim, bu iyi bir şey olmalı" dedi fısıltıyla. Ahşap kapı açıldı ve evi ışık doldurdu. Güneş ışığı Lea ile birlikte odanın içine süzüldü. Duvarları ve mobilyaları aydınlattı. Doğanın etrafında garip davranmasına alışıktı genç kız, üstelik dikkat çeken bir durum da değildi.

Oturma odasına ulaştığında bavullarını bir kenara koydu. İlk yapması gereken şey evin etrafına sadece doğaüstü yaratıkların girmesini engelleyecek bir koruma büyüsü yapmaktı. Ellerini göğüs hizasında birbirine kenetledi.

"Elementlere sesleniyorum, deniz, gökyüzü ve toprak sözlerim size, doğaüstü olmayan kimse geçemesin bu eve." Elleri hafifçe ışıldayarak titredi. Ardından arkasından gelen bir sesle irkildi,

"Şaka yapıyorsun değil mi?" arkasını döndüğünde okul üniformasıyla orada duran ve görünmez bir güç tarafından evin dışına çekilen bir kız gördü. Lea ne olduğunu anlamaya çalışırken kız bağırdı, yüzünde az sonra Lea'yı öldürecek gibi bir ifade vardı.

"NE BEKLİYORSUN KALDIRSANA BU SİHRİ!"

Lea panikleyip ellerini havaya kaldırdı, "Yardımınız için teşekkürleri, koruyucu ruhlar artık gidebilirler."

Evin ahşap duvarları tekrardan titreyip, gevşedi. Karşısındaki kız anca ayağa kalkabilmişti.

"Gerçekten sıcak bir karşılamaydı, küçük peri."

Lea ne olduğunu anlayamıyordu. Koruma kalkanı sadece doğaüstü yaratıkları evin dışına çıkmaya zorlamalıydı. Lea düşüncelerinin başkası tarafından bölündüğünü hissetti.

"Evet, zeki kız. Cadıyım."

Cadılar diye geçirdi içinden. Yıllar önce en büyük günahı işleyerek yeryüzüne düşen perilerin insanlarla etkileşiminden ortaya çıkan, ne yapacağı belirsiz bir ırktı. Kitaplardaki cadı tasvirleri ile karşısındaki kızı karşılaştıramazdı bile. Cadıların yeşil tenli, oldukça çirkin ve çocuk yiyen yaratıklar olduğunu düşünüyordu. Karşısındaki kız ise, oldukça güzel görünüyordu.