Antlaşma

517 21 24
                                    

Ben Deniz'e mal gibi bakarken içeriden seslendiler
"Hala gelmedi mi"
diye anlaşılan ikimizde birbirimize bakakalmıştık ve zamandan haberimiz yoktu ağzımı açıp 'hayır' diyecekken Deniz
"geldim"
Deyince bugün kaç şok daha geçireceğimi düşündüm.
"Ss...en sen onların çocuğu olamazsın"
dediğimde yılışık bir gülümsemeyle
"yani o anları hatırlamıyorum ama pek şüphem yok"
dediği an bu yılışıklığına şaşırdım yıllar sonra eski samimiyeti arayacak biri değildi arasa bile bende o samimiyeti bulamayacağını bilen biriydi. Göz devirmeden edemedim. İçeriden bir kez daha çağırdıklarında onu arkamda bırakıp içeri yürüdüm.
İçeri girince annesi
"tanıştınız mı canlarım ?"
dedi. Ne yani annesi yıllardır ona anlattığım yaramın, oğlu olduğunu bilmiyor mu? Belli belirsiz bir kafa hareketiyle onayladım. Hasan amca boğazını temizleyip konuşmaya başladı.
"Öncelikle konuyu anlaşılır bir şekilde özetleyeyim. Bak kızım bir süredir iki şirkette sallantıda işler pek iyi gitmiyordu bu son ay iyice kesat... Geçenlerde şu yeraltı mafyalarının başı, bütün karanlık işlerin liderlerinden, sözde şirket görünümlü şerefsizler iş ortaklığı için geldiler. Ben hayır deyince' zamanla göreceğiz' diye tehdit savurdular neler yapabileceklerini tahmin edebiliyorsunuzdur ben de babanın durumunu da göz önüne alarak ortaklığı düşündüm. Sırt sırta verdik mi kimse bizim sırtımızı yere değdirmez evelAllah. Bu ortaklığı soranlara evlilik bahanesi dışındaki her şey çok saçma bir kulp olurdu az çok bilirsin. Biz sadece göstermelik bir düğün formalite bir evlilikle hallederiz ama benim için her şeyden önemlisi senin ve babanın rızası biz razıyız. Şimdi sen olayı anladın bize tek kelime bile etmeni istemiyorum Deniz ve sen şimdi istediğiniz yere gidebilirsiniz istediğiniz zamana kadar orada kalın ikinizden de söz istiyorum beraber gidip beraber dönecek ve dönene kadar da hiç ayrılmayacaksınız. Bizim oğlanı pek bilmezsin ama ben sana güvence veriyorum beraber gezebileceğin biri zaten onun da rızası çok yoktu"
"Yoo benim artık rızam var razıyım ben kaderime hem her şey formalite işte ne olabilir ki en fazla "
diyen Deniz'e ters ters bakıp
"En fazla çeker gidersin değil mi?! " derken kendimi tutmayı öğrenmem gerektiğini anladım, ailelerimiz tarafından bilinmeyen bir gerçeği ortaya koymanın hiçbir mantığı yoktu "hadi bakalım şimdi çekip gidiyorsunuz kuzularım"
diyen Berra teyzeye gülümsedim ve askıdan trençkotumu alıp evden Deniz arkamda çıktım.
"nereye gitmek istersin"
diyen Deniz'e bakıp
"cehenneme"
dedim 
"o sonranın işi ben günümüzden bahsediyordum neyse buluruz bir yer"
deyip arabaya bindi ben de arabaya binince çalıştırdı. Arabada tek çıt bile yoktu yaklaşık 1 saattir yoldaydık mayışmaya başlamıştım hafiften gözlerim kapanırken uykunun kollarına bıraktım kendimi.

Gözlerimi açınca taze çiçek ve odun kokusu içimi kaplarken yine odaya onun her zaman kullandığı parfümü sıktığımı anlamam pek zor olmadı. Uyku sersemliğiyle bir kaç ses çıkartıp yatağımda dönerken yatağımda değil de başım bir erkeğin dizinde uyuduğumu anlayınca çığlık attım. Yanımdaki erkek 
"Ne oldu güzelim kabus mu gördün iyi misin? " deyince kaşlarımı çatıp ona ve etrafa baktım.
O an yattığım yerin yatağım olmadığını sıkılan parfümün odaya sıkılmadığını yanımdaki adamın bir yabancı olmadığını ve bulunduğumuz yerin odam değil de yıllar önce beraber geldiğimiz şehirden ve gürültüden uzak uçurum kenarı olduğunu anladım. Değişen pek bir şey yoktu bizim dışımızda... 

 

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
OLUR MUYUZ YENİDEN (TAMAMLANDI )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin