Baygınlık

215 7 17
                                    

"Dinle şimdi beni güzelim."
dedi. Gözlerimi yüzüne dikerek devam etmesini bekledim.
"Aslında her şeyin bir açıklaması var ama o açıklamaları yapmam için ben ve sen değil biz olmalıyız. Yeniden biz olduğumuzda her şey açığa çıkacak güzelim.  Ama şimdi birazcık sabır. "
"Desene hiçbir zaman sebebini öğrenemeyeceğim diye. "
Dedim alayla gülümseyerek.
"Affetmemekte bu kadar ısrarcı olmasan keşke.  "
"Beni yaralamakta bu kadar ısrarcı olmasaydın keşke. "
Dedim düz, hissiz bir sesle sanki az önce hıçkıra hıçkıra ağlayan ben değildim.
"Ben yaralayan değilim Destina aksine bu hikayenin en çok yara alanı benim."
"Tabi Deniz tabi ben zaten burada mutluluktan öldüm bilmiyor musun yoksa? "
Dedim alayla.
"Neyse ne Destina senin bana inanmaya niyetin yok zaten. Gidip Özgür'ü alalım.  "
"Aynen. "
Dedim.
Hızla banyoya girip elimi yüzümü yıkadım Deniz de banyodaki işlerini hallederken bugün giyinmek için kıyafetlerimi seçtim ve yan odaya girip giyindim. Deniz de hazır olunca arabaya bindik ve Umut'u almak için yola çıktık. Yolculuk  sessiz bir şekilde geçerken ilk defa hissizleştiğimi fark ettim artık bünyem o kadar yıpranmıştı ki üzülemiyordum bile.
Kapıyı çalıp babamın açmasını bekledik.  Babam kapıyı gülümseyerek açınca ona sımsıkı sarıldım babamın arkasından Umut gözlerini ovuşturarak pijamalarla paytak bir şekilde yürüyerek bize doğru baktı.  Başta anlamasa da şoku üzerinden atarak hemen boynuma sarıldı.
"Annem!"
Diye sevinçle yanağıma öpücükler bırakırken kıkırdadım.
"Baba sen de gelsene."
Dedi eliyle gel işareti yaparak. Deniz de gelip kollarını Umut'a sararken yine mutlu aile tablosu sergilemiştik.

"Biz artık kalkalım babacığım. "
"Tamam kızım arayı çok açmayın. "
"Arayı açmayacağıma emin olabilirsin babacığım.  "
Babam Umut'la ve Deniz'le de sarıldıktan sonra tekrar arabaya bindik bu sefer yanımızda Umut'la.
"Oğlum aç mısın?"
"Evet baba kahvaltı yapmadık. "
"İyi o zaman biz de yapmamıştık zaten. "
Yol boyunca ara ara Umut'un soruları dışında pek konuşmamıştık. Kahvaltı yaptıktan sonra Deniz Umut'a
"Oğlum bir yere gitmek ister misin?"
Diye sordu.
"Lunaparka gidelim baba lütfeen. "
"O zaman lunaparka gidiyoruz. "
Dedi Deniz gülümseyerek.
Lunaparkta fazlasıyla eğlenmiştik arabaya doğru giderken Umut koşa koşa gidiyordu.
"Oğlum yavaş düşeceksin."
"Düşmem anne. "
Diyerek koşmaya devam etti.
Gülümseyerek onun arkasından gidiyorduk. Aniden yere kapaklanan Umut'un yanına telaşla gittik Umut düşmemişti bayılmıştı.
Ben çığlık atarken Deniz adeta kilitlenmişti.
"Deniz! Deniz Umut'a bir şey oldu. "
diye onu dürtmemle kendine gelip hızla Umut'u kucaklayıp arabaya bindirdi. 
Ben de Umut'un yanına geçerken bir yandan dualar edip bir yandan da Deniz'e daha hızlı sürmesi için bağırıyordum. Sonunda hastaneye geldiğimizde doktorlar Deniz'in kucağından Umut'u alıp müşahade odasına götürdüler. 
"Deniz neden hala çıkmadılar?"
"Bilmiyorum güzelim inan şu an hiçbir şey bilmiyorum."
Dedi aciz bir sesle. Daha sonra yanıma gelip gözyaşlarımı sildi yüzüme minik bir buse kondururken
"Biraz sakin ol güzelim bak ben de üzülüyorum ama Umut oradan çıkınca bizim desteğimize ihtiyacı var. "
"Kim olarak üzülüyorsun sen? Eğer gerçekten üzülseydin bu üzüntü içerisindeyken sakin olunmayacağını bilirdin.  "
Dedim hırsla. Ağzımdan çıkan sözcüklerle ortam buz gibi bir sessizliğe büründü. İkimizin de yüzünde şaşkın bir ifade vardı ama onun yüzünde acı da vardı. 
"Ben öyl..."
"Ne demek istediğini anladım sorun değil. "
Dedi ama bal gibi de sorundu işte kendime lanetler okurken çıkan doktorla beraber ona doğru adeta koştuk. 
"Neyi var oğlumuzun iyi mi?"
"Beyefendi oğlunuz gayet iyi sadece güneşte fazla durmuş galiba. Biraz daha gözlemaltında tutulduktan sonra çıkabilirsiniz.  Geçmiş olsun. "
"Teşekkürler. "
Gülümseyerek Deniz'e sarıldım.
"Bir şeyi yokmuş.  "
"Hadi yanına gidelim. "
"Deniz?"
"Gelmeyecek misin Destina?"
"Geldim. "
Diyerek peşine takıldım.
Gerçekten haksızdım Umut'u en az benim kadar seviyordu ona bir şey olursa o da benim kadar üzülürdü. Yaptığım saçmalığı nasıl düzelteceğimi bilmiyordum çünkü bunun özrü yoktu.
Nişanlandığımızdan beri sürekli ona laf çarpıtıyordum her konuyla alakalı ama o her seferinde alttan alan taraf olup görmemezlikten geliyordu. Bu onun için ağır olmuştu.
"Anne? Baba?  "
"Oğlum. "
"Ne oldu bana ?"
"Güneşte çok kaldığın için bayılmışsın. "
"Özür dilerim. "
"Özür dilemeni gerektirecek bir şey yok ki oğlum.  "
"Olsun ben yine de özür dilerim. " Dedikten sonra gülümsedi. 

Rüzgar hastaneden çıkış işlemlerini hallederken Umut'u kucağıma almak için yeltendim.
"Anne ben büyüğüm yürüyebilirim. "
Diyerek beni engelledi.
"Vay büyümüş de annesine karşı çıkarmış."
dedim gülerek.
"Hadi gidelim. "
Diyerek Deniz geldi yanımıza.

Eve geldik Umut'a duş aldırıp yatağımıza yatırdım.
"Ben burada mı yatacağım anne?"
"Evet bugün burada yatacaksın birtanem. "
"Babam? "
"O da burada yatacak. "
Dedim Deniz'e bakarak Deniz umursamaz bir tavırla önüne dönünce oflayarak pijamalarımı aldım ve giyinmek için banyoya girdim. Benim ardımdan Deniz de giyinip yatağa gelince Umut ortamızda uykulu gözlerle önce Deniz'i sonra beni öperek gözlerini kapattı.  Kısa sürede uykuya dalan Özgür'den gözlerimi çekerek Deniz'e baktım.
"Deniz?"
"Tamam. "
Diyen Deniz'e şaşkın gözlerle baktım. Ardından yataktan çıkınca
"Ne yapıyorsun?"
Diye sordum.
"Yataktan çıkmamı istemeyecek miydin?"
Dedi şaşkın bir şekilde.
"Hayır gel şuraya!"
dedim hafif bir sinirle.
"Özür dilerim. "
"Ne için ?"
"Bugün hastanede dediğim saçma şey için. "
"Sorun değil Destina. "
"Nasıl sorun değil ya? Basbaya büyük bir sorun bu. Ben öyle demek istemedim. Gerçekten.  Bir anlık üzüntüyle öyle söylemiş bulundum. Özür dilerim.  "
Dedim yavru kedi bakışları atarken.
"Bir anlık şeyle söylenecek şey mi güzelim o ? Görmüyor musun onu ne kadar sevdiğimi?"
"Gerçekten üzgünüm. Affettin mi ? Bak affedersen ne istersen yaparım. "
Dedim bir anlık boşlukla benimle küs olmasına dayanamıyordum.
"Daha önce de böyle bir şey demiştin hatırlıyor musun?"
"Ne zaman ?"
"Birbirimizi yeniden ilk gördüğümüz zaman ailelerimize bunun gerçek evlilik olacağını söylersek istediğim bir şeyi yapacaktın.  "
"Aa evet hala söylemedin. "
"Şimdi söyleyeyim mi?"
"Hı-hı."
"Bu evin dışında istediğin şekilde davranabilirsin bana hatta dövebilirsin bile ama bu eve adım attığımız an dışarıda kalacak bütün sinirin ,öfken ,nefretin, tamam mı?"
"Ama..."
"Aması yok şartımız buydu.Sen şartları bozarsan ben de bozup bu evliliğin oyun olduğunu söylerim."


OLUR MUYUZ YENİDEN (TAMAMLANDI )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin