Kaçamak

188 9 3
                                    

Kahvaltımı yapmış üzerime rahat bir şeyler giymiş ve kapıda Deniz'i bekliyordum.
Dünki yaşadıklarımızdan sonra nasıl tepki vermem gerektiğini bilmiyordum ve bu beni çok geriyordu tekrardan derin bir nefes alırken Deniz'in  arabası göründü. Arabaya bindim soğuk bir sesle "Günaydın. Hoşgeldin."
dedi
"Hoşbuldum. Günaydın."
"Nasılsın?"
diye sordum
"İyi, sen?"
"Ben de iyiyim."
dedim ve yol boyunca başka hiçbir şey konuşmadık ara ara aklıma 'acaba konuşsam mı' diye bir düşünce gelirken neyi konuşacağımızı bile  bilmediğim için susmayı tercih ettim. Büyük bir alışveriş merkezinin otoparkına aracı yerleştirdikten sonra indik Deniz birkaç adım önümde ilerliyordu ona seslendim Deniz bana döndü.
"Ne oldu?"
diye sordu ne diyecektim şimdi off keşke aniden seslenmeseydim beni bekle desem gel diyecek o da haklı.
"Şeyy..."
"Ney?"
dedi ve arkama bakıp kaşlarını daha çok çattı ben tam nereye baktığını görmek için arkama dönecekken beni tuttu ve bir duvara yasladı başını boynuma gömdü.
"Deniz ne yapıyorsun?"
dedim etrafımıza bakındım görünürde kimse yoktu bu biraz rahatlamamı sağlasa da Deniz'in eliyle vücüdumu kolaçan etmesi tedirginleşmeme sebep oldu.
"Deniz!"
diyerek  sesimi yükselttim. Başını kaldırıp dudaklarıma yöneldi aklımdan geçen şeyi yapmaması için dua ettim yaparsa ne tepki vermem gerektiğini ölçtüm kafasını  yan çevirdi ve dudağıma yaklaştı anın verdiği heyecanla gözlerimi kapattım. Heyecandan ayakta duramıyordum bunu fark eden Deniz ellerimi ensesine doladı ve beni belimden daha sıkı tuttu
"Sakın ters bir davranışta bulunma!"
İyi de ben hiçbir şey yapmadım ki şu an gözlerimi yavaşça araladım.
"Şu düşman  şirketin adamları peşimizde haberi almışlar anlaşılan. Biraz inandıralım onları değil mi ama?"
diyip biraz daha bana yaklaştı nefes nefese kalmıştım. İyi de neden böyle oldum birden Deniz'in de benden eksik kalır yanı yoktu gözlerimin içine baktı ve yüzüme yaklaştı önce gözlerime sonra dudaklarıma baktı ve yavaşça eğildi öpmeye başladı burnum ve dudağım arasında olan kısmı öptü. Biraz orada oyalandıktan sonra başını saçıma gömdü ve derin bir nefes aldıktan sonra
"Bu kadarı yeterli şimdilik."
dedi ve elimi tutup ilerlemeye başladı ben bir an sendeleyince elimi koluna dayadı ve belime sarıldı çok kısa bir an gülümsediğini gördüm ama bakışımı görünce hemen düzeltti kendini, soğuk nevale ne olacak. Onlardan haberi yokmuş gibi davranıyordu. Ne zaman arkama bakmaya çalışsam beni durduruyordu. Beraberdik, yanyanayadık, elimi tutmuştu ve ben az önceki anı aklımdan çıkaramıyordum.
İyi ki geri çekilmişti yoksa salak gibi hemen yelkenleri suya indirecektim. Ben az önceki anları düşünürken tekrar yaşıyormuş gibi heyecanlandım bir mağazaya girerken Deniz'in elini bırakıp yüzüme yelpaze yaptım kaşlarını çatarak bana baktı
"İyi misin?"
dedi
"İyim iyim biraz sıcak bastı sadece."
dedim yanıma hafif yaklaşıp dudaklarını alnıma yasladı
"Ateşin var iyi olduğuna emin misin?"
dedi
"Evet iyim sıcak bastı sadece."
"Tamam."
dedi ve birkaç süs eşyası alıp oradan çıktık.
Deniz tuvaletin önünde durunca ona baktım.
"Yüzüne bir su çarp öyle gel. İçimiz rahat etsin en azından."
dedi içimden 'sen içini ferah tut tek sebebi sensin' demek gelse de
"Ah iyi olur aslında hemen geliyorum"
dedim 2 dakika girip çıktım. Çıktığımda Deniz kapıda yoktu telaşlandım çünkü peşimizde bizi pek de sevmeyen insanlar vardı öbür tarafa dönünce Deniz'i gördüm ve hemen oraya doğru ilerledim
"Niye beklemedin? Sana bir şey oldu sandım."
dedim ve etrafıma bakınıp bahaneme sığınıp kollarımı ona sarıp başımı göğsüne koydum.
"Bilmem görürsün diye düşündüm."
dedi elini omzuma atarken.
"Şuraya girelim mi? Çok güzel kar küreleri var alırız birkaç tane."
dedi
"Hala var mı koleksiyonun?"
dediğimde gülümseyerek
"Evet, bir sürü biriktirdim senden sonra."
dedi buna üzülsem de belli etmedim benden sonra tabi ki hayatı normal seyrinde devam edecekti.
"Ama hiçbiri senin aldığın gibi güzel ve değerli değil."
dedi çok hafif hatta belli olmayacak bir şekilde gülümsedim buruk bir gülümsemeydi bu mutlulukla alakası yoktu. Mağazaya girip eşyalara baktık birkaç şey de buradan almıştık kar kürelerini daha çok zevk almak için en sona saklamıştık. Kocaman bir stand vardı kar küreleri için ben bir tarafa Deniz bir tarafa doğru ilerledik. Ben birkaç tanesini beğenip Deniz'e göstermek için ona seslendiğimde Deniz biraz ilerimdeydi ve beni duyamazdı hem aramızda mesafe vardı hem de yanında başka bir kız vardı. Dikkatli bakınca onun bir çalışan olduğunu ve Deniz'e adeta asıldığını anlamam geç olmadı.
Ben de elimdeki kar kürelerini bir kısma koyup oraya doğru ilerledim.
Kızı görmemezlikten gelerek arkadan Deniz'in beline sarıldım ve kulağına
"Gelip kar kürelerine baksana."
diye fısıldadım bu kızın dediğim şeyi yanlış anlaması içindi  kız kaşlarını çatarak bana baktı.
"Buyrun bir şey mi oldu?"
diye sordum.
"Yok."
diyince Deniz'in koluna girip ilerleyecekken
"Yakışıklı!"
diye seslenmesiyle kaşımı kaldırıp önce kıza sonra Deniz'e baktım.
"Alt tarafı bir numara istedim ne naz yaptın be!"
dedi Deniz ağzını açıp bir şey diyecekken
"Yavaş mı olsan acaba? Yanımda nişanlıma asılıyorsun şu an!"
dedim o da buna şaşırdı
"Neyine şaşırıyorsun? Anlamıyorum ki!"
dedim
"Şey ben çok özür dilerim elinizde yüzük olmayınca kardeş sandım sizi."
"Ne alaka ya. Her yüzük takmayandan numara mı istiyorsun sen?"
dedim özür dileyip mahcup bir ifadeyle uzaklaştı.
"Gel şu kar kürelerine bak."
dedim sinirle.
"Tamam geliyorum nişanlıcığım."
dedi sinirle kızın az önce söylediği cümleleri fok balığı gibi tekrarladım. Deniz kocaman bir kahkaha attı.
"Komik olan ne?"
dedim daha çok sinirlenerek
"Hiiç..."
dedi.
"Gerçekten sana da pes diyorum. Ya kız o kadar şey dedi hiçbir şey mi söylemez insan  be adam?  Sus bir şey söyleme susma hakkını az önce kullandın. Gelmeseydim verecek miydin gerçekten? Napıcaktın alıp? Evleneceksin sen. Ne kadar gerçek olmasa da nikahın var senin bir aya hasta etme beni sakın bir daha böyle bir şey görmeyeyim."
"Olayın öyle olmadığını sen de biliyorsun. Seni aldatacak kadar karaktersiz değilim bunun için uyarmana gerek yok. Kavga etmek için bahane arıyorsun ama eline koz vermeyeceğim karıcığım."
dedi 'Karıcığım' kısmını bastırarak. Aklına son anda gelmiş gibi
"Ha bu arada yarın seni istemeye gelcez haberin olsun."
dedi
"Ne?"
diye küçük bir çığlık attım. Etrafımızdaki birkaç göz bize dönünce başımı eğdim ve elimdekilerle kasaya geçtim. Deniz hepsini beğenmişti.
"Bu şimdi mi söylenir Allah aşkına?" "Unutmuşum çıkmış aklımdan."
dedi.
"Rahatlığa bak Allah'ım ya sanki çaya geliyor beyimiz. "
"Yok kahveye geliyorum çok bir farkı yok."
dedi.
"Ne giyeceğim ben kıyafet bakmam gerekiyor."
"Off nasıl yetişeceğim şimdi ben Deniz?"
"Destina şu an zaten avmdeyiz."
dedi
"Doğru."
diyip rahatladım ve ev için küçük şeyleri hallettikten sonra bana kıyafet bakmaya başladık. Amcası ve dayısı da istemeye geleceği için hoş görünmek istiyordum sonuçta bir nevi aile tanışmasıydı bu. Ben elbiseler arasında çok fazla kararsız kalmıştım. Deniz elinden geldiği kadarıyla yardımcı oluyordu ama benim kararsızlığım karşısında onun da yapacağı pek bir şey yoktu. Onlarca elbise arasından eleyerek en sonunda iki elbise arsında kararsız kaldım. Tam o esnada Berra Teyze aradı telefonu açtım
"Efendim?"
"Kızım nasılsın?"
"İyim Berra Teyze. Sen?"
"İyim kuzum. Sesin pek öyle gelmiyor ama..."
"Ya Berra Teyze elbise seçiyorum yarın için ama ikisi arasında kararsız kaldım."
sesim neredeyse titriyordu.
"Tamam kuzum sakin ol.Deniz'e sorsaydın."
"O ikisini de beğendi zaten eleyerek iki tane bıraktık."
"Hmm... Fotoğraflarını at istersen yardımcı olayım sana."
"Ah gerçekten mi?"
diyip kocaman gülümsedim.
"Tabi kızım seni bekliyorum hadi at."
"Teşekkür ederim."
"Rica ederim yavrum ne demek. Sen yeter ki üzme o tatlı canını. Ama kuzum Yeliz yengeniz de gelecek ona bir şey seç kızım kendimizi gösterebileceğimiz bir şey olsun senin zevkine güveniyorum zaten ne giysen yakışır ama sadeliğe kaçma her zamanki gibi ."
diyince kıkırdadım
"Peki. Eltilerin savaşı diyorsun?"
"Savaş demeyelim de..."
diyince daha çok gülümsedim.
"Severim kendisini. İyi insandır da kusur bulma da ve yaymada üstüne tanımam canım."
dedi.
"Tamam Berra teyze zaten aile tanışması olacağı için abartılı kıyafetlere baktık."
"İyi yapmışsın kuzum. Bitti mi işiniz?"
"Evet kıyafeti de alıp çıkacağız."
dedim.
"Tamam fotoğrafı at bekliyorum seni bitanem."
"Tekrardan teşekkür ederim."
"Yeter kızım sanki çok önemli bi şey yapmışım gibi davranma hadi kapat."
"Öpüyorum."
"Ben de kızım ben de."
diyip kapattık. Elbiselerin fotoğraflarını atınca beğendiğinin fotoğrafını attı.
"İkisi de güzel ama bence bu daha güzel kızım. Ama yine de sen bilirsin. Hepsinin yakışacağına eminim. Dediğin kadar da abartılıymış(!)"
gülümseyerek başımı kaldırdım.
"Galiba kayınvalidesiyle  en iyi anlaşan insan olarak tarihe geçeceğim."
"Çok da güvenme. Yani biricik oğlunu aldın elinden."
diyince kaşlarımı çatarak baktım
"O ne demek şimdi?"
deyince elini belime attı ve gülerek
"Sakin ol şampiyon şaka yaptım." dedi.
"Ee hangisini beğendi?"
diyince elimdekini kaldırdım ve
"Bunu. Nasıl?"
"Çok yakışacağına eminim."
dedi. Elimdeki elbiseyi denememiştim kalıp olarak bedenime uyardı sadece modelini biliyordum İnşallah  bedenime tam otururdu. Başımı eğerek teşekkür ettim ve kasaya doğru ilerledik.


Bölüm nasıldı?
Dilek şikayet öneri ne varsa döktürün canlar.
Son anda düzenlemelerim gitti tekrar göz attım ama umarım bir aksilik yoktur.
Bir sonraki bölümde görüşmek üzere😊😊

OLUR MUYUZ YENİDEN (TAMAMLANDI )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin