Evlenmeden Olmaz

265 12 24
                                    

"Nereye gideceğiz kendi arabamla gelirim ben"
dedim
"olmaz öyle, ayrı gitmeye gerek yok buluruz gidecek bir yer"
dedi
"arabam ne olacak"
" kalsın burada işte hiçbir şey olmaz"
" bi şey olacağından değil sabah nasıl geleceğim"
" bırakırım ben seni"
" o saatte uyanmazsın sen hem yoluna da ters falan düşer"
" benim uyanma sebebim sensin ayrıca yolum yolundur prenses "
derken direksiyona geçti ben hemen yanına kurulurken sesimi hafif yükseltirken tartışmaya hazır olması gereken bir bakış attım
"ikimiz tekken bu şekil yapmacık davranışlarda bulunman hoşuma gitmiyor bi daha yapmazsan sevinirim"
kaşlarını çatıp kısa bir an bana döndü
" ne tür yapmacık davranışlar hanımefendi acaba "
dedi
"yok prensesimmiş güzelimmiş şu yolun yolumdur falan gerek yok hani "
bana baktı
" bunları içimden geldiği için söylüyorum gerek olduğu ya da birilerini inandırmak için falan değil "
"neden söylüyorsun peki ya da neden içinden geliyor öyle mi demeliyim"
" bak Destina ne kadar görmezden gelsen de yok saysan da ben seni hala ilk günki gibi seviyorum ve bunu sana söylemekte bi sakınca görmüyorum anlatabildim mi çünkü sen  bunları saklama gereği duymayacağım kadar yakınsın bana ve bunları anlayıp hissedecek kadar iyi tanıyorsun beni"
" hıh"
diye bir ses çıkarıp ona vücudumu döndüm
"benim tanıdığım adam bir kadını yüz üstü bırakacak biri değildi o yüzden bana seni tanımaktan bahsetme"
" tanımıyorsan bile öğrenmiş oldun Destina eskisi gibi eskisinden ne bir eksik ne bir fazla tıpkı eskisi gibi seviyorum seni seviyorum Destina"
yüzümü yola çevirip
" istemiyorum"
dedim
"ne seni ne de senin sevgini istemiyorun tamam mı bitecek bu oyun zaten o zaman sen yoluna ben yoluma anladın mı Deniz"
"oyun bitene kadar katlanacaksınız o zaman bana. Üzgünüm rahatsız etmek istemezdim ama artık başladık Destina hanım  ben gidene kadar katlanın lütfen"
" alışkınsındır ya sen zaten gelirsin gidersin seviyorum dersin bugün, yarın hoop Deniz bey ortada yok bağışıklık da kazandım ben zaten sorun değil. Yarın bir gün bir bakmışım yoksun bitti der gider her şeyi de bitirirsin sorun değil hani."
Gerçekten sinirlenmeye başlamıştı konunun bu kadar alevleneceğini ben de tahmin etmemiştim ama artık bu yoldan geri dönmenin bir anlamı yoktu.
"Bir sen acı çektin değil mi bir tek senin hislerin vardı çünkü diğer insanlar asla acı çekemez özleyemez bir şeylere mecbur kalamazdı değil mi bana değiştim demiştin ya değişmişsin gerçekten değişmişsin ama keşke bu kadar değişmeseymişsin"
bu dedikleri beni sarsarken ne diyeceğimi bilemedim belli bir süre sonra kendime gelip ne demek istediğini soracakken aniden freni çekti ben öne doğru uçarken elini hemen başımın üstüne getirip benim başımın değil de onun elinin acımasına sebep olmuştu ayrıca eli başımla torpido arasında da sıkışmıştı elini avucumun arasına alıp bakacakken
"iyi misin çok acıdı mı "
dediğimde elini yavaşça çekip
"yok bir şeyim"
dedi ve başını geriye atıp derin bir kaç nefes aldı. Sinirlenmemek için ben de ayrı bir çaba harcarken eline ne olduğunu merak etmemek için apayrı bir çaba harcamam gerekiyordu.
Başımı çevirip bulunduğumuz yere bakınca Umut'un okulunun önünde olduğumuzu fark etmem zor olmadı ona dönüp bu saatte çıkacağını ve burada okuduğunu nereden bildiğini sordum  sorumu umursamadan  gözlerini açtı önce  bana baktı ardından  okula bakıp kapıyı çarptı ve arabanın önüne geçti Özgür servise doğru giderken ben de arabadan indim ve el salladım Özgür bize doğru koşarken derin bir nefes aldım eğilip bana kocaman sarılmasını ve bütün stresimi çekip çıkarmasını bekledim ama benden ayrılır ayrılmaz her şey yeniden yüreğime battı. Özgür beni bırakıp Deniz'e sarılırken kaşlarım yukarı doğru kalktı Deniz'in yüzünde kocaman bir gülümsemeyle ona karşılık vermesi yüzümde küçük de olsa bir gülücük bırakmaya yetmişti.
Yolculukta Umut'un bir kaç sorusu dışında pek ses çıkmamıştı ben bizi bırakıp gideceğini düşünürken o da içeriye girdi bunu zaten Umut sayesinde öğrenmiştim. Eve girdiğimizde kapıyı açan Berra teyzeye Umut da dahil olmak üzere tam olarak enerjimizi veremedik garibim çocuğun da hayat enerjsini adeta sömürmüştük ama aramızda en iyi olan yine oydu elimden geldiğince normal davranmaya çalışırken Deniz bunu engellemek ister gibi duygularını hiç saklamadan içeriye daldı Berra teyzeyi hasan amcayı ve babamı öperken yüzüme zorla bir gülümseme kondurdum.
Yerime geçip sakince oturdum ve başımı eğdim ellerimle oynamaya başladım herkesin gözü bizim üzerimizdeyken başka da bi şey yapamazdım zaten. Üçlü koltuğun bir ucuna ben oturmuştum öbür ucuna da Deniz oturmuştu. Az biraz geçince Özgür gelip aramıza oturdu.
Evdekilerin de moralini alt üst etmiştik bizden önce kapıyı kahkaha ile açan Berra teyzeden bile  çıt çıkmıyordu.
"Şey siz yemek yediniz mi aç mısınız?" dediğimde hepsi hep bir ağızdan
"yedik kızım biz"
dedi ben de ayağa kalkıp elimi Özgür'e uzattım
" hadi oğlum kalk bir şeyler ye"
dediğimde ikiletmeden elini uzattı
"müsaadenizle"
deyip mutfağa yöneldim yemekler ısınırken mutfaktaki masaya hemen bir şeyler koydum yemeği tabağa koyup Özgür'ün bitirmesini bekledim yemeğin yarısında Özgür daha fazla yemek istemediğini söyleyip kalkmak istemişti fakat
"üzme beni oğlum ye hadi"
deyince moralimin hala bozuk olduğunu fark edip beni daha fazla üzmemek için zorla da olsa tabağını bitirip kalktı.
Makineye bulaşıkları ağır ağır dizerken elimden geldiğince yavaş yapıp o kasıntı ortamdan uzak durmaya çalıştım. En son tabağı koyarken nasıl oldu bilmiyorum ama tabak elimden kayıp düştü ağzımdan bir çığlık kaçarken saniyeler içinde Deniz'in koşarak mutfağa gelip bana kocaman olmuş gözlerle bakmasını mantıksız bulmuştum
"iyi misin"
deyip önce eliyle başımı kontrol etti gözleriyle vucüdumu taradıktan  elime bakıp
" iyi misin"
dedi elimi onun yaptığı gibi yavaşça çekip
"yok bir şeyim"
dedim gönderme yaptığımı anlamıştı.
" İyi o zaman"
deyip geri çekildi Berra teyze babam ve Hasan amca da bi şey olmadığını görüp rahatlarken babam ve Hasan amca salona doğru giderken Berra teyze
"elleme sen kuzum ben süpürge makinesini getirip geliyorum"
dedi ben de eğilip büyük parçaları alırken  Deniz çıkarken gözüm onun eline takıldı ve kendi elimde bir sızı hissettim
"ayşh"
diye inlerken Deniz dönüp bana baktı iki üç adımda yanımda olurken
" niye dikkat etmiyorsun be yavrum"
deyip elimi tuttu elini itip
"senin azarınla uğraşamam bir de. Bırak hep senin yüzünden zaten"
dedim şımarık bir edayla gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı gözlerini açtığında daha sakin duruyordu.
"Hadi ver güzelim bakayım bir"
deyip elini uzattı
"tek bir şartla"
deyip elimi kaldırdım ama avucuna yerleştirmedim
"tamam kabul hadi"
"Söz mü "
"Söz hadi ver"
dedi elimi önce suya koydu sonra dolaptaki çantadan bir yara bandı aldı evet sadece yara bandıyla kapatılacak kadar küçük bi kesik hatta çizikti.
Ben de şartımı söyleyip onun eliyle ilgilenmeye başladım her ne kadar başta istemese de sonradan söz verdiğini hatırlatıp hassas noktasından vurdum.
Onun elini avucuma aldım elini görünce canımdan can gitti adeta eli neredeyse çürümüştü gözlerim doldu
" uff benim yüzümden"
deyip önce bakterileri temizlemesi ve ellerimizin temiz olması için sıvıyı döktüm daha sonra kurulayıp merhemi parmak ucumla sürdüm bir yandan da  üflemeyi ihmal etmedim. Kurumasını beklerken göz göze gelmemeye gayret ettim derin bir nefes alıp sargı bezini eline sardıktan hemen sonra Berra teyze içeri geldi bunun verdiği rahatlıkla elini tutup küçük bir öpücük kondurdum eline , ilk defa insanları inandırmak için değil içimden geldiği için rahatça hareket ettim Deniz bana hafif bir şekilde gülümserken ben de ona doğru dönüp kocaman gülümsedim sonra Berra teyze boğazını temizleyip
"aferin benim kuşlarıma hep böyle olun ki ömrünüz çiçek açsın baharlar olsun birbirinizin yarasını sarın yara olsanız bile sarın hadi şimdi kalkın sarılın bakayım tam  ikna olayım barıştığınıza"
Ben aniden dönüp Deniz'e bakınca yutkunma ihtiyacı hissettim tamam sarılmak çok doğal bir şeydi ama bunu Berra teyzenin yanında yapmak doğrusu beni az da olsa utandırıyordu.
Deniz kollarını açıp beni başıyla yanına çağırırken ben ve kırmızı yanaklarım da beraber gittik. Başımı onun göğsüne dayadığım an sanki her şey herkes uçup gitmişti. Kulağıma yaklaşıp
" özür dilerim"
dedi ben de ayağımın ucunda yükselerek
"galiba benim de bir özür borcum var sana özür dilerim Deniz"
" ama bunları daha sonra konuşacağız"
" tamam "
deyip gözlerimi kapatıp huzura kaptırmışken kendimi Özgür'ün
"ne oluyor burada"
demesiyle irkilip Deniz'i adeta üzerimden fırlattım Deniz bana yarı güler yüz yarı şaşkınlıkla bakarken Berra teyze açıklamaya başladı
" annenle Deniz abin barıştı bitanem"
dedi Özgür yanıma gelip
"öyle mi anne"
dedi başımla onaylarken
"mutlu musun artık"
diye sordu aynı şekilde başımı  sallarken o bir elini bana bir elini Deniz'e uzatıp
" hmmm tamam bu kadar yeter o zaman sonuçta evlenmeden olmaz"
dedi.

Merhabalar
Bölüm nasıldı?
Arkadaşlar kitaba devam edip etmemek arasında kararsızım okuyan kişi sayısı zaten az okuyanlar da yorum yapmayınca insanın devam isteği  kalmıyor inanın .
Yorum yaparsanız çok sevineceğim 😊
Anlayışınız için şimdiden teşekkürler

OLUR MUYUZ YENİDEN (TAMAMLANDI )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin