Aklımdan bir sürü soru geçiyor, bu Kamran yalan söylemiyorsa kız benim ismimi nerden öğrendi? Merve, Buse ya da bir başkası değil de benim ismim! Belli Kamran yalan söylüyor o zaman bana açık açık evet ben senin hakkında konuştum çünkü komiğime gidiyorsun diye neden söylemedi bu kadar mı korkak? Korkaksa o kadar kişiyle nasıl kavga edip okuldan atıldı? Kafam gerçekten ağrımaya başladı en iyisi eve gidip yatmak, anneme de başımın ağrıdığını söylerim nasıl olsa bugüne kadar okulumu ihmal etmişliğim yok bir şey demez. Evin önüne geldiğimde mesaj sesini duydum. Telefonumu cebimden çıkarıp baktığımda Merve'nin mesajı açıldı. 'Hayırdır ne oldu konuştun mu? Ters bir şey mi söyledi de gittin? Acil cevap ver Sıla bu konu hakkında yalan söylemeni istemiyorum! Ayrıca senin arkandan o da eşyalarını toplayıp okulu terk etti bilgin olsun' O neden gitti acaba? Kesin Burcu'ya hesap soracak neden anlattın aramızda kalmadı konuştuklarımız diyecek. Mesajın ardından çağrı attı Merve, benden cevap bekliyor. 'Ters bir şey olmadı sevgilisinin anlattıklarını sordum ama böyle bir şey konuşmadıklarını, Burcu'nun bana yalan söylediğini anlattı' mesajı gönderdim ve telefonu kapattım. Zili çaldığımda annem hemen kapıyı açtı. ''Sıla hayırdır kızım ne işin var bu saatte?''
''Annecim çok başım ağrıyor, dayanamadım geldim izin verirsen uyuya bilir miyim?''
''Olur, kızım ama açsan karnını doyur''
''Yok, anne yemeyeceğim teşekkür ederim''
''Papatya çayı yapayım o zaman ben sana''
''Tamam, ben odamdayım'' annemi öpüp odama çıktım, çantamı bir tarafa ceketimi bir tarafa fırlattım. Kendimi ilk defa bu kadar dağınık hissediyordum. Gerçekten ne oluyor bana? Daha önce hiç böyle şeyler yaşamadım. Kamran bana şaşkın demiş olsa ne olacak ki? Başkası demiş olsa sensin şaşkın der dalga geçerdim. Ama neden Kamran'a yapamıyorum onun karşısında şaşkın olmak neden zoruma gidiyor? Aslında şaşkın değilim sadece onu gördüğümde heyecanlanıyorum. Merve haklı olabilir mi diye düşünürken kapı çaldı annem elinde bardakla papatya çayımı getirdi. ''Teşekkürler annecim'' ''Afiyet olsun kızım bir isteğin olursa seslen ben aşağıdayım'' ''Tamam'' ''Ha Sıla anlatmak istediğin bir şeyler olursa eğer onlar için de çağırabilirsin''
''Yok, annecim sadece başım ağrıyor uyursam geçer''
''İyi uykular kızım'' deyip kapıyı kapattı. Düşüncelerimle yine baş başayım, çayımdan bir yudum aldım harika! Bilgisayarın düğmesine basıp açılmasını bekledim, biraz internette gezineyim. Birden aklıma geldi acaba Kamran sosyal medya kullanıyor mu? İyi de bana ne? Kullanıyorsa kullansın niye merak ediyorum. Yok canım merak etmiyorum sadece gıcık oluyorum bunun için de inceliyorum o kadar! Ben başkalarına da gıcık oluyorum ama yanına gidince heyecan yapmıyorum. Of eve rahatlayım diye geldim ama daha beter oldu sanırım yalnız kalınca aklımın içinde bir sürü soru dolaşıyor. İnternet tarayıcısını açıp siteye girdim; 'Kamran Demir' yazıp arama butonuna bastım. Evet düşündüğüm gibi ilk sırada çıktı, resmine tıklayıp profiline girdim. En son 17 saat önce paylaşım yapmış; 'Seni sevmek muhteşem bir yalnızlığa evet demekmiş. Bildim, pişman değilim' vay be edebiyat parçalamış. Burcu'yu sevince neden yalnız kaldı acaba? Ailesi falan karşı çıktıysa derslerini ihmal ettiği için, olabilir tabi... Eski gönderilerine indim son zamanlarda Burcu ile fotoğrafları yok paylaşım da yapmamış ilginç, oysa daha önce her gün her saat paylaşım yapmış. Profil resmine tıklayıp büyüttüm; bir bahçede çekilmiş yalnız... Resmi iyice yaklaştırdım gözlerine doğru kahverengi sanırım anlayamadım tam. Konuşurken de yüzüne doğru düzgün bakamıyorum ki... Çayımın son yudumunu da içtim ve bilgisayarı kapatıp yatağıma geçtim. Yorganı kafama kadar çekip gözlerimi kapattım uyumuşum. Arkamdan ağlayarak biri sesleniyor ; ''Senin yüzünden hepsi, karşısına çıkmasaydın beni bırakmazdı'' dönüp baktığımda Burcu'yu görüyorum ağlıyor. ''Ben bir şey yapmadım'' diyorum, dinlemiyor beni. ''O yüzden mi benim değil de senin yanında?'' Kafamı çevirip yanıma baktığım da Kamran'ı görüyorum, elimden tutuyor gülümsüyor. Burcu'ya tekrar bakıyorum yok. ''Nereye gitti?'' ''Beni geri kazanamayacağını anladı artık uğraşamaz uzaklara gitti üzülme sende sevgilim'' Kamran ile birbirimize sıkı sıkı sarılıyoruz. O kadar çok sıkıyor ki beni nefes zor alıyorum. Gözümü açtığımda yorganın altında sırılsıklam terlemiş bir şekilde uyandım. Çok şükür rüyaymış, rüya değil kabus resmen. Lavaboya gidip elimi yüzümü yıkadım sonra saate baktım 17.30 a geliyor. Telefonu açtım bizimkiler merak etmiştir. Sesimi duymuş olmalı ki annem geldi, ''Kızım uyandın mı nasıl oldun?'' ''Daha iyiyim anne'' ''Tamam canım ben aşağıdayım'' telefon çalmaya başladı ekrana baktım Berk Can; ''Efendim?'' ''Ne yapıyorsun Sıla nereye kayboldun birden?'' ''İyiyim evdeyim, yeni uyandım çok şükür başımda geçti'' ''Başka bir şey olmadığına emin misin?''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkın Büyüsü
Teen FictionKüçüklüğünden beri hedefinde polislik olan genç kızın lise yıllarında hayatına birinin girmesiyle değişiyor bütün hayalleri. Aşık olmanın ne olduğunu o zaman anlıyor Sıla. yaptığı hataların bedelini ne kadar kötü de ödemiş olsa aşkı yaşamak başka...