Aşkın Büyüsü

11

Okuldan sonra eve gidip üzerimi değiştirdim. Bizimkilere de korku evine gideceğimizi söyleyip evden çıktım. Yolda yürürken birden aklıma Kamran'ın numaramı nerden bulduğunu sormak geldi. Telefonu çıkardım mesaj atacaktım sonra vazgeçtim, en iyisi aramak. Birkaç kere çaldı ama açmadı tam vazgeçip kapatacağım sırada ''Alo, Sıla hayırdır sen beni arar mıydın?'' ''Hayır, doğru biliyorsun ben seni aramazdım ama aklıma takılan bir şey var'' ''Sor karın ağrın neymiş yine öğrenelim'' gülümsedim umarım fark etmemiştir. ''Dışarda mısın sen nereye gidiyorsun?'' ''Dışardayım arkadaşlarla buluşacağız'' ''Kafede mi?'' ''Hayır'' dedim daha fazla soru sormasına izin vermeden ''Sen benim numaramı nerden buldun?''

''Bu muydu merak ettiğin bende ciddi anlamda soru soracaksın zannetmiştim'' ''Dalga geçme ben ciddi bir soru soruyorum zaten'' ''Buse'den aldım, Burcu ile kavga ettiğiniz gün onunla karşılaştık yani etrafa tekme atarken görünce üstüme geldi bende olanları anlattım. Sıla'nın numarası bu belki nasıl olduğunu sormak istersin diye kâğıda yazıp elime tutuşturdu. Başka diyeceğin yoksa ben bir şey soracağım'' cevap veremedim. Şaşırdım demek ki Buse Berk Can'ı elde etmek için Kamran'ı bana yakınlaştırmaya çalışıyormuş. Vay be ne kadar da çok seviyormuş bizim oğlanı. ''Alo Sıla orda mısın?'' ''Buradayım, sor ne soracaksan'' ''Nereye gidiyorsun?'' ''Dedim ya arkadaşlarla buluşacağız'' ''Sıla mekân olarak nereye gidiyorsun?'' ''Korku evine gidiyorum başka sorun yoksa kapatacağım'' ''Dikkat et kendine'' ''Olur'' deyip kapattım. Keşke sende dikkat et deseydim ayıp mı oldu acaba. Yok, canım niye ayıp olsun hem ben kendime söz vermiştim ne oldu yine bana?

Korku evinin önüne vardığımda Buse ile Berk Can'ın geldiğini gördüm el ele bekliyorlardı. ''Merhaba'' ''hoş geldin'' dedi ikisi de. Merve'yi arayıp nerde olduklarını sordum o sırada köşeyi döndüler. Hep birlikte girdik salona. ''Ya ben çok korkuyorum Musa girmesek olmaz mı'' ''Korkma ben yanındayım'' diye sakinleştirdi bizimki. Biletleri alırken arkadan bir ses bu grupla beraber ben de katılmak istiyorum'' diye bağırdı. Dönüp baktığımda Kamran'ı gördüm, bunun ne işi var burada, demek gelmek için soruyormuş nereye gittiğimi... Merve ile Musa tabi katılabilirsin bize diyerek Kamran'ı yanlarına aldılar. O da bana bakıp ''Seni yalnız bırakacağımı düşünmedin değil mi?'' ''Niye sensiz dolaşamıyor muyum'' diye çıkıştım. İçeriye girdiğimiz de karanlık bir odadaydık kapı vardı ama kapıyı açmamız için ipuçlarını çözüp şifreyi girmeliydik hep birlikte çabalayıp açtık kapıyı. Odanın birinde o kadar çok korktum ki neredeyse ağlayacaktım, Merve'nin halini düşünemiyorum bile. Bir ara ensemde bir nefes hissettim ''Çok korkuyorsan yanımdan ayrılma, ben seni korurum'' ''Gerek yok Kamran'' uzaklaştım oradan, arkamdan güldüğünü hissedebiliyordum. Korku evinden çıktığımızda erkekler de dâhil hepimizin yüzü bembeyaz olmuştu. Musa ''Hadi bir şeyler yiyelim, acıktık biz'' Kamran gitmeye çalıştı ama izin vermedi ''Bu gece bendensiniz aşkımızı kutlayacağız'' diye Merve'ye baktı. Güzel bir mekâna gidip siparişlerimizi verdik, sohbet muhabbet derken lavaboya kalktım arkamdan Merve de geldi. ''Sıla bu çocuk senden hoşlanıyor haberin olsun'' güldüm, mutluydum çünkü ilk defa birinin hoşlanması bana iyi geliyordu. Makyajımı düzeltip çıktım, karşıma bir kız dikildi. Yine mi ya deyip Merve'ye baktım. Kız ''Merhaba, rahatsız ediyorum ama bu kâğıdı şuradaki arkadaş gönderdi'' diye birini işaret etti ve elindekini verdi. Açsana diye dürtükledi Merve. 'Çok güzelsin tanışabilir miyiz' güldük ''Bu günlerde yıldızım çok parlıyor gerçekten hızına yetişemiyorum'' dedim. Masaya döndüğümüz de hala gülüyorduk Musa ''Hayırdır ne oldu gülüyorsunuz'' Merve tam ağzını açacaktı ayağına vurdum ''Yok bir şey aramızda dimi Merve'' ''Hıhı'' dedi ayağını ovalayarak. Kamran yanımda oturuyor bana doğru eğilip elini uzattı ''Sıla cebine koyduğun kâğıdı verir misin?'' ''Yok, bende kâğıt falan nerden çıkartıyorsun'' ''Sıla o kâğıdı bana ver ikiletme söylediklerimi'' Merve'ye baktım ver diye işaret etti anladı demek konuştuklarımızı. Uzatmadım çıkarıp verdim okuduktan sonra gözleri yine sinirli sinirli bakmaya başladı. Telefonu çıkartıp numarayı yazdı sonra da buruşturup attı.