Sınıfa çıktığımda Musa ile Merve oturuyorlardı ''Günaydın'' dedim ikisine de. Merve ''Sıla neyin var hiç uyumamış gibisin'' ''Ne yok ki canım sıkkın dokunmayın bana'' o sırada hem Berk Can hem de Kamran sınıfa girdi. Merve tekrarladı Sıla anlatsana ''Yok bir şey sonra konuşuruz'' Berk Can gidip Buse'nin yanına oturdu. Musa ''Berk Can'a ne oldu konuşmuyor, yanımıza da gelmedi!'' ''Ya arkadaşlar bana bir daha onunla ilgili soru sormayın, teneffüste konuşuruz'' ikisi de kafa salladı. Sınıfın kapısından biri seslendi ''Sıla bakar mısın bir dakika''
Baktığımda Deniz olduğunu gördüm hemen kafamı çevirip Kamran'ın sınıfta olup olmadığını kontrol ettim. Sinirli sinirli bakıyordu bana korktum ama ona ne ki? Yerimden kalkıp gittim yanına; ''Efendim Deniz?'' ''Matematik öğretmeni sözlü yapıyormuş haber vermek istedim'' ''Teşekkür ederim ama bunu neden haber ediyorsun ki?'' ''Bilmem belki bahane yani şey yanına gelmek için'' hey Allah'ım bu aralar da hayatım da haddinden fazla hayranım var. ''Teşekkür ederim'' deyip yerime geçtim. Muhabbete gerek yok belli ki bu da senden hoşlanıyorum diyecek, en iyisi uzak durmak. Kamran'ın dediği gibi! Sahi o ne durumda diye kafamı çevirdim bakmıyor telefonda bir şeylerle uğraşıyor. Öğretmen geldi o sırada ''Evet arkadaşlar sözlü yapacağım herkes defteri kitabı toplasın'' demek ki doğruymuş. Mesaj geldi açıp baktım 'Sana o çocuktan uzak durmanı söylemiştim, dinlemedin beni!' 'Hayatıma karışamazsın' diye cevap yazıp gönderdim, sonra da telefonu kapattım. Sözlü için gönüllü olan var mı diye sordu öğretmen kimseden ses çıkmadı. ''Ben gelebilir miyim'' ''Gel bakalım Sıla'' tahtaya çıkıp öğretmenin sorduğu soruları güzelce çözdüm. ''Aferin kızım sözlüne 100 yazıyorum yerine geçebilirsin'' Sözlü bittikten sonra öğretmen çıktı Musa ile Merve hemen yanıma geldi. ''Neler oluyor Sıla anlat şimdi'' sınıfa baktım kim var kim yok diye Buse ile Berk Can yoktu çıkmışlar. ''Dün akşam yemeğe Berk Can'ın ailesi çağırdı onlara gittik'' ''Eee kavga mı ettiniz yoksa'' diye atıldı Musa. ''Ettik etmesine ama farklı şekilde. Ya Berk Can'a neden bu şekilde davrandığını sordum. Benden hoşlandığını ve Kamran'ın bana yakın olmasından rahatsızlık hissettiğini söyledi. Ben de Kamran'a farklı bakıyormuşum o yüzden Buse'ye yakınlaşmış seni unutuyorum rahat ol dedi. Çok üzgünüm ben Berk Can ile bu şekilde hiç düşünmedim ve olamaz da böyle bir şey'' arkadan öksürük sesi geldi baktığımızda Kamran'ı gördüm. Hay aksi ne zaman geldi bu umarım dediklerimi duymamıştır. Bizimkiler ağzı açık bakıyor, ne nasıl Berk Can sana mı yok artık! Kekeleyerek konuşmaya başladılar, şaşırmamak elde mi?
''Ya böyle bir şey nasıl olur bu güne kadar hiç belli etmedi!''
''Evet, Merve bende çok şaşkınım ve üzüldüm, beklemiyordum böyle bir şeyi''
''Demek bu yüzden bizden uzak Buse'ye yakın davranıyor'' dedi Musa. O sırada bir ses sınıftan Kamran'ı çağırdı; ''Kamran aşağıya gel işimiz var!'' kalkıp oğlanın yanına gitti, umursamadım bana ne? ''Valla istediği kadar uzak dursun önemli değil, ben bugüne kadar onu kardeşten dosttan öte görmedim. Bunu içinde beslemesi bile yanlış ve böyle bir zamanda ortaya çıkarması da olacak şey değil!'' Musa ile Merve şaşkın bir şekilde otururken pencerenin önünde duran bir kız ''Aaa kavga çıktı! Kamran değil mi o, yeni gelen çocuk yani'' herkes camın önüne koşuştu. Dayanamadım kalkıp baktım, gerçekten Kamran birini dövüyor ve herkes etrafına toplanmış. Kimse de müdahale etmiyor dikkat edince fark ettim dövdüğü kişinin Deniz olduğunu! Koşarak sınıftan çıktım müdahale etmem lazım, serseri bu çocuk! Buse haklıymış helal olsun sağlam tüyo almış. Bahçeye indiğimde hala kimse ayırmıyordu, tam yumruk vuracağı sırada elini tuttum. ''Kamran ne yapıyorsun sen!'' yüzüme sinirli sinirli baktı ''Çekil önümden Sıla'' deyip bir yumruk daha indirdi Deniz'e. Öğretmen gelip bağırdı ve Deniz'i revire götürdüler. Kamran'a da derhal müdürün odasına çıkmasını söyledi. Hiç yüzüme bakmadan hızlıca müdürün odasına doğru ilerledi. Zil çaldığında bahçedeydik çünkü ders beden eğitimiydi. Sıraya girdiğimizde Kamran'ın olmadığını fark ettim, umarım ceza falan almaz. Neden yaptı böyle bir şeyi acaba? Uyarmıştı uzak dur diye hep benim yüzümden. Öğretmen bugün serbest olduğumuzu söyleyip gitti. Merve; ''Sıla ne oldu bu olayla senin ilgin yok değil mi?'' ''Var, Kamran bana o çocuktan uzak durmamı söylemişti'' ''Nasıl yani'' dediğinde Kamran'ı gördüm. Kaşını bantlamışlar, sanırım o da dayak yemiş. Eee hep o vuracak değil ya iyi olmuş suçu olmayan birine neden çatıyor! Gözümle takip ettim, gidip bir banka oturdu. ''Merve ben gelirim birazdan'' hızlı adımlarla yanına gittim. ''Sen ne yapmaya çalışıyorsun?'' ''Sana ne Sıla!'' ''Ne demek bana ne, o çocukla sorunun mu var da dövdün'' ''Evet var'' konuşurken yüzüme bakmıyor bir de! ''Neymiş o'' ''Sıla sana da patlamamı istemiyorsan eğer, uzak dur sinirliyken'' ''Durmuyorum, Deniz'i neden dövdüğünü söylemeden de hiçbir yere gitmeyeceğim'' Deniz deyince kafasını kaldırıp baktı ve bağırmaya başladı '' Sana o çocuktan uzak durmanı söylemiştim, beni dinlemedin'' ''Kiminle görüşüp görüşmeyeceğime sen karar veremezsin Kamran!'' ''O pis sarı, arkadaşları ile iddiaya girdi ve seninle sevgili olduktan sonra ayrılacaktı. Bunun için de uzak durmanı söyledim, Sıla açıklama yeterliyse git artık'' nasıl yani Deniz benim üzerimden iddiaya mı girmiş vay be! ''Bunu bana açık açık söyleyebilirdin'' ''Sıla git!'' yüzüne dikkatlice baktım çok kızgındı ve çiziklerle beraber birkaç da morluk vardı. Cevap vermeden uzaklaştım yanından. Merve ''Sıla ne oluyor anlatmayacak mısın artık?''
''Deniz ile yeni tanıştık, Kamran ondan uzak durmamı söyledi yapmadım''
''Kıskandı yani'' diye güldü.
''Deniz benimle sevgili olacağına dair arkadaşları ile iddiaya girmiş. Kamran da bunu bildiği için beni uzak tutmak istemiş''
''Gerçekten mi, aferin çocuğa helal olsun bir de kızıyorsun bak gördün mü?'' ''Of saçmalama Merve, ben sınıfa çıkıyorum'' yanından ayrıldım sınıfa gidip oturdum. Hayatta neler varmış demek ki ama ben bu seneye kadar hiç birinin farkında değildim. Kamran ile beraber aşkı, Deniz ile beraber ikiyüzlülüğü öğrendim. Berk Can ile de geçmişimin olmadığını! Kulaklığımı takıp cam kenarına geçtim. Hala aynı bankta oturuyor, ayrılmamış yerinden ellerini de yumruk yapmış etrafını izliyor. Kafasını kaldırıp bana baktı, hala sinirli, kabul etmeliyim ki hatalıyım onu dinlemeliydim ve o sarıdan uzak durmalıydım. Sırf Kamran'a inat olsun diye konuştum o çocukla kendim de biliyorum bunu. Ne yapayım hoşuma gitti beni kıskanması, sahiplenmesi! Oturduğu yere tekrar baktığımda yoktu gitmiş.
Çok geçmeden bağırarak girdi içeriye ''Bundan sonra sana birinden uzak durmanı söylediğimde dinleyeceksin beni anladın mı?'' kapıyı çarparak kapattı. Ne diyeceğimi şaşırdım içimde heyecan, korku, mutluluk hepsi vardı şuan. Cevap veremedim dilim tutuldu resmen. Tam zamanıydı zaten telefonu çaldı ama açmadı. Israrla tekrarlayınca ''Ne var Burcu yeter arayıp durma artık gelmeyeceğim ben hiçbir yere'' deyip kapattı. ''Alınmasın kız'' diye çıkıştım. ''Sıla konumuz Burcu değil iyice sinirlendirme beni'' ''Seni neden dinlemek zorundayım? Benim de aklım ve fikrim var kimin iyi kimin kötü olabileceğini tahmin edebiliyorum!'' ''Belli o yüzden 2 gün de Deniz ile akşam çıkmaya karar verdin değil mi?'' ''Ben onunla dışarı falan çıkmayacaktım. Ayrıca da sevgili olmak istemiş olsa bile kabul etmezdim çünkü tarzım değil ben sarışınlardan hoşlanmam!'' biraz yumuşamış gibi oldu. ''Ama itiraf etmeliyim ki gözleri güzeldi'' masaya vurdu o an yerimden zıpladım. ''Başlatma gözlerine Sıla, hiçbir sebeple o çocukla yakınlaşamazsın anladın mı beni?'' duygularımı hissetmemesi için elimden geleni yapmalıydım. ''Sana ne Kamran yeter bana karışıp durma'' ''Sıla bir daha ki beni dinlemeyişinde dövdüğüm kişi bu kadar kolay kurtulamayacak haberin olsun'' kapıyı çarpıp çıktı. Kendini ne zannediyor acaba? Teneffüs zili çaldı aşağıya bizimkilerin yanına indim. Buse ile Berk Can da yanlarındaydı Merve inadına sorar gibi ''Kamran senin yanında mıydı?'' Berk Can'a baktım bizi dinliyor gibi değildi. ''Evet, benim yanımdaydı saçma sapan konuştu gitti'' Buse çıkıştı o sırada ''Dövdüğü çocuk yüzünden ceza almış 1 hafta okulda yok'' ''Senin de her yerde gözün kulağın var kendi işlerinle ilgilensene biraz'' dedim. Sinirlenmiştim dedikodu yapmasından değil Kamran ile ilgili konuşmasından rahatsız oldum. ''Tamam ya ne kızıyorsun!''
''Korku evini ne yapacağız'' diye konuyu değiştirdim.
Musa ''Ne zaman isterseniz gidelim''
''Bana bugün uyar'' dedim.
Buse ''Bende gelebilir miyim aşkım'' o kadar çok yapmacık aşkım diyordu ki nerdeyse kalkıp ağzına bir tane yapıştıracaktım. Kamran ile ilgili konuştuğundan beri iyice kıl olmaya başladım kıza zaten!
Berk Can ''Gel bebeğim, beraber gidelim''
Merve ''Ya ben çok korkuyorum gelmesem olur mu?''
Musa ''Ben yanındayım korkma'' diyerek Merve'nin elini tuttu. Gözlerimi ovuşturdum tekrar baktım birbirlerine sırıtıyorlar. Merve ''Ne oldu Sıla'' ''Ne yapıyorsunuz siz?'' dedim gülerek. Musa ''Denemeye karar verdik Sıla Hanım sen birilerinin kavgasını ayırırken bizde aşkımızın ilk adımlarını atıyorduk'' ''Laf sokmasan olmaz zaten, tebrik ederim sonunda doğru kararı vermişsiniz'' ikisine de sıkı sıkı sarıldım, onlardan böyle bir atak beklemiyordum açıkçası. Berk Can Buse'ye kalkalım mı diye sordu ve gittiler. Musa ''Bende gelebilir miyim aşkım'' diye Buse'nin taklidini yaptı, hep birlikte güldük.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkın Büyüsü
Novela JuvenilKüçüklüğünden beri hedefinde polislik olan genç kızın lise yıllarında hayatına birinin girmesiyle değişiyor bütün hayalleri. Aşık olmanın ne olduğunu o zaman anlıyor Sıla. yaptığı hataların bedelini ne kadar kötü de ödemiş olsa aşkı yaşamak başka...