Hyunjin telefonunu cebine atıp ayağa kalktı ve Felix'in oturduğu yere yürüdü. Felix heyecanlanmıştı, heyecanı yüzünden okunuyordu. Hyunjin onun yanındaki sandalyeye oturdu, kolunu masaya koydu ve başını eline yasladı. Çekici gülümsemesini sergileyerek ona baktı. Felix neredeyse eriyecekti.
"Hi- yani selam" Felix minik elini havaya kaldırdı ve selam verdi. Ne diyeceğini bilmiyordu. ONun gibi yakışıklı ve gay birinin gelip kendisiyle konuşması beklenmedik bir olaydı.
Hyunjin'in gülümsemesi genişledi. "Selam. Ne okuyorsun?"
"Ah... Korecede nasıl söylendiğini bilmiyorum." Sayfanın arasına kitap ayracını yerleştirdikten sonra kapağını kapattı ve ona uzattı.
"İngilizce mi okuyorsun bir de? Çok havalı! Yoksa sen yeni transfer olan öğrenci misin? Neydi.. Felix?"
"Evet! Evet, ben yeni transfer olan Felix!" Elini uzattı. Hyunjin'in dev eli onun minik elini tuttu ve hafifçe salladı.
"Memnun oldum. Ben Hyunjin. Şimdi gitmem gerekiyor. Daha sonra yine görüşelim." Ayağa kalkıp elleri cebinde yürüyerek kütüphaneden çıktı. Felix ise anında telefonuna saldırdı.
felixlee: ARCANE BUNU GÖRDÜN MÜ?
felixlee: TANRIM ELLERİ BENİMKİMLERDEN 2 KAT DAHA BÜYÜK SANIRIM
felixlee: VE SICAK ;-;
Arcane: Hey, abartma. Yoksa kıskanacağım. -,-
felixlee: Sanırım ona aşık olacağım.
Arcane: Koi no yokan.
felixlee: ?
Arcane: Koi no yokan; biriyle ilk kez karşılaştığında yaşadığın, bir gün ona aşık olacağını hissettiğin, olağanüstü duygu.
felixlee: Kesinlikle koi no yokan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Arcane //Hyun-Lix
Short Storyfelixlee: Hey Unknown! Unknown: Bana Arcane de. "Hwang Hyunjin + Lee Felix" *Arcane: sır, gizem, sadece birkaç kişi tarafından bilinen*