Felix kafasına koymuştu. Arcane'nin kim olduğunu bulacaktı. Hyunjin'in sınıfının önünde durdu ve içeriyi gözetledi. Sinsi bir planı vardı. Arcane'e mesaj atacak, telefonunu eline atıp cevap yazan kişiyi bulacaktı. Daha sonra yanına gidip kulağına "Buldum seni Arcane~" diye fısıldayacaktı. Çok havalı olacaktı, Felix öyle planlamıştı. Tabii işe yararsa.
Telefonunu eline aldı ve Arcane'e mesaj attıktan sonra başını kaldırdı. Hızlı bir şekilde herkesi süzmesi gerekirken önünde birinin dikildiğini gördü. Onun yüzünden sınıftakileri göremiyordu.
"Felix, ne yapıyorsun burada? Dün çıkışta beni beklemeni söylemiştim. Sınıfta yoktun." Sırıtarak ona bakıyordu Changbin.
Felix onun başının arkasını görmek ve mesaj yazan var mı diye kontrol edebilmek için adeta zıplıyordu.
"Hiç... doğru bir... Zaman değil... Chanbin sunbae..." Kelimelerin arasında zıplıyor ve kelimeleri fısıltıya yakın bir sesle söylüyordu.
"Changbin. Kaç kere söyledim. Bu arada sen ne yapıyorsun?"
Felix ofladı. "Bir şey yapmaya çalışıyordum ama senin yüzünden olmadı. Bir daha deneyeceğim. Hareket etme lütfen sunbae."
felixlee: Arcane~
Arcane: Efendim?
felixlee: Aaaarcaaaaanneeee
Tekrar mesaj yazdıktan sonra ellerini Changbin'in omzuna koydu Felix. Parmak ucuna çıkıp sınıfı gözetlemeye başladı. Yalnızca iki kişinin telefonu elindeydi, ve o sırada bildirim geldi. Arcane olduğuna kanaat getirdiği kişiye dikti bakışlarını.
"Buldum seni işte..."
Changbin onun ellerini tutup omzundan çekti. "Manyaksın sen. Ne yapıyorsun be?"
Geri çekildi Felix. Ve Hyunjin'in ateş saçan bakışlarıyla göz göze geldi.
---
Texting yazamıyorum ühü

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Arcane //Hyun-Lix
Short Storyfelixlee: Hey Unknown! Unknown: Bana Arcane de. "Hwang Hyunjin + Lee Felix" *Arcane: sır, gizem, sadece birkaç kişi tarafından bilinen*