Masanın üzerindeki gözlüğümü alacakken defterimin üzerinde ki not gözüme çarptı. Yanıma kadar gelmiş olamazdı değil mi? Notu açmadan cebime koydum. Bu konuyu birileriyle paylaşsam iyi olacaktı gözlüğümü de alıp kapıya ilerledim. Siyah yandan asınmalı çantamla siyah botlarımı giydim ve Nirvana'ya gitmek uzere evden çıktım.
Her yer bembeyazdı. Yine düşmeden arabaya ulaşsam iyi olacaktı. Arabaya zar zor bindikten sonra artık dayanamayacağımı hissetim ve cebimdeki notu çıkardım. Gördüğümden beri içimi kemiriyordu.
Notu açtım ve ben beni bu kadar yakından tanıyan adama mahcup olduğumu ilk defa hissettim
"Kendine dikket etmelisin küçüğüm her zaman yanında olmayabilirim..."
***
Sevmek.. Ne de güzel şey. Ya da sevilmek mi demeliyim. İnsan ne kadar sevebilirse o kadar insandır ya hani. Mesela küçükken ailesinde sevgi görmeyen çocukların şiddet yanlısı olabildiğini görürüz hepimiz. Allah'tan beni seven bir aileye sahiptim. Hiçbir zaman için esirgemediler sevgilerini benden.
Elimde ki nota bakarken bunun bir sevgi mi yoksa bir takıntıdan ibaret mi anlayamıyordum. Kim hiç görmediği, aralarında bir iletişimin olmadığı birine karşı nasıl sevgi besleyebilirdi ki. Eğer böyle bir insan varsa o insan ya delidir, ya da gerçekten seviyodur. Ama şöyle birşey de var ki sevginin fazlası insanı deli eder..
Düşüncelere dalmışken çalan telefonumla düşünce silsilesinden kurtuldum. Nirvana'dan arıyorlardı.
"Efendim?"
"Eliz Abla, Sultan Teyze'nin yine krizi başladı. Ambulans geldi. Hastaneye geçiyoruz haberin olsun"
Özgür'ün telaşlı sesiyle söylediği kelimeler elimi ayağımı birbirine dolaştırdı. Annemden sonra ilk defa birini annem yerime koymuştum onuda kaybetmeye dayanamazdım.
"Hangi hastane? Geliyorum hemen."
"Tamam abla konum atıyorum sana"
Birşey demeden kapadım telefonu yüzüne ve Özgür'ün mesajının gelmesini bekledim.
İnsanın değer verdiklerinin başına bişey gelmesi gercekten çok kötü birşey.Yıllar önce kendi kızını kötü bir hastalıktan kaybetmiş bir kadın ise daha kötü. Sultan Teyze beni ölmüş kızı yerine koyarken bende onu annemin eksikliği yerine koydum. İyi kötü hep birbirimizin yanında olduk
Gelen mesaj sesiyle heme telefonu açtım. Buraya yakındı. Hemen arabayı çalıştırdım ve hızla hastaneye gittim. İbre yüzün üstüne çıkarken telefonum çalmaya başladı. Göz ucuyla kim olduğuna bakarken bana mesaj atan kişinin olduğunu gördüm.
Büyük ihtimalle hız limitini arttırdığım için arıyordu ve yavaşlamamı isteyecekti. Ama şöyle birşey var ki ben ne bana verilen emirleri yapardım ne de başkalarının isteklerine boyun eğerdim.
Arabanın hızını biraz daha artırırken beş dakika sonra hastanedeydim. Hemen vezneden Sultan Teyze'nin nerde olduğuna dair bilgi aldıktan sonra 3. Kat 507. odaya aceleyle girdim. Özgür ve Sinem bir koltukta otururken Bilal Amca Sultan Teyze'nin elini tutmuş yanı başında otururken bir yandan da sarı saçları olan oldukça uzun boylu iri yapılı bir doktoru dinliyordu. Benim bu ani girişimle hepsinin ilgi odağı ben olmuştum.
Doktorun bana far görmüş tavşan gibi bakmasına aldırmadan Sultan Teyze'min yanına iliştim.
"Teyzem nasılsın iyimisin? Çok korkuttun beni"
Bana hüzünlü bir gülümsemeyle;
"İyiyim yavrum benim üzme kendini. Yaşlılığın getirisi bunlar"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NİRVANA
RomanceKimi kalır, kimi gider, Bu hikayede kim kalıp kimin bittiği meçhul.. Adam sevdiğini sandı.. Kadın sevmekten bitap düştü.. Adam gitti , Kadın kaldı.. Adam korkak, adam kaçak.. Kadın ... Kadın mı ? Kadın herşeye rağmen ayakta . Ailesini bi trafik kaz...