《0.0 : Seçmeler 》

2.5K 85 36
                                    

Ayaklarımın altındaki zemin hareket etmeye başladı ve ben yavaşça yukarıya doğru yükseldim. Çıkmam gerektiği kadar yükselince aparat durdu. Gözlerimi önümde çığlık çığlığa olan Japon fanlarda gezdirdim. Sıcak bir gülümsemeyle karşılık verdik onlara.

"GIRL CRUSH! Biz FIVE HEARTS'ız!"

Şarkımız çalmaya başladığında Evie enfes sesini konuşturuyordu. Şarkının bana ait kısmının gelmesini beklerken ve dans ederken gözlerim hala bize sevgiyle bakan fanlarımızdaydı. İlk konserimizde bu kadar kişi olacağını Kore'ye stajer olarak geldiğim zaman hayal dahi edemezdim. Bütün bunların nasıl başladığını eminim ki merak ediyorsunuzdur. Aşağı yukarı dört sene önceydi.

☆☆☆

"Kamerayı düzgün ayarlar mısın, kanka?"

"Daha ne kadar düzgün ayarlayabilirim bilmiyorum."

Okuldan sonra boş hir sınıfın ortasında kalbim yerinden çıkacak kadar hızlı atıyordu. SMTown Entertainmet'in beş yılda bir yaptığı global seçmeler am da o başlıyordu. Ve evet, salak ben katılmak için gerekli olan videoyu daha yeni çekiyordum. Çekmeye çalışıyordum. Kazanıcağımı düşünmüyordum aslında. Arkadaş gazıyla kabul edip tam o an vazgeçmek üzere olduğum, beni acayip korkutan bir durumun içindeydim. Kilo ve boya bakmamaları avantajdı benim için çünkü yaklaşık altmış yedi kiloydum. Ayrıca boyun da yüz altmış üç santimdi. Bocak boyj desen... Global seçmelerde güzel yüz ve vücutdan çok değişik yetenekler arıyorlardı. Sesim... bence o kadar değişik değildi.

Ya kazanırsam, diye de düşünmeden edemiyordum. Etrafımdakiler sesimin güzel olduğunu söylerlerdi ama müzik ve şarkı söylemek hakkında terimsel hiçbir şey bilmiyordum. Sadece... söylüyordum işte. İyice dinleyip söyleyenin ağız ve vücut hareketlerine bakıyordum. Sesleri nasıl çıkardığını tahmin edip deniyordum. O kadar.

"Kamera hazır."

"..."

"Dünyadan Selin'e, sen yine hayal dünyasına dalmışsın. Çabuk söyle de şarkıyı, gidelim. Müdür yakalayacak şimdi. Okulda yaptığımız şeylere bak ya! Senin için nelere katlanıyorum..."

"Çünkü kankamsın, katlanacaksın."

Tatlı bir bakış ve minik bir uçan öpücük attım. Miray abartılı bir şekilde göz devirince kıkırdadım.

Katılma kurallarına göre arkada müzik olmayacaktı ve düzgün çekilmiş bir video olmalıydı. Sesin ve videonun üzerinde oynanmayacaktı. Şarkının dili fark etmiyordu. Ama ben Korece söylemenin ek puan olduğuna inanıyordum.

Okul kıyafetiyle okuldan sonra ne kadar güzel olabiliyorsam o kadar güzel olmaya çalıştım. Ama bilirsiniz; kabarık saç, terlemiş ve çökmüş yüz, günün yorgunluğu... Zaten çok da güzel sayılmazdım, şahsen güzellik standartlarım yüksektir ama şu an normalden daha çırkindim, dağılmış haldeydim.

Miray kayıta başladığını haber verince heyecandan boşalmış, can çekişen ciğerlerime oksijen hediye ettim ve heyecanımı yenmeye çalışarak ve olabildiğince duygularımı katarak şarkıyı söylemeya başladım. Aynı zamanda kelimelere de dikkat etmem gerekiyordu. Söylediğim şarkı Ailee'ye aitti. I will go to like a first snow. Şarkıyı söylebileceğim en iyi şekilde söyleyip kayıtı bitirince burukça gülümsedim.

Telefondan çektiğim için telefondan formu doldurmaya başladım.
İsim:Selin
Soyisim:Gündüz
Boy:bir-altmış üç
Kilo:altmış yedi
Yaş:on beş, yaklaşık dört hafta sonra on altı
Uyruk:Türk
Klasik sorulardan sonra en ilgi çekici sorulardan biri Korece bir isim seçindi. Nedenine pek kafa yormasam da ilgi çekiciydi işte. Site İngilizce olduğundan yanlış çevirmiş olmayayım, diye düşünmeden edemedim açıkcası. En sonunda anlamı beni anlattığı için çok sevdiğim bir isim olan Sun Hee'yi yazdım. Park Sun Hee.

For A Dream || Can I Be An Idol?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin