《0.4 : Stajer? İdol?》

1K 71 50
                                    

Zaman hızla akıp gidiyordu. Zayıflıyordum, hem fiziksel hem de zihinsel olarak. Korece'de, vokalde ve rapde gelişiyordum ama dansım hala aynıydı. Dans hocamız bana her gün bağırıp daha fazla çalışmamı söylüyordu. Halbuki B sınıfına seçildiğimden beri şansım varsa en fazla üç saatlik uyku uyuyordum. Somraki ay tekrar bir sınav olmuştu ve ben yine B sınifındayken Rachel A sınıfına seçilmişti. Dansımı geliştirmek için gece gündüz çalışsamda hala ne beni ne de hocalarımı tatmin eden bir sonuç elde edememiştim. Bazen... pes edecek gibi hissediyordum. Hatta bazen intihar etmek aklımdan geçmiyor değildi. Bu düşünceler için kendimi hala suçlu hissediyorum.

Üç ay dolmustu işte. Yarın son gündü. Stajer adayı olarak son gün. Bizzat Başkan Lee ve şirketteki bir kaç gerçek idolün karşısında son performansımızı gerçekleştirecektik. Sonrası...

Son bir gündür her gece olduğu gibi bu gece de Rachel'ın hıçkırıklarını duyuyordum. O da korkuyordu. Onun bile enerjisi kalmamıştı artık. Bu stres ikimizi de yiyip bitiriyordu.

Yatağımdan kalktım ve onun yatağına doğru ilerledim. Yorganı kaldırıp yanına sıkıştım. Sırtından kocaman sarıldım ona. Biliyordum, ihtiyacı vardı. Ben sarılınca ağlaması hızlandı. Ben de daha sıkı sarıldım. Gözlerimin dolduğunu sağ gözümden bir damla yaş akınca fark ettim. Yatakta bana döndü ve göğsüme sığındı. Ona sıkıca sarıldım.

"SunHee-ya, ben eve gitmek istemiyorum!" ağladığından kelimeler ağzından tam çıkamıyordu. Her kelimenin arkasından hıçkırıyordu ve bu beni daha fazla üzüyordü.

Ona daha fazla sarılırken "Benim gidebileceğim bir evim bile yok." diye fısıldadım. Duyduğundan şüpheliydim ama duymuştu. Seni duymak isteyene fısıltın yeterdi.

O da bana sıkıca sarıldı ve az öncekinin aksine kararlı bir sesle konuştu:

"O zaman yarın o sınavı geçmeli ve sözleşmeyi imzalamalıyız, başka şansımız yok!" Doğru lafa ne denir?..

Yataktan bir hışımla kalktı. Artık oda arkadaşı problemimiz olmadığından ses yapıp yapmamak da bir problem değildi. Odada ki Japon stajerler ikinci sınavdan önce stres yüzünden vazgeçmişti. Korkaklar, diye düşünmekten kendimi alı koyamıyordum.

Beni de kolumdan tutup kaldırdı ve pijamalarımızı bile değiştirmeden küçük olduğu için kimsenin pratik yapmayı tercih etmediği pratik odasına gittik. Aslında o kadar da küçük değildi. Sonuçta ben İstanbul'dayken kardeşimle yataklarımızın arasındaki daracık alanda, karşımdaki dolabımın üzerindeki aynasına bakarak pratik yapmış biriydim. Burası lüks sayılırdı.

Kafan mı güzel senin? Burası lüks sayılıyorsa bizim ev çöplük aq.

Abartma iç ses, altı üstü pratik odası.

Götün kalkmış galiba senin ama dikkat et, Lee Soo Man DP indirmesin sonra.

İç ses beni bir sal, iki dakika da ego kasasayım, iki dakika mutlu olayım yahu!

Tmm.

Odanın iki tarafı tamamen camdı. Bir taraf dışarı, bir taraf da SM binasının içine bakıyordu -ki kapıda orda olduğundan o taraftan içeri girmiştik-. Camlar filtreli olsa da gölgeler belli oluyordu ve haliyle herkes her şeyi görebiliyordu. Girdiğimiz camla dışarı bakan cam birbiriyle köşeden kesişiyordu. Hemen girdiğimizin karşısındaysa duvarın tamamını kaplayan ayna vardı. Dışarda dolanan insanlar yukarı bakarlarsa rahatlıkla görünebilirdik. Ayrıca bir iki kez Red Velvet'in burada pratik yaptığına şahit olmuştum. Bir de yakın zamanda çıkış yapması planlanan dört kişilik bir kız grubu daha vardı ve onlar da bazen buradaydılar.

For A Dream || Can I Be An Idol?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin