《1.1 : İlk VLive》

819 52 24
                                    

Tek günlük tatilimizin üzerinden yaklaşık bir hafta geçmişti ve her şey düzene girmeye başlamıştı. Şu an elimizde sonraki performansımızın ne olduğuna dair en ufak bir bilgi yoktu. Bu sebeple biz de Side To Side için vokal ve dans pratiklerine ara sıra unutmamak için devam ediyor, genellikle dans ve şan eğitimleriyle ilgileniyorduk. Programımız çekimleri sadece cuma günleri yapılıyordu ve cuma günleri bizim tatil günümüz olmuştu. Fazla çalışmıyorduk. Hep aynı şeyleri göstermemek için bazen yemeğe gidiyor, Kore'de daha önce görmediğim yerleri geziyorduk. Cuma günlerini iple çeker olmuştuk. Ama bu sefer başkaydı.

Bugün 'Tartılma Günü' olarak adlandırdığımız gündü. Sağlık taraması ve tabii ki kilo kontrolü vardı. Burada olmamın dördüncü ayı bitmiş, beşinci ayındaydım ve eğer elli kilonun altına yine düşememişsem sonraki ay beni en zorlusundan bir diyet listesinin beklediğinin fazlasıyla farkındaydım. Bunun stresi zaten üzerimdeyken üyelerimin incecik bellerini görmek beni hiç rahatlatmıyordu. Geçen ay yaklasık elli dört kilo olsamda hala kendimi şişko ve çirkin hissetmekten alıkoyamıyordum.

Saat sekize geliyordu. Hazırlanmış bir şekilde Jong Soo oppanın gelip bizi arabamızla götürmesini bekliyorduk. İyice ısınan havalar nedeniyle kot bir pantalon ve siyah, bol bir t-shirt giyip uçlarını pantalonuma sıkıştırmıştım ama ne olur ne olmaz diye de yanıma stilist unnielerin getirdiği sütlü kahve tonlarında, uzun, örme ama ince olan çok hoş bir hırka almıştım. Neredeyse dizlerime kadar iniyordu ve kolları tam sevdiğim gibi parmaklarımın bitişnoktasından biraz daha gerideydi. Bu sayede onları rahatlıkla tutabiliyordum. Askılarını uzattığım minik kol çantamın içine telefonumu, cüzdanımı, kulaklığımı, şarj kablomu ve powerbangimi koyup tek omzuma asmış öylece bekliyordum işte. Artık iyice dip boyası gelmiş, sarı saçlarımı iki yandan alıp bağlamış ve arkasını salık bırakmıştım. Perçemlerim önüme düşüyordu. Neyseki bugün kuaföre de gidecektik.

Performansın sonrasında araba da değişmişti. Şu an ki daha genişti ama rengi yine sitahtı. Klasik. Tam beş kişilikti bu yüzden birimizin öne, Jong soo oppanın yanına oturmasına gerek kalmıyordu artık.

Aşağıdan gelen korna sesiyle kapıyı kapatıp merdivenlere yöneldik. Tam tahmin ettiğimiz gibi her zamanki yerinde bizi bekliyordu.

"Günaydın, oppa."

"Size de günaydın. Arabaya geçin, hemen yola çıkalım. İstediğiniz bir şarkı var mı yoksa ben mi açayım?"

"Yok, aç sen istediğini. Yine de teşekkürler."

"Ayın bu zamanı hep stresli görünüyorsunuz, sakin olun."

"Hıhı." Bak şu an sakinim. Kısa kesip konuşmayı bitirdiğimizde ben en arkadaki üçlünün en sağında, cam kenarındaydım. Yanımda Evie, sol cam kenarında Sera unnie vardı. Vokal line olarak en arkadaki yerimize kurulmuştuk. Benim önümde Kate , Sera'nın önünde May unnie vardı. Araba yavaşça hareket etmeye başladığında stresten terlemeye başlamıştım. Hırkamın omuzlarını aşağı indirdim ve dışarıyı izleyerek kafamı dağıtmaya çalıştım.

Umduğumdan daha kısa sürede varmıştık ve bu hiç hoş değildi. Sağlık merkezinin geniş kapısından içeri geçerken Evie'nin elini tutuyordum. Kapıdan geçtiğimiz anda bizi fark eden bir kaç kişi olmuştu. Jong Soo oppa yanımıza yaklaşmalarına izin vermeyince sadece başımızı eğip el sallamakla yetindik. Burada bile tanınıyor olmak çok ilginç hissettirmişti. Gerçek bir idol gibi.

Üyelerim hemen içeri girip çıkıyordu ve etrafımızdaki kameralar hiç iyi hissettirmiyordu. Neyseki içeri girmeyeceklerdi en azından. Sıra kısa sürede bana gelince hırkamı ve çantamı Jong Soo oppaya uzatıp yüzüme yakışır şekilde kireç beyazı kapıdan içeri girdim. Her zamanki gibi makina beni taradı. Kan aldılar. İdrar testi yaptılar...

For A Dream || Can I Be An Idol?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin