"Tamam baba."
"Anlıyorum."
"Haklısın. Bir daha olmaz."
Duvara karşı bunları dedikten sonra alaycı bir şekilde güldüm. Normal babalar kızlarına hesap sorarlardı değil mi? Onları düşünürlerdi falan. Hatta benim şu anda babama ne hesap vereceğimi düşünmem gerekirdi.
Ama hayır. Eve geldiğimde, ne beni sorgulayan bir baba ,ne de eve geldiğimi farkeden bir baba görmüştüm.
Oturma odasında bir şeyleri kırıp dökerken, sanırım aklına bile gelmiyordum.
Kırılan eşyalara aldırmamaya çalışıp, fakat sonunda pes edip kulaklarımı kapayarak odama çıkmıştım ve babam yerine duvarla konuşuyordum.
Sanırım bu duvarı hiç sevmedim.
Bugün okulu asmıştım ve bütün gün sahilde kendi kendime konuşup, düşünmüştüm. Yalnızlık böyle zamanlarda çok işe yarıyor ve kafamı toplayıp, karar vermem de yardımcı oluyordu.
Babam tüm bunları aşık olduğu için yapıyordu. Anneme çok aşıktı ve bu aşk artık saplantılı bir hâle gelmişti.
Onları birkaç sefer konuşurken görmüştüm. Babam, annemin yanında çok sakin ve nazik oluyordu fakat annem gittikten sonra da bağırıp çağırıyordu.
Böyle bir şey miydi aşk? Yıkıp dökmeye neden olan, başkalarına zarar veren. Hayatını karartan.
Bu düşüncelerle içime sinen korkum daha da büyümüştü. Acaba ben de aşık olursam böyle mi olurdu? Düşüncesi bile tüyler ürpertici.
Ama hayır. Her ne olursa olsun bir erkeğin hayatımı karartmasına izin vermeyecektim. Her ne kadar sevsem de olmayacaktı. Çünkü ben aklı başında bir kızdım.
Ya da değildim.
Bu düşüncelerle kenarına oturduğum yatağımda kalkıp off'ladım ve ellerimi saçlarımdan geçirdim. Çok gergindim ve korkuyordum.
Yoongi'nin benden ayrılması bile beni bu kadar üzmemişti. Sanırım onu sevmemiştim çünkü düşünüyorum da, aynısını Jimin yapsaydı ağır depresyonda olurdum.
Ne garip hayatıma iki gün öncesine kadar tanımadığım biri girmişti ve ben ona kalbimi teslim etmiştim.
En iyisinin duş almak olduğunu düşündüm ve dolabımdan kıyafet seçip duşa girdim.
Duştan çıktığımda üstüme kedili pijamalarımı giydim ve sabaha kadar dizi izlemeye karar verdim.
Saat yaklaşık 10'a geliyordu ve ben en son sahilde rastladığım bir simitçiden, simit alıp yemiştim. Fakat sonrasında midem bulanmış ve gördüğüm çalılıkların arkasına kusmuştum. Bu iş artık canımı sıkmaya başlamıştı.
Ama öte yandan bakarsak fazla kilolarımın bir kısmını vermiş gibi görünüyordum. 50 kiloydum ve 45 kiloya düşmek istiyordum. İstediğim kiloya düştükten sonra bir çaresini bulurdum.
...
Sabah uyandığımda gözlerim çok acıyordu ve bilgisayar hâlâ kucağımdaydı, sanırım dizi izlerken uyuya kalmıştım. Allah'tan bilgisayar fazla hareketsizlikten kendi kendini kapatmıştı.
Üstümdeki bilgisayarı alıp yere koydum ve doğrulduğum yatakta bir süre parkeleri izledim. Ardından gözlerimi ovuşturdum ve okul için hazırlanmaya başladım.
Okul formamı giyip, çantamı hazırladıktan sonra saçlarımı topuz yaptım ve alt kata indim.
Kapının önüne geldiğimde babamı gördüm. Sanırım işe gidiyordu fakat normalde babam işe öğlen giderdi çünkü çalıştığı yerin sahibi dedemdi. Yani babam bir nevi torpilliydi ve iş yerinde istediğini yapabiliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
solo ❦ JenMin
Fanfiction"Hani o çok sevdiğin yalnızlığın varya, seni ondan bile kıskanıyorum." -bir civciv ile bir kedi- Park Jimin X Kim Jennie