0.5

3.5K 218 152
                                    

"Jennie! Buraya gel!" Jisoo'nun sesi  ile oturduğum koltuktan kalktım ve etrafı taradım.

Jisoo ve sevgilisi yine parti vermişti fakat bu sefer bir barda değildi. Jin'in evine gelmiştik ve hayatımda gördüğüm en güzel ev burasıydı.

Partinin bir evde olacağını ve daha sakin olacağını düşündüğümden gelmiştim. İlk başlarda oldukça sakin geçerken, misafirler çoğaldıkça kulak patlatan şarkılar açıldı ve içkiler getirildi.

Bardan pek de farkı yoktu. Her yerde içen ve deliler gibi dans eden insanlar vardı.

Koskaca evde tek başıma takılıyordum. Bir daha içki içip, sarhoş olmak gibi bir hataya düşmeyecektim. Zira tekrar kusar ve yine partiyi mahvederdim. Buna hiç niyetim yoktu.

Bulduğum tekli bir koltuğa oturmuş dertlerimi düşünüyordum. Midem çok ağrıyordu ve artık halsizleşmiştim. Ne yapıp edip, bu hastalığa çözüm bulmalıydım. Çünkü artık fazla zayıflamıştım ve birkaç kişi bunu fark etmişti.

Kimsenin böyle bir hastalığım olduğunu bilmesini istemiyordum.

Jisoo'nun yanına doğru giderken, kimseye çarpmadan gitmeye çalışıyordum fakat deliler gibi dans eden sarhoş insanlar vardı ve elimde olmadan çarpışıyorduk.

En sonunda Jisoo'nun yanına geldim. Jisoo'nun yanında tanımadığım kırmızı saçlı kız, Jungkook ve Jin vardı.

Sevgili sevgili takılıyorlardı ve ben fazlalıktım, yönümü değiştirip gitmeye çalışırken Jisoo kolumdan tuttu ve kulağıma fısıldadı.

"Yanımdan ayrılmak yok, geçen ayrıldın olanları gördük."

Başımı onaylarcasına salladım ve ardından beşimizin ortasında duran ve üzerinde içkiler bulunan yuvarlak masaya daha çok yaklaştım.

Kırmızı saçlı kız bana dik dik bakarken, ismini merak edip sordum.

"İsmin ne senin?" Evet, biraz kabaca olmuştu ve ses tonum da oldukça duygusuzdu fakat bana dik dik bakması beni rahatsız etmişti.

Alaycılıkla güldü ve ardından, "İsmim Chaeyoung, senin ki de Jennie. Birbirimizi tanıdığımızı sanıyordum."

Bu söz üzerine hafızamı yokladım. Bu kızı önceden bir yerde gördüğümü düşünmüyordum.

Kıza boş gözlerle bakmaya devam ederken başımı olumsuz anlamda salladım. Onu hiç bir yerden tanımıyordum.

Çok ses olduğu için bağırmak zorunda kalmıştı. "Hatırlamamana şaşırdım doğrusu, insan nasıl tokat attığı bir kızı hatırlamaz ki."

Yutkundum, ben ona yumruk mu atmıştım? Tabii ya kızlar tuvaletindeki kız oydu.

"Ne diyeyim haketmişsin." Masadan biraz uzaklaştım ve dik durdum. Sinirlerim oldukça bozuktu ve şu anda kavga etmek bana biraz olsun iyi gelirdi.

İçimdeki kız fısıldadı, "Psikopatlığa adım adım."

Göz gözeydik ve Chaeyoung bana nefretle bakarken oldukça sakin ve duygusuzdum. Chaeyoung tam ağzını açıp bir şey diyecekken, Jungkook onu dudaklarından öptü ve susturdu.

Chaeyoung gözleri dolmuş gibi Jungkook'a baktı ve ardından kulağına bir şeyler fısıldadı. Ardından Jungkook masaya yaklaştı, "Biz gidiyoruz, siz keyfinize bakın."

Ona gülmekle yetindim. Nasıl olur da sevgilisini herkesin önünde öpebilirdi. Ben Chaeyoung'un yerinde olsaydım yanaklarım hiç olmadığı kadar kızarırdı.

Neyse, Chaeyoung olmadığım için sıkıntı yoktu.

Onlar giderken arkalarından baktım. El ele tutuşmuş ve bir şeyler konuşarak gidiyorlardı. Sanırım biraz kıskanmıştım.

solo ❦ JenMinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin