"Kanıtlar tam olarak ne?" Uzun bir yol sonucu, depo gibi bir yere gelmiştik ve burası dışarıdan daha soğuktu. Kollarımı vücuduma sardım ve Jimin'in arkasından yürümeye başladım.
"Nasıl yani?"
"Yani, kanıt olarak ne vereceksin bana? Fotoğraf mı, belge mi, yoksa daha farklı şeyler mi?"
"Video," dedi ve arkasına dönüp elimi tuttu. Burası ev gibi bir depoydu. Tek katlı, tek odalı fakat içerisinde döşeme halılar ve koltuklar vardı. Tabii, içerisinin soğuğunu unutmamak gerek.
Jimin ellerimi bıraktı ve büyük bir sandığın yanına diz çöktü. Onun arkasından, merakla izliyordum. Ceplerini karıştırdı ve bir anahtar çıkarıp sandığı açtı.
Ben de sandığa doğru ilerledim ve Jimin gibi diz çöküp, sandığın içine baktım.
Sandıkta bir sürü film kasedi, video oyunları ve büyük bir kutu vardı. İçinden herhangi bir film seçip, incelemeye başladım.
Filmi yerine geri koydum ve Jimin'e döndüm, çok ciddi bir surat ifadesiyle, sandığın içindeki büyük kutuyu açmaya çalışıyordu.
Kutu sanırım çok sıkı kapatılmıştı ve Jimin de açamıyordu. Biliyorum, şu anda çok ciddi bir ortamdayız fakat Jimin o kutuyu açamıyorken o kadar komik duruyor ki, gülmemek için yanaklarımı ısırdım ve başımı Jimin'den çevirdim.
Jimin kutuyu açmaya çalışırken, ben de sandığın içine göz gezdirdim. Eski filmlerdi bunlar, çoğunluğu aksiyon filmiydi fakat içimde tek tük romantik filmler de bulunuyordu.
"Sonunda!" Jimin'in kutuyu açtığını duydum ve Jimin'e döndüm. Gözlerini kutunun içinden ayırmıyordu.
Derin bir nefes aldım ve olacakları bekledim. Aslına bakılırsa, artık umrumda değildi. Biliyorum, babamın katil olduğunu öğrenmem benim için pek iyi değil fakat artık düşünmekten ve üzülmekten bıkmıştım.
Jimin gözlerini kutudan ayırdı ve göz göze geldik. Gözlerimi kaçırdım ve ellerimden yardım alarak doğruldum.
Ellerimi birbirlerine vurarak silkeledim ve bir elimi kalkması için Jimin'e uzattım.
"Hadi," ellerimi tuttu ve kalktı. Deponun ortasındaki masaya doğru ilerledi ve kutunun içindeki her şeyi masaya döktü.
"Nasıl izleyeceğiz?"
"Bununla," Jimin kutudan bir flaş bellek çıkardı ve yine kutudan çıkardığı laptobu açıp, flaş belleği taktı.
Alt dudağımı dişledim ve ayağımla ritim tutmaya başladım, umrumda değil demiştim fakat yine de gerilmiş ve heyecanlanmıştım.
"Sakin ol," Jimin bir elini omzuma koydu ve omzumu sıvazlayıp geri çekti. Peki ben sakin oldum mu? Koca bir hayır.
Jimin videoyu açtı.
"Şuradaki abim," Jimin eli ile videoda sandalyeye bağlı olan bir adamı gösterdi.
Kafamı olumlu anlamda salladım ve videoyu izlemeye başladım. Büyük bir ihtimalle güvenlik kamerası kayıtlarıydı. Jimin bu kayıtları nereden bulmuştu bilmiyorum fakat şu anda zaten bunu düşünmenin sırası değildi.
Videoda Jimin'in abisi kurtulmaya çalışıyordu fakat içeride kimse yoktu. Birden kapı açıldı ve içeriye adamlar girmeye başladı, abisi durdu ve bir şeyler söyledi.
Ne söylediğini duyamıyorduk, sesli bir kamera görüntüsü değildi.
İçeriye giren adamlar abisini dövmeye başladı. Yüzümü buruşturdum, bu tarz kanlı şeyler hoşuma gitmezdi. Jimin'in yüzüne bakmıyordum çünkü sinirlendiği her halinden belliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
solo ❦ JenMin
Fanfiction"Hani o çok sevdiğin yalnızlığın varya, seni ondan bile kıskanıyorum." -bir civciv ile bir kedi- Park Jimin X Kim Jennie