Züleyha ahu gözlü, bakanı tekrar baktıran, göreni aşık eden Züleyha.
Şimdi aynaya bakınca kendini tanıyamayan Züleyha. Gözleri ağlamaktan şişmiş ve kızarmış, saçları birbirine girmişti. Aynada baktı kendisine bir kez daha, kimdi o? Erkuran aşiretinin gözbebeği. Peki ya neden istemediği biriyle evlendiriliyordu? Çünkü abisinin bir erkek evlada sahip olması onun canından da, mutluluğundan da daha önemliydi.
Akbulut konağında ise telaş hakimdi. Hem kızları Lavini ablasına kuma olarak veriyorlar hemde oğullarına gelin geliyordu. Ali ise çalışma odasında yalnızdı, annesi Hünkar hanım yanına geldi.-Oğlum bu akşam düğün var biliyorsun, düzelt şu bakışlarını artık.
-Ana bak gelin dedin tamam dedim düğün dedin ona da tamam dedim, artık benden bir şey isteme.
-Oğlum, Yaren gitti. Unut artık onu, yüreğinde karın olsun..
-Ana ileri gidersin.
Hünkar Hanım oğlunun sert bakışlarıyla sustu ve odadan çıktı. Ali masanın çekmecesinden bir çerçeve çıkarttı. Üzerinden 5 yıl geçmiş düğün fotoğraflarıydı. Bundan 5 yıl önce Ali İstanbul da görüp sevdiği Yaren ile evlenmişti, Yaren bu konakta yaşamayı kabul bile etmişti. Ama evliliklerinin üzerinden 6 ay geçtikten sonra ansızın çekip gitmişti. Ali ne kadar çok aradıysada onu bulamamıştı. Şimdi o çok sevdiği karısının yerine başka bir kadın gelecekti.
Züleyha giymesi için yatağın üzerine bırakılan gelinliğine baktı. İçinde hiçbir heyecan yokken sadece korku varken mi giyecekti bunu. Bunca yıl boşuna mı hayal kurmuştu. Özensizce giydi gelinliği, annesi girdi içeri.
-Kızım çok yakıştı
-Sahiden yakıştımı anne, bu mutsuz yüzüme kederli bakışlarıma titreyen ellerime yakıştı mı.
-Yapma kızım, bunca yıl kim töreye ataya karşı çıkmış biz çıkalım.
-Vicdanınız rahat yani
-Kızım, Mardinin en büyük aşiretine gelin gidiyorsun. Aliyi çocukluğundan tanırım, merhametli mertliğiyle nam salmış bir ağa.
-Yanılıyorsun ana mertliğiyle değil bir İstanbulluya olan aşkıyla nam saldı.
-O İstanbullu kız terk etti gitti onu.
-Evet, yüreği yangın yeri olan bir adama gelin gidiyorum.
Züleyha avluya indiğinde babası Mehmet Ağa onu pencereden izliyordu.
Gözünden yaşlar düştü gömleğinin yakasına. Kimse duymadan, içinden söyledi söyleyeceklerini;
Babam, kızım benim. Bilir misin Züleyha'm ben en çok sana kırılırım, en çok sana parçalanır yüreğim. Senin için kalbimi söküp atarım ama ailemizin dirliği için bu berdel yapılmalıydı kızım, canparem.
Züleyha başını kaldırdığında pencerede babasını gördü. Onu bu esirliğe mahkum eden babasıydı ama babasına kaşlarını bile çatamıyordu. O da aynı babası gibi sessizce, kimse duymadan haykırdı içindekileri
Baba!
Babalar, kızları fırtınaya kapıldığında sığınacakları liman olmalı. Sen, benim sığınacak liman aramama sebep olan fırtına oldun...Evettt ilk bölümümüz geldiii çok heyecanlıyımm lütfen yorumlarınızı esirgemeyin🙏, sizleri seviyorum🤗❤️💜💕yorumlarınızı bekliyorum. Keyifli okumalar. 😌
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR ESİR ZÜLEYHA 'NIN AŞKI
RomanceSahi nedir sevmek? Bir muma ateş olmak mı yoksa yanan ateşe dokunmak mı? Esir olmuş bir kızın yüreğinin çırpınışıydı bu satırlar. Aşık olduğu adamın kimsesizliğine esir edilmişti, duvarları soğuk bu konakta ölene kadar nefes alacak, yemek yiyecekti...