Multimedia: Afra Sönmez
Ben Afra 17 yaşında bir kızım.
Sabah Güneş ışıklarının odama girişiyle zar zor gözlerimi açarak uyandım.
Yumuşacık yatağımdan kalkmak istemiyordum ama maalesef okul diye bi bok var. Geç kalırsak gelmedi diye yazılıyoruz, yok sonra ailemize söylüyorlar ağzımıza şıçılıyor hiç uğraşamam.
Yatağımdan kalkar kalkmaz aynanın karşısına geçip kendimi inceledim. Kahverengi omuzlarımı biraz geçen saçlarım mağara adamlarını andırmıştı. Ela gözlerim yok olmak üzere neredeyse kapanacaktı.
Elimi yüzümü yıkadım saçlarımı taradım ve mutfağa doğru yol aldım.
Mükemmel poğaça kokusu burnuma doğru geliyordu. Resmen gel beni ye! Diyordu.
Mutfağın kapısından girerken annem masayı hazırlıyordu, babam gazetesini okuyordu.
Annem beni görür görmez "günaydın" dedi.
"günaydın anne"
"heyecanlımısın ilk gün için"
"çok" hemen kahvaltımı yapıp hazırlanmak için odama çıktım.
Serbest giyinecektim, çünkü okul formalarından nefret ederim.
Altıma siyah dar pantolonu mu, üstüme turuncu sweet t-shirt ü mü geçirdim. Yüzüme sadece rimel sürdüm ve akşamdan hazırladığım çantamı, telefonumu alıp aşağıya indim.
Annelemlere sarıldıktan sonra çıkıp servisi bekledim ve biraz sonra servis geldi. Kulaklığımı takıp müzik dinledim. Nasıl olduysa biran servisin okulun önünde olduğunu gördüm.
Kocaman şekilde okulun ismi yazıyordu,Zeki Koleji.
Biran kalbimin çıkacağını hissettim yersiz yere heycanlanmıştım. Kendimi sakinleştiriyordum alt tarafı yeni bir okula geldin Afra. Kafayı yeme sakin ol salakcığım.
Büyük bir nefes alıp okulun bahçesine bir adım attım. Kolidorlar dopdoluydu bir sürü erkek gözlerini bana dikmiş, gıcık kızlar tip tip bakıyordu.
Aldırış etmeden sınıfımı bulmaya başladım. Kapıda 11-C yazısını görünce hemen içeri girdim herkes biran bana baktı. O an yüzümün kızardığını hissedebiliyordum.
Ders başlamak üzereydi bu yüzden boş bulduğum bir sıraya oturdum. Ve o an öğretmen de girdi zaten. Ders nasıl geçti anlam veremedim. Teneffüs oluvermişti. Telefonumu çıkarıp oyalanıyomuş gibi davranacaktım çünkü mal gibi oturursam iyi olmazdı.
Sonra bana doğru yaklaşan birisini gördüm. Böyle nasıl desem kahverengi havaya kalkık saçları,kahverenginin en güzel tonu olan gözleri, uzaktan bile belli uzun kirpikleri, çok sırıtmasada gamze sinin olduğu belliydi, boyu uzun, kilosu tam yerinde ve çok tarz.
Bu çocuk gerçek miydi?!
Yanıma gelmişti ve biran ağzının aralandığını gördüm.
"Selam""Selam"
"Yenisin"
"Evet"
"Bu arada adım Burak"
"Afra"
"İsminde senin gibi güzelmiş Afra"
İçimden umarım bütün kızlara yavşayan erkeklerden değildir diye söyleniyordum
Ve tekrar konuşmaya başladı.
"Yanıma otursana boş zaten"
Ben daha cevap vermeden çantamı alıp kendi sırasına koydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sadece Sen
Ficção Adolescente" Sadece ben mi?" "Sadece sen.... *** Afra yeni başladığı okulda iki erkekle tanışır, Burak ve Akın. Burak ile Akın düşmanlardır. İkiside Afra'dan hoşlanır. Burak ile Akın büyük bir savaş başlatacakdır. Ama herşey Afra'nın elinde. ...