"Uyandığını biliyorum, gözlerini aç artık."
En fazla 10 saniye önce uyanmıştım ve bu cümleyi hiç beklemiyordum, odadaki kimdi? Beni buraya getiren kimdi?
Gözlerimi zorlukla açıp kırpıştırdım bir iki kez. İleride ayakta duruyordu.
İnceledim onu.
Öylesine geniş ve uzun bir adamdı ki, görünce ürkmemek elde değildi. Geniş dediğim sporun izleri belli oluyordu. Uzun saçları gözlerine yaklaşmıştı. Bu adam kimdi.. Bu adam oydu. Bu adam geçen gece benimle olan adamdı. Yutkundum, yatakta geriye doğru gitmeye çalıştım ama zaten en dipteydim.
"korkmana gerek yok, bir şey yapmayacağım."
Elimde olan bir şey değildi bu.
Birden bir acıyla irkildim. Karnımı unutmuştum,
"Ah!""Aç karnını." dedi sakin bir sesle. İlk baş algılayamadım sonra yatakta yanıma oturduğunda tşörtümün eteklerinden tutup göbek deliğime kadar açtım. Burada olan kızarıklıklar azdı, asıl olanlar yukarıdaydı muhtemelen. Tişörtümü göğsümün hemen altına kadar çekti ve oradaki kızarıklıklara dokundu.
"Acısı ne kadar? Bana tarif edebilir misin?"
Kafamı yanlara salladım, bir kez daha hafifçe bastırdığında öyle bir inledim ki.
"Göğüslerinde bir sorun var mı?"
Kafamı tekrar yanlara salladım,ağrıyla yüzümü buruşturdum. Neden soruyordu ki?
Bana bir şey demeden çıktığında kapı hızlıca kapandı.
YAZARDAN"
Genç adam genç kadının karnındaki kızarıklıklara baktıkça daha da sinirleniyordu. Derin bir nefes aldı ve arkasına dönerek hızlıca odadan çıktığı. Şimdi ne yapacağı belliydi. Uzun ve iğrenç ışıklarla çevrili koridorda yürürken siyah gömleğinin bir düğmesini açarak kafasını bir sağa bir sola oynattı. Şuan öyle korkutucu görünüyordu ki, kehribar rengi gözlerindeki ateş etrafı ateşe verecek gibiydi. Başka bir koridora girdikten sonra ileride bir odaya girdi aniden. İçerideki herkes birden ayağa kalktığında bu iri gövdeli adama doğru yürüdüler, ileride oturan kirli sakallı adam onlara durmalarını ve dışarı çıkmalarını söylediğinde adamlar ikiletmeden dışarı çıktılar. Oturan adam kalktı.
"Hoşgeldin Azat abi.." hürmet edercesine adama doğru yaklaşıp elini uzattı. Bu heybetli ve bir o kadar da ciddi duran adam hâlâ donuktu. Uzatılan eli tutmadı. Adam görmemezlikten geldi ve eliyle koltukları gösterdi, Azat denen adam alay edercesine gülümsedi.
"Beni sinirlendirmek güzel midir Feyyaz?" dedi kısık sesiyle Azat. "Bilirsin, şuanki gibi olmam."
Adam kaşlarını kaldırıp karşısındaki adama anlamayan gözlerle baktı, "Neyden bahsediyorsun abi?" yutkundu. Azat bir adım daha yaklaştı. Feyyaz korkuyla bir adım geriledi ve dik durmaya çalıştı.
"Sana bir şey söylemiştim hatırlıyor musun?"
Feyyaz kafasını salladı "Evet.. Şu kız.."
Azat devam etti "Evet tam da o kız." adamın karşısından çekilip odanın solundaki boydan boya olan camın önüne gelip dışarıya baktı. "Çok iyi hatırlıyorum, o kıza dokunmayacaksınız demiştim."
Arkasını döndü yavaşça. "Ve bakıyorum ki sözlerim umursanmıyor bile." Feyyaz titrek bir nefes aldı, Azat bunun farkındaydı.
Feyyaz afallamıştı aynı zamanda. "Yemin ederim kızı rahatsız bile etmedim, bizimkilere de söyleyecektim ama aklımdan çıkmış bir an.."
Azat alaycıl bir kahkaha attı "Demek aklından çıkmış ha?"
Gülmesini kestiğinde Feyyaz a doğru tehditkar adımlar attı "Senin aklını çıkarmamı ister misin şimdi Feyyaz?"
"Bakalım abi, kameradan bakalım kim rahatsız etmiş..." hızlıca masasına yöneldi ve laptopunu açtı.
Azat masaya doğru yaklaşıp laptobun eliyle kapattı.
"Bu laptop artık benim." Feyyaz panikledi.
"A-abi her şey onda tüm dökümanlar.. Önemli şeyler var onda."
Azat kolunun arasına laptopu alırken "İlyas'a söylerim sana birazdan getirir aynısından." kapıya doğru yürüdü. Arkasına dönüp sinirli bir şekilde baktığında gözleri kısıktı.
"birkez daha.. Eğer bir kez daha ona zarar verecek.. Ucu ona dokunacak bir şeyler yapılırsa..."
Feyyaz tekrar yutkundu.
"Ucunu bu sefer ben size dokundururum."
Sonra kapıyı kapatıp gitti. Feyyaz derin bir nefes alarak oturduğu yerde arkasına yaslandığında kapıda bekleyen adamlara seslendi. Tüm görevlileri odasına çağırmalarını söyledi. Sanırım bir uyarı şart olmuştu.
***