Dersin başından beri müdürün dersiniz aksamıyacak, zaten öğle molalarında kısa süreli çalışacaksınız, ikinci döneme kadar çalışmalarınız biter, hem zaten sizin balonuz için, zaten yeteneklisiniz bir kaç kez beraber şarkılara baksanız halledersiniz gibi kurduğu cümleleri dinliyorduk.
"E ne diyorsunuz bakalım?"
"Hayır desek kabul ediceksiniz sanki hocam" Berk'i susması için dürttüm.
"Sizin kararınız evladım ama dediğim gibi derslerinii hi_"
"Hiç bir şekilde aksamıyacak hocam anladık. Siz bize şarkıları verin yada biz seçelim beynimiz ders çalışmaktan sulandığı zaman biz şarkılara çalışırız" herkes beni onaylarken müzik hocası yanımıza geldi.
"Tamam ozaman yarın öğle arasında beraber seçeriz tamam mı?" Başımızla onaylayıp müdürün izni ile sınıfa gitmek için çıktık ama tabikide sınıfa değil direk kantine yöneldik. Kahve alıp bir masaya oturduk.
"Sanki koskoca okulda bi biz yetenekliyiz" Yağmur'un sitemine kıkırdadım.
"O kadar güzel keman çalmasaydın sende ozaman" gururla arkasına yaslandı.
"Benim planlarıma uysalar ben her zaman varım" kıkırdadım.
"Amma uzattınız iki şarkıya çalışıcaz altı üstü" Burak'a gözlerimi devirdim.
"Sen zaten dersten başka herşeye çalışırsın" kaşlarını çattı.
"Deme öyle test kitabı aldım bir sürü, hepsini çözücem"
"Hadi lan ordan sen ve test çözmek güldürme. Seneye gelip kitap satıcısıyım diye burda satarsın sen onları, gariplerim de kapağı açılmamış diye inanır satın alır " hepimiz gülerken Burak, Berk'in dediğine sinirlenmişti.
"Hepsini çözücem lan sonrada gelip kitapları kafana atıcam"
"Bana kitaplarla değil sınav puanınla gelirsen sevinirim. Çözmek var çözüpte yanlış çıkması var" kıkırdayıp Burak'a baktım. Hiç bozulmadan omuz silkti.
"Desenize müzik aletlerini yine okula taşıyıp durucaksınız " herkesten sitemli sesler çıkarken Mert arkasına yaslandı. Tabi arkadaş bateri çaldığı için rahattı.
"Senden nefret ediyorum Mert"dediğim de Mert kahkaha attı.
"Bende seni seviyorum canım arkadaşım" gözlerimi devirip kahvemi yudumladım.
~~~
"Yeter başım döndü" Berk'in dediğine aldırmadan sandalyesinde dönmeye devam ettim. Geldiğimden beri ders çalışıyorduk ve cidden beynim sulanmıştı. "Dur artık" omuz silktim ve devam ettim. Dönerkende 'vuhu' diye bağırıp gülüyordum. Birden durunca sesim kesildi.
"Ya Berk bıraksana" ellerini çekmeye çalışıyordum ama başarısız olduğum için kalkıp yatağa oturdum. Berkin odasıda benim gibiydi. Tek farkı yatağı çift kişilikti ve yatağının önünde televizyon vardı. Benim odam mavi ve beyaz onun ki siyah ve maviydi. Tam bir erkek odasıydı.
"Senin yüzünden başka koltuk almayı düşünüyorum" sırıtarak ona baktım.
"Bunu bana verirmisin? benimki böyle güzel dönmüyor" gözlerini devirdi.
"Büyü artık" omuz silktim.
"Eğlencenin yaşı olmaz" bir kez daha gözlerini devirip yatağa kendini attı. Bende oturduğum yerden kalkmadan sırtımı yatağa koydum. Kafam karnına değince yatağa yan yattığını farkettim.
"Çocukluk anılarım debreşti yine" heh şaşırmadım. Kim bilir yine ne geldi aklına beyefendinin!
"Beni kızdıracak bir şey ise sus" gülmeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PENCEREMDEKİ ÇOCUK
ChickLitOnu 5 yaşımdan beri tanıyordum. Birbirimizi gördüğümüz ilk andan beri kavga ediyorduk. Sanki her kavgamız da daha da bağlanıyorduk. Birbirimize her laf sokuşumuz bizi daha da yakınlaştırıyordu. Birbirimize ettiğimiz hakaretler sanki aslında söylemek...