"Berk" ses yoktu.
"Berk" yorgun sesim ile tekrar seslendim ama yine ses yoktu. En sonunda dizlerimin üstüne çöktüm. Üşüyordum. Hala yağmur yağıyordu. Şimşek ile gökgürültüsü birbirine karışmıştı. Göz yaşlarımı tutamıyordum. Hıçkırıklarım boş sokakta yankılanıyordu. Ellerim ile kulaklarımı kapayıp yağmurun dinmesini bekledim.
Hala gök gürlüyordu ve yağmurun sesi geliyordu ama ıslanmıyordum. Artık üşümüyordum da. Ayağa kalktım. Ağlamam durmuştu ama başka ağlama sesi duyordum. Sesin geldiği yere doğru gitmeye başladım. Bir kapının önüne gelince kapıyı açtım. Burası benim odamdı. İçerde de yere çömelmiş bir kız vardı ve çığlık atıp ağlıyordu. Aklıma kendi küçüklüğüm geldi. Anlamadığım neden benim odamdaydı.
Yanına gidip başını kaldırmaya çalıştım. Bir yandan bir şey yok diyip susturmaya çalışıyordum ama sanki beni duymuyordu. Kıza sıkıca sarıldım. O duyguyu bilirdim. Güvende hissedene kadar gözünüz hiç bir şey görmezdi. Kız çığlık atmayı kesene kadar sıkıca sarıldım. En sonunda çığlık atmayı kesmişti.
"Berk" kaşlarımı çattım. "Geldin mi?" Yavaşça ondan uzaklaşıp ellerimi omzuna koydum. Başını kaldırıp bana baktı. Yüzü çok tanıdık geliyordu ama bir türlü hatırlayamıyordum.
"Sen Berk değilsin" dedi ağlamaklı sesiyle ve benden uzaklaştı. Ellerimi kendime çektim.
"Evet değilim. İsmim Doğa" birden gülümsedi.
"Gerçekten mi?" Başımı salladım. "Benimde ismim Doğa" demesiyle içimde açıklayamadığım bir boşluk oldu. Yüzünü şimdi hatırlamıştım. Bu kız benim küçüklüğüm olamazdı. Bu imkansızdı.
Gök gürlemesiyle ikimizde yerimizde zıpladık. Küçük kız yanıma gelip bana sarıldı. Bende ona sarıldım.
"Ben korkuyorum Doğa abla hemde çok korkuyorum. Berk burda olsaydı korurdu beni ama gelmedi. Sen gördün mü onu?" Kafasını kaldırıp bana bakınca gülümsedim.
"Görmedim canım ama eminim gelecektir" gözleri doldu.
"Ama ben onu kızdırdım çok kızdırdım. Yalan söyledim ona o da bana kızdı. Ya bir daha benimle konuşmazsa ne yaparım ben. Ya başkalarıyla oynarsa ya giderse" gözünden akan yaşı silip gülümsedim.
"Ne olursa olsun asla o seni asla yalnız bırakmaz" kaşlarını çattı.
"Sen nerden biliyorsun?" Tekrar gülümsedim.
"Çünkü benimde senin gibi bir arkadaşım var ve ne olursa olsun beni yalnız bırakmadı. Ona yalan söyledim ama yinede zor zamanımda yardımıma geldi. Sana değer veren bir insan seni asla yarı yolda bırakmaz Doğa sakın bunu unutma" gülümseyip bana sarıldı.
"Doğa" adımız seslenince ikimizde kapıya baktık ama kimse yoktu.
"Berk geldi" gülümsedim.
"Doğa" ses gittikçe yaklaşıyordu ama görüntü yoktu.
"Doğa" yanımdaki küçük kız kollarımın arasından hızlıca çıkıp koşmaya başladı. Bende arkasından koşmaya başladım. Yavaşlamazsa merdivenlerden düşecekti. Tam ona yavaşlamasını söylerken ayağım kaydı. Yere düştüğümde sert bir zemin bekliyordum ama yumuşaktı. Gözlerimi açmaya çalıştım ama ağarıyorlardı.
"Doğa kızım hadi uyan" annemin sesini duyunca şaşırdım. Tekrar gözümü açmaya çalıştım. Bu sefer başarmıştım ama gözlerime sancı girmişti.
"Doğa iyi misin?" Başımı yana çevirdim. Berk yanımda uzanıyordu.
"İyiyim" gülümseyince bende gülümsedim. Her şey şimdi yerine oturmuştu. Dün gecenin etkisiyle rüya görmüştüm.
"Hadi elini yüzünü yıka sonra aşağı gelin kahvaltı yapalım" başımı salladım. Annemler odadan çıkınca gözlerimi kapayıp ovaladım. Annemler her zaman ki gibi üstüme gelmemişlerdi. Alışkınlardı çoğu zaman olmasada senede bir kez bu olay yaşanırdı. Konuştukça daha kötü olduğum içinde olay o gün biterdi.
"Kalkmayı düşünüyor musun yoksa kucağımda mı götüreyim?" Berk'in hala yanımda olduğunu hatırlayınca yavaşça kalkıp banyoya gittim. O da peşimden geldi.
"Altı üstü gözlerim ağrıyor Berk ölmem" gözlerini devirdi. Yüzümü yıkayıp havluyla kuruladım. Berk'in içeri geçince bende arkasından gittim.
"Rüyan da ne görüyordun?" Berk'in sorusuyla durdum.
"Neden?" Bana döndü.
"Adımı sayıklıyordun" kaşlarımı çattım. Sonra rüyamda ona seslenişim aklıma geldi. Orada sayıklamış olmalıydım.
"Bana o şaka yaptığın günü gördüm. Sana seslenirken bizim eve geldim küçük kız ağlıyordu. Yani ben yani küçüklüğüm" ben açıklamaya çalışırken gülümsedi. Bende gülümsedim. "Her neyse o da seni arıyordu. Yani küçük kız seni arıyordu. Seni derken küçüklüğün olan seni" iyice anlattıklarım karışırken Berk gülmeye başladı. Gülüyordu ama eski Berk gülümsemesi değildi bu. Daha bi soğuktu. Daha bir resmiydi. O da bunu farkedince sustu.
"Ben aşağı iniyorum" başım ile onayladım. Odadan çıkınca kocaman bir of çekip olduğum yere oturdum.
Korktuğum şey başıma gelmişti. Ne kadar da kavga etsek yinede birbirimize soğuk davranmazdık. Kavgalarımızda birbirimize attığımız laflarda bile sıcacık sevgi olurdu.
Bu soğukluk yalan söylediğim için değildi. Tabi o da vardı ama büyük bir çoğunluğu bana nasıl davranacağını bilmediği içindi. Aynı benim ona nasıl davranacağımı bilmediğim gibi. Küçücük bir rüyayı bile anlatamamıştım.
Yalan söylediğim için o kadar çok pişman olmuştum ki rüyama bile işlemişti. Kendi rüyamda kendimi teselli etmiştim. İşin komiği kendi küçüklüğümü teselli ederken çok normal davranıyordum. Rüyada olduğum aklımın ucundan bile geçmemişti.
En sonunda yerden kalkıp yatağımı topladım. Dün uyumadan son kez kokusunu çektiğimi hatırladım. Gelmişti ve yine kendimi güvende hissetmeme sebep olmuştu. Geliceğini biliyordum zaten çünkü ne olursa olsun beni yalnız bırakmazdı.
---------------------------------------------------------------------------------------
Arkadaşlar dün bölüm paylaşmam gerekiyordu biliyorum ama dün veli toplantısı vardı ve annem tabletime el koydu. Sakladığı yerden gizlice alıp bu teselli bölümünü yazdım. Notlarımı düzeltmeden zor alırım gibime geliyor. Kısa biliyorum ama yarım saatlik bir zaman diliminde yazdım. Anca bu kadar oldu.
Umarım beğenirsiniz. Yeni bölüm ne zaman gelir bilmiyorum. En kısa zamanda tableti geri almaya çalışacağım aldığım gibide yeni bölüm yazıp paylaşacağım. Üzülerek söylüyorum ki hikayem bitmek üzere ama ara ara süpriz bölümler yazmayı planlıyorum. Ayriyetten de yeni bir kitap daha paşlaşmayı düşünüyorum. Umarım onu da beğenirsiniz. Çok konuştum farkındayım :D
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum. Yeni hikaye ye başlasam okurmusunuz. Paylaşmamı istermisiniz? Bu sorumu cevaplarsanız sevinirim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PENCEREMDEKİ ÇOCUK
Chick-LitOnu 5 yaşımdan beri tanıyordum. Birbirimizi gördüğümüz ilk andan beri kavga ediyorduk. Sanki her kavgamız da daha da bağlanıyorduk. Birbirimize her laf sokuşumuz bizi daha da yakınlaştırıyordu. Birbirimize ettiğimiz hakaretler sanki aslında söylemek...