Son bir saatte neler olmuştu!
Burak, Berk'i kapıdan çekip götürdüğünden beri son bir saati sorguluyordum. Hatta koca iki günü sorguluyordum. Berk'in son günlerdeki davranış değişikliğine yetişemiyordum. Bir gün onu sevdiğimi sorun etmezken, bir gün ediyordu. Bir gün yakınken, bir gün çok uzaktı.
Ya bugün ki ruh haline ne demeli? Hiç sorun etmeden ona aşık olduğumu cümle içerisinde kullanmıştı. Daha sonra bildiği halde anneme neyi anlattığımı sormuştu. Cevabını öğrenmek istemişti. Söylediğim de ise olabileceğini söylemişti. Konuyu kapatmamış üstünde durmuştu. Cidden kafam karışmıştı.
Tamam bu halinden memnundum. En azından soğuk davranmıyordu ve eskisi gibi beni utandırıp sinir ediyordu. Bu benim sevdiğim Berkti. Öyle olmasına öyleydi ama tuhaf geliyordu. Bir gün önce bana ondan uzaklaştığımı söyleyen kişi şimdi bana eskisi gibi davranıyordu. Bir gün içerisinde değişen neydi? Hangi olayı kaçırmıştım.
"Sana diyorum ya!" Yağmur'un çığlığı ile yerimde sıçradım. "Beni dinliyorsun diye iki saattir konuşuyorum burda" daha ben bir şey anlamadan yanımdan hızlıca kalkarken örgülü saçından çekip yerine oturttum. Tabi o da çığlık attı. "Yavaş be kardeşim, koparıyordun" gözlerimi devirdim.
"O kadar gür bir saçı değil ben, adını hatırlayamadığım, dişleriyle kamyonu çeken adam bile koparamaz" başını tutup 'he ondan' bakışı atarken kıkırdadım. "Her neyse, ne anlatıyordun" birden gülerek dönünce başımı olumsuzca salladım. Bu kız beni çıldırtırdı.
"Artık diyorum derslerine çalışsan, okula daha fazla gelsen, nasıl olur? Yani tamam anlıyorum şuan kafan karışık ama artık derslerine önem ver. Şu boş kafalı umursamaz özürlü gerizekalı gibi daha bir çok hakaret içerikli sıfatları hak eden Öküz Berk'i kafana takma ve ders çalış. En sonunda kafayı yiyeceksin. Bugün Berk'e bağırmasam etüte de gelmeyecektiniz" Yağmur haklı olmasına haklıydı ama önceki gün ve bugün yaşananları bilmiyordu. Gerçi anlattığımda daha da sinirlendi.
"Al işte, sen ona aşık olduğunu söylüyorsun ve o sana bir şey demiyor mu? Sadece kendini suçladığı ve gönlünü almak için sana yakın mı davranıyor? Hah salak işte. Arkadaş olduğumuzdan beri kafasını koparmak istiyorum bu çocuğun" gülmeden edemedim.
"Bilmiyorum Yağmur. Neden birden bu kadar yakın davrandığını anlamadım. Normalde müneccim olan ben şimdi Berk'in ne yaptığını anlamıyorum" cidden anlamıyordum.
Yani kim ne demek istiyor ya da neyi neden yapmak istiyor bakışlarından anlardım. Yani genellikle anlardım. İrem'i saf dışı tutuyordum çünkü düzelmesine bel bağladığım için her oltasına takılmıştım. Ama Berk'i anlamam gerekirdi. Onu çok iyi tanıyordum ve her şeyini anlardım ama anlamıyordum. Sanki onu anlamaya çalışırken bir şey beni engelliyordu ve geride sadece kafa karışıklığı bırakıyordu.
"Vay be, İrem artık yok yani" başım ile onayladım. "Her ne kadar kızsam da onu özlüyorum. Kıskançlıktan gözü dönmeseydi her şey daha güzel olabilirdi" tekrar başım ile onayladım. Diyecek bir şeyim yoktu. Bende çok şaşırmıştım.
Yağmur, Mert'in yanına gidip arkasından ona sarılırken gülümsedim. Acaba bende böyle Berk'e sarılabilecek miydim? Yani eğer bu olaylar olmasaydı her türlü sarılırdım ama şimdi sarılmayı bırak yanına yaklaşmaya korkuyordum. Ne zamandan beri bir birimize ilk temasımız bugün olmuştu. Sarılmış ve bir birimize gülümsemiştik. Cidden garip bir gündü.
"Özür dilerim" şaşırarak başımı yanımdaki kişiye çevirdim.
"Hı?" Ağzımdan çıkan tek sözdü. Şaşırmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PENCEREMDEKİ ÇOCUK
Genç Kız EdebiyatıOnu 5 yaşımdan beri tanıyordum. Birbirimizi gördüğümüz ilk andan beri kavga ediyorduk. Sanki her kavgamız da daha da bağlanıyorduk. Birbirimize her laf sokuşumuz bizi daha da yakınlaştırıyordu. Birbirimize ettiğimiz hakaretler sanki aslında söylemek...